Gün doğmayacak bazıları için bir daha batmayacak. Bir daha görmeyecek sevdikleri onları. Acısı kalacak. Anısı kalacak. Kendisi olmayacak.
Ölme kararını aldıktan sonra deli gibi düşünmeye başlamıştım Nasıl ölünürdü ki? İnsanlar nasıl ölüyordu? Kimisi zehirleniyodu, kimisi yanıyordu, kimisi boğuluyordu, kimisi trafik kazası...
Ben bunların hiçbirini yapamazdım belki ama bileklerimi kesebilirdim ya da balkondan atlayabilirdim (tabi yükseklik korkum olmasaydı) onun için direkt birinci seçeneğe odaklandım.
Evet gayette bileklerimi kesebilirdim herkes kesiyordu bende gayette yapabilirdim, yoldan bir taksi çevirip bindikten sonra evimizin adresini verip oraya gitmesini söyledim.Eve vardığımda ise bir süre kapıda dikildim o kadar uğraşmama rağmen içeri giremedim yapamadım nasıl yapacaktım ki kapıda bekledim bir süre zihnimde delice hep o soru "Ya annemle babamı tekrar göremezsem, ya birdaha sesini duyamazsam?"Başım dönüyordu durduramıyordum, durmuyordu! Ve birden ayaklarımın bağı çözüldü ve ben onlara "Dur" diyemedim.
Gözümü açtığımda uzanıyordum hastanede ne ara buraya geldiğimi hatırlamıyordum bile annemle babam neredeydi diye kendi kendime sorduğumda hatırladım annemle babam gitmişlerdi bana bir veda bile etmeden "Biz çıkıyoruz kızım, kendine iyi bak" bile demeden gitmişlerdi... Hemde beni öylece birbaşıma ortada bırakarakBu gerçekle yüzleşmek kadar kötü birşey yoktur heralde daha fazla başıma ne gelebilirdi ki ben yaşama varlıklarımı kaybetmiştim ne diye yaşıyacaktım,yüzsüzler gibi. Yaşmamalıydım...
Güçlükle elimdeki serumu tutup kolumdan çıkardım kolumdan kan akmasını umursamadan doğrulup ayağa kalkacaktım ki hemşire geldi"Ne yapıyorsunuz hanımefendi sizin dinlenmeniz lazım" dedi.
"Hayır dinlenmem falan lazım değil buna sen değil ben karar veririm, bırak beni gidiceğim" dedim.
"N'olur hanımefendi daha yeni uyandınız gitmeniz doğru değil" Hâla doğru değil diyor ya, ya sabırr!
"E bundan sizene, doğruyu yanlışı sizden mi öğrenicem?" dedikten sonra kadını umursamadan eşyalarımı alıp hastane çıkışına yönelecektim ki kadının az önce masaya indirdiği tepsinin içindeki sivri uçlu makası gördüm çaktırmadan cebime attım ve hızlı adımlarla hastaneden uzaklaştım.
Roket takmışçasına hızlı koşuyordum sanki dursam beni annem ve babama gitmemden alıkoyacaklardı, epey bir koştuktan sonra daha önce hiç gelmediğim bir yere gelmiştim bu yeri ilk kez görüyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Satılık Umut
Roman d'amourAcılarımın Kirası Ağır Gelince Umutlarımı Sattım 🍃 Bizim masalımızın ismi buydu sanırım 'Satılık Umut' Bizim umudumuz tükenmemişti çünkü. Biz onları satmıştık... Acılarımızı ödemeden umudumuzu yaşayamayacağımızı bildiğimiz için belkide... Yıkılan...