2

34 7 0
                                    

Güzel, bol çizimli, eğlenceli, okulsuz, bol yemekli ve pubg oynamakla geçen bir haftanın ardından yarın okula gidecektim.

Bu gün okul formamı almaya gideceğim. Ege'de gördüğüm kadarıyla sade ama güzel bir formaya benziyor. Beyaz gömlek siyah okul pantolonu siyah okul ceketi var. Ve evet çok sade bu yüzden ayrıyetten birkaç terzilik işlem uygulatmam lazım. Ve okulum da devlet okulu. Kolejde zengin zübbelerle uğraşmak fazla sıkıcı olacağı için hiç düşünmeme gerek bile kalmadan direk devlet okuluna nakil aldırdık.

"Anne ben gidiyorum. Arabam geldi mi?"

"Geldi kızım masanın üzerinde anahtar!"

"Tamam!" Diyip salona gittim ama karşımdaki manzara beni hüsrana uğrattı. Masada 20 ye yakın anahtar vardı. Bunların arasında mı yani?Ben bunu bulmaya üşenirim ama.

Hem bu kadar anahtarın bizde ne işi var? Nerenin ki bu anahtarlar? Neyse.

5 dakika sonunda arabamın anahtarını bulmamla bir sevinç dansı yaptım ve anahtarımla arabama uçar adımlarla ilerledim.

Bana garajdan el sallayan ve göz kırpan muazzam arabama doğru neredeyse uçar adımlarla gittim camına yapıştım ve öpmeye başladım. Tabi bir yandan da konuşuyordum.

"Benim gülüm annesini özlemiş mi? Hanimiş benim birtanem? Özledin mi beni? Ben seni çok özledim. Seninle ne zamandır hız yapıp Ege'yi çıldırtmıyoruz değil mi?-hayal kuruyormuş gibi yapıp- Ah evet ben de özledim o günleri. Ne günlerdi ama?"

"Aynen Ece! Beni delirtmek çok mu hoşuna gidiyor?"

Arkamdan Ege'nin sesi gelince bir an ürksem de belli etmedim. Kendisinin aşırı hız ve yükseklik korkusu var. Yüzümde bir piç smile ile Ege'ye döndüm ve

"Evet ne kadar hoşuma gidiyor bilemezsin? Hem sen benimi dinledin?"

O da aynı benim gibi piç smile yaptı ve

"Arabanla hasret gidermen baya yaratıcı ve güzeldi. İtiraf etmeliyim ki  baya duygulandım."

"Git başımdan Ege!"diyip arabama bindim ve bu eşsiz ve rahat koltukla beraber götüm mutluluk ibresini aştı. Anahtarı yuvasına yerleştirdim ve arabacığımı çalıştırdım.

Trafikte biraz zorlansam da sonunda okul formamın satıldığı yere geldim.

Formam bir etek beyaz gömlek okul pantolonu kravat ceket takımından oluşuyordu. Soğukta pantolonu sıcak havalarda eteği giyerim diye düşünüyorum ama önce yamaları almam lazım. Bana göre çok sadeler. Eteğe bir büyük cep yaptırmam lazım çünkü ellerimi sürekli cebime sokarım. Alışkanlık gibi bir şey yani. Hem güzel duracağını düşünüyorum.

Terziye gitmeden önce ipçiden yama aldım birkaç tane. Ardından terziye gidip eteği ve ceketimi verdim. Terzide onlar olana kadar evde eksik olan eşyalarımı alsam iyi olacak. Sonuçta buraya yeni geldik bir haftam boş geçse de evden dışarıya çıkamadım ve birçok eşyam hala gelmedi.

Önce bir mağazaya girdim ve şort pantolon birkaç tane de tişört aldım. Ardından birkaç çift ayakkabı aldım. Birkaç elbise ve tamam.

Elimde poşetlerle koşmak cidden kötü bir şey.
Nedenini hemen açıklayayım. AVM birazdan kapanacak ve ben bu saate kadar ne yaptığımı düşünüyorum. Kafamda deli sorulara çözüm bulacaktım ki terziye geldim.

"Amca kusura bakma kendimi alışverişe kaptırmışım" soluk soluğa konuşmamla amca hafiften güldü.

"Sorun değil kızım gel sana bir bardak su vereyim. Belli ki yorulmuşsun."

Amca dükkanın arkasına geçti ve birkaç dakika sonunda elinde bardak ve poşetle yanıma geldi. Suyu bana uzattığı gibi diktim. Ne var yani susamış olamaz mıyım?

Amcayla biraz konuştuktan sonra dükkandan çıktım ve arabama doğru yine ve yine koşar adımlarla gittim. Poşetleri arka koltuğa attığım gibi bir rahatlama geldi üzerime. Saate bakmak için telefonumu çıkarttığımda Ege'nin beni aradığını gördüm. Telefonum sessizdeymiş. Telefonu kulağıma yaklaştırmamla uzaklaştırmam bir oldu.

" Nerdesin sen! Bu saate kadar ne yaptın! Bu telefonu sana süs diye mi aldılar! Seni kaç kere aradım haberin var mı?"

Daha fazla bu sese katlanamayacağım için yüzüne kapattım. Sonuçta eve gidiyordum zaten. Hem başıma ne gibi bişey gelebilir ki?

Akşam saatleri olduğu için trafik akışkandı ve bu benim baya bir hoşuma kaçmıştı. Arabamın hızı arttıkça günün yorgunluğunu atıyordum sanki.

Eve gelene kadar son hız sürdüm ve evin önünde drift attıktan sonra arabamı garaja park ettim.

Elime tüm poşetlerimi almamla boyumun yarısı yerin altına göçtü sanki. Ne ara aldım ben bu kadar eşyayı?

Zile basmak için büyük bir çaba sarf ettikten sonra sonunda Fadime teyze kapıyı açtı.

"Hoş geldin kızım. Evdekiler delirdi gelmediğin için. Dikkatli ol derim."

" Sağol Fadime teyze. Bu poşetteki eşyaları yerleştirir misiniz Nurgülle?" Fadime teyze evin büyük çalışanıydı. Nurgül de onun kızıydı.

"Tabi kızım şıraya koy sen poşetleri biz hallederiz."

"Sağol Fadime teyze" tam arkama dönmüştüm ki kapıya çarpmam bir oldu. Bir dakika burada kapı yok ki. Etrafıma sarılan kollarla kapı olmadığını anlamış oldum. Kulağımın dibinde sıcak bir nefes hissettim.

"Korkuttun beni." Sesi çok üzgün geliyordu.

"Neden?"

"Sana bir şey oldu sandım."

"Bana bişey olmasın diye 6 ay boyunca kick boks dersi aldım." Geri çekildi

"6 aylık dersin sana yeterli geleceğini mi düşünüyorsun. Daha fazla gitmeliydin."

"Seni yenmiştim hatırlatırım." Bu sırada kolunu omuzuma attı ve yemek odasına doğru gitmeye başladık.

"Fazla hızlı ögreniyorsun ve bu bedenden nasıl o kadar güç çıktığını hala anlayabilmiş değilim."

Az önce bana küçümseyici mi baktı o? ve beni ciddi anlamda küçümsedi mi? Görürsün sen!

"Sen beni mi küçümsedin şimdi?"

"Her neyse okul eteğin kısa mı?"

"Hayır uzun aldım. İstediğin gibi."

"Yemekten sonra gösterirsin."

"Yarın göreceksin zaten ne gerek var hem ben çok yorgunum."

"Pekala öyle olsun."

Yemek yedikten sonra biraz okul hakkında Ege birkaç şey anlattı. Mesela yarın için herkes heyecanlıymış çünkü beni merak ediyorlarmış.

Ardından Ege'nin tehditlerini dinledim. Neymiş erkekler yanıma yaklaşamazmış. Beden dersinde şort yasakmış. Kıyafetlerime dikkat edecekmişim. Makyaj yapmayacakmışım. Bıla bıla bıla.

Bir çok şey konuşulduktan sonra herkes odalarına çekildi. Ben de düş aldıktan sonra yatağıma gittim. Yarın neler olacaktı acaba...

Bunları düşünürken uykuya dalmıştım zaten.















—————

COMMUOVEREHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin