"Eceee! Kalk artık! İlk derse 10 dakika kaldı ve sen hala burada horul horul uyuyorsun bu ne rahatlık. Ben bile senin kadar uyumuyorum. KALK HADİ!!!"
Kulağıma gelen konuşma ve böğürme sesleriyle rahatsızca kıpırdandım ve arkamı döndüm.
"Bak bir de götünü çeviriyorsun! Kalk dedim sana!"
Bir parmağın sırtımı deşer gibi dürtmesine karşı
"Elini s**tiğim senin o elini alır münasip yerine monteler yere oturturum g**ünü de yere çivilerim. Duydun mu beni!?"
"Kalkmazsan kalkma ben okula gidiyorum."
"Nereye gidersen git beni uğraştırma!"
Ve yapışık ikizim olarak tanımladığım uyku beni kollarının arasına yine ve yine aldı.
——————-
Telefonumun çalmasıyla elimi komidinin oraya uzattım ve elime ilk gelen şeyi kulağıma koydum.
"Ne var!" Ses yok.
"Sana diyorum!" Tekrardan telefon sesiyle gözlerimi araladım. Ekrana bakmak için telefonu kulağımdan uzaklaştırmakla elimdekinin telefon değil de alarm olduğunu gördüm. Hemen oturur pozisyonuna geçtim ve gerçek telefonumu aldım.
"Ne var!"
"Ece nerdesin öğle arasına 10 dakika kaldı ve sen hala ortalıklarda yoksun." Saat kaçtı ki?
"Saat kaç ki?"
"Öğlen oldu kızım ne saatinden bahsetiyorsun sen?"
"Tamam kapat hazırlanıp geliyorum. Ve bana konumu at." Yataktan kalkabilirsem gelirim. Bir dakika gözüm kaşındı.
"Tamam.Çabuk ol!" Ve bam yüzüne kapattım.
Her neyse hazırlanmam lazımdı. Hızlıca kalktım ve duş alıp saç kurutma makinesiyle saçlarımı kurulamaya başladım. Saçımı salaş balık sırtı yaptım maviler belli olsun diye. Saçımın aralarında mavi ve lacivertler var. Balık sırtına çok güzel oluyorlar bence.
Gözüme hafifçe maskara ve göz kalemi sürdüm. Mat likit bir rujla makyajım tamam. Daha fazlasını beklemeyin benden en fazla bu kadar makyaj çıkıyor. Süslü halim de bu ama olsun. Sonuçta bana göre okulumun ilk günü.
Okul formamı ve dizimin hemen altına gelen çoraplarla bence gayet de hazırdım. Siyah spor ayakkabılarımı da giydikten sonra baya da güzel oldum bence.
Birkaç da takı takacağım galiba. sol bileğime tımberlandin siyah saatini ve yanına siyah deri bileklik taktım. Baş parmağıma babamın bana özel olarak yaptırdığı gümüş altın karışımı olan yüzüğü taktım.
Sırt çantama da bir defter ve kalemliğimi attım. Derslerle pek alakam olmaz açıkçası. Zaten bir tek matematik de iyiyim. Ege tüm derslerde iyi. Böyle bir şey olabilir mi ya? Bazen insan mı diye düşünmüyor değilim.
Evden tam çıkacaktım ki aklıma yemek yemediğim geldi. Saate baktığımda zile 20 dakika kaldığını gördüm. Bence yetişirdim. Hızla Fadime teyzenin yanına ilerledim.
"Fadime teyze bana pratik yapılan bir yemek yapar mısın?"
"Tabi kızım 5 dakika bekle."
"Tabi. Ama hızlı olmalısın yoksa seni bile yiyebilirim."
Gür bir kahkaha patlattıktan sonra "Kızım alemsin vallaha."
Fadime teyze kendimi bildim bileli bizim evde çalışıyor. Yaşına göre baya hızlı ve pratik bir kadın. Eşi de bahçıvanımız olur. Bir de kızları var Nurgül.30 35 yaşlarında birisi. Evlenmedi ama nişanlısı var. Nurgül abla falan diyordum aslında ama yaşlı hissettiğini söylediği için sadece Nurgül diyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
COMMUOVERE
Teen FictionHerkesin kendine göre zorlu zamanları olur. Küçükken yaşananlar, yaşamak zorunda kaldığımız o anlar veya bizim isteğimiz dışı oluşan durumlar ve daha niceleri. Ece 18 yaşında olmasına rağmen 11. sınıfa gidiyor. Kendisi bile o 1 yılını hatırlamıyork...