Arkadan bir ses
"Var adım Barlas!"
Kafamı kaldırdığımda OHA bu insan mı? Bu yakışıklı meteor şimdi bu sıranın sahibi mi? Sağdan sağdan sıcak basmaya başladı bana. Galiba gözüm bayram etmeye falan başladı.
Siyah saçlı beyaz tenli dolgun dudaklı dudağında Demir piercingi olan kaslı maslı yapılı tahminimce 2 metre olan bir meteorlar kralı vardı karşımda.
Galiba çenem yere yapıştı...
Ama yapışmamış da olabilir.
Arkasındaki çocuklardan birisi de meteorlar kralı ile aynı ama sadece meteorlar kralı daha kaslı. Tamam baya saçmaladım ama anladınız işte siz.
Her neyse kendine gel Ece karşında bir meteorlar kralı olabilir ama bişeyler demen gerekiyor.
Acaba çocuk konuşalı kaç dakika geçti veya salise. Çünkü bende zaman kavramı durdu da.
"Beni kesmeyi bitirdiysen sıramdan kalk."
A Ah kabaya bak. Ama meteorlar kralı olan bir kaba.
Ben mi onu kesiyorum. Kendimi göstererek"Ben mi seni kesiyorum? Kesilecek neyin var ki seni keseyim? Hem ben bu sırada oturmak istiyorum." Bunu dememle hafiften gülümsedi ve aman allahım gamzesi var ve bembeyaz dişleri. Kesinlikle düştüm. Ve kalkmak istemiyorum.
"Tabi ilk kez gördüğün için bilemezsin. Aslında çok fazla var. Vee o soradan kalk yoksa senin için iyi şeyler olmaz." Bay ukala. Şuna bak ya baya bana emir veriyor pis ucube. Diğer boş yerlere baktım göz ucuyla. Ve o an bir şey farkettim tüm sınıf filim izler gibi bizi isliyor. Onlara hitaben "Önünüze dönün yoksa ben bir güzel göndereceğim o güzel kafalarınızı." Bunu dememle herkes usulca önüne döndü. Bay ukala ama meteorlar kıralına bakarak çantamı sinirle alarak ayağa kalktım ve sertçe konuşmaya başladım. Israr edecek değildim. Gururlu bir yapıya sahiptim.
"Al bu çok kıymetli sıranı zamanı gelince pamuğa dönüştürüp bir yerine tıpa olarak kullanırsın. Şuna bak ucube kılıklı ego yığını hem ben senin nereni keseyim ki kalıplaşmış yağlarına da kas diyorsan artık ben de kendime Selena Gomez diyorum var mı bir itirazın."
Arkadakiler şaşkın şaşkın bana bakmaya başladı. Ama öndeki ucube şaşırsa da alay edermiş gibi davranıyor. Bilmez miyim ben? Erkekleri anlama kitabı bile yazacak kapasite var olum bende. Sonuçta ikizim bir erkek.
Sert ama havalı adımlarla yavşakların sırasına baktüm. Tabi onlar da bana beklentiyle.
Onları ikna etmek için tam atağa geçecektim ki zil çaldı. Hay ben senin ziline. Hoca gelene kadar ikna edebilir miyim acaba diye düşünürken içeriye hoca girdi. Hocanın gelmesiyle içimde oluşan umut kırıntılarını süpürüp çöpe attım.
Oflayarak duvar kenarında oturan çocuğun yanındaki sıraya oturdum. Oğlandaki ben kazandım Zafer benim gülümsemesi ise taktire şayandı yani.
Ders boyu hem Barlas'a kötü kötü bakarak hem ders dinleyerek hem de yanımdaki piçle kavga ederek geçirdim.
Pis Barlas.O ise beni hiç takmadan telefonuyla ilgilendi.
Resmen beni aç kurtların eline bırakmıştı. Yanımdakinin açık açık akşam bizim eve gel ev boş demediği kaldı. Pislik. Ah deliriyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
COMMUOVERE
Teen FictionHerkesin kendine göre zorlu zamanları olur. Küçükken yaşananlar, yaşamak zorunda kaldığımız o anlar veya bizim isteğimiz dışı oluşan durumlar ve daha niceleri. Ece 18 yaşında olmasına rağmen 11. sınıfa gidiyor. Kendisi bile o 1 yılını hatırlamıyork...