Jungkook
Gerginliğin hakim olduğu masada dudaklarımı dişleyerek karşımdaki üçlüye bakıyordum.
Konuşmamı bekliyorlardı çünkü konuşmak için toplamıştım.
Tabikide bu üçlü Annem , Babam ve lanet olası Irene di.
Tamam yapabilirim.
"Uhm aslında size bir şey söylemek istiyorum. Ben bu evliliğin olmasını istemiyorum. Irene sana aşık falan değilim. Ben ona aşığım."
Annem derin bir nefes alarak geriye yaslandı.
"Yine başlıyoruz"
Derin bir nefes alıp kendimi sakinleştirmeye çalıştım.
"Anne, ciddiyim. Bu evliliği istemiyorum ve olmıyacak. Benim aşık olduğum kişi Irene değil, Lisa."
Annem gözlerini devirdiğinde son çare Irene E döndüm.
"Irene sende biliyorsun ki birbirimizi sevmiyoruz. Bu evlilik ikimizide mutlu etmez, seni aldatmamı falan mı istiyorsun?"
Irene derin bir nefes alıp herkesin anlayacağı bi yapmacıklıkla gülümsedi.
"Haklısın kook. Bu birliktelik ikimizide mutlu etmez. Gidebilirsin."
Duyduklarıma şaşırsamda irene ilk defa son derece ciddi duruyordu.
"Emin misin?" Ne diyordum ben?şaşkınlıktan ne yaptığımı bilmiyordum resmen.
"Evet Jungkook. Git."
"Teşekkür ederim"
Gülümseyip ayaklandı.
Onu beklemeden ve annemleri umursamadan hoplaya zıplaya evden çıktım.
Evet. Artık tek yapmam gereken Lisa mın gönlünü almaktı.
Kim Taehyung
"Jisoo, seok jin kim ?"
Taekyung umun mamasını çalkalamayı bıraktı ve bana döndü.
" ben ne bileyim Taehyung?"
"Of ya"
Arkasına geçip ellerimi beline doladım. Kafamı boynuna gömüp harika kokusunu içime çektim. Herşeyden çok seviyordum onu.
"Ne istiyorsun Tae?"
Al işte. Iki romantiklik bile yapamıyoruz. Ama bu durumu lehime kullanabilirim. Değil mi?
"Sencede Taekyung oynarken çok sıkılmıyor mu? Ona bir kardes gelse hiç sıkılmaz çocuğum"
Dirseğini karnıma geçirince nefessizlikten geri çekilmek zorunda kaldım. Bu darbe beklendikti.
"O daha çok küçük"
"Peki tatlım sen ne istiyosan."
Pekala bi fırsat daha gitti.
"Seni seviyorum" yanağıma küçük bir öpücük kondurup Oğlumuzun yanına gitti.
"Ama seokjin kim çok merak ettim cidden"
"Yakında kokusu çıkar merak etme bebeğim"
Park jimin
Sabah Karımla sarılmış uyurken gelen minik adım sesleriyle uyandım.
Beklediğim gibi oğlum tepemdeydi.
Onu yanıma çekerken sordum.
"Ne oldu oğlum?"
Minik bedeni kollarımın arasındayken kollarını bana sardı.