8. BÖLÜM

120 20 15
                                    

GÜNEŞTEN
Gözüme giren ışıkla kendime gelmiştim ama sanki üzerimde  tonlarca ağırlık varmış gibi hissediyordum gözümü tamamiyle açtığımda hastahanede olduğumu daha yeni fark etmiştim bir anda başıma giren ağrıyla başımı tutum sağ tarfımdan gelen sesle yanımdakinin araf olduğunu fark ettim"iyimisin ağrın sızın varmı" diyince başımı hayır anlamında salladım arafı daha iyi görmek adına biraz doğruldum ama vücudumdaki ağırlık buna engel oluyordu.

Arafın yardımıyla doğrulmuştum kısa süren sesizlikten sonra arafın sesiyle daldığım derin dünyamdan sıyrılmıştım "o adamın yanında ne arıyordun " diyince anlamsız bir yüz ifadesiyle arafa baktım "kimden bahsediyorsun" diyince zaten sert olan yüzü biraz daha sertleşmişti "yamaç denilen heriften bahsediyorum" diyince bir anda yaşadıklarımı hatırladım "benim onun yanında olduğum falan yok bu sağdece bir tesadüf" diyince bana inanmayan gözlerle bakıp "tesadüf mü" diyince benim şarteller atmıştı " sen ne ima etmeye çalışıyorsun".

Diyince alaycı bir şekilde gülüp " ben bir şey ima etmiyorum sen neden böyle kızıyorsun ki" diyince gözüm döndü bir an " gerizekalı aptal sen kendini ne zannediyorsun beni tanımıyormuş gibi davranıyorsun benden nasıl şüphelenirsin".

Diyince bir an ne dediğini anlayıp "aff özür dilerim güneş ne düşünüyorum ben bi an korktum seni o şerefsiz yamaçın kolarında hareketsiz görünce korktum" diyince bir an affaladım ne yani beni kurtaran yamaçmıydı ama neden bu çocuk daha düne kadar benden nefret eden çocuk şimdi benim hayatımı kurtarıyor bu düşüncelerden ayrılıp arafa döndüm.

"bu beni böyle iğrenç bir şeyle itham etmen için yeterli bir şey değil" diyince biraz ağır davrandığımın farkına varmıştım ama bunu hak etmişti bir daha birini suçlamadan önce on dafa düşünür inşaallah " sen benim diğer yarımsın seni öyle savunmasız görünce korktum işte seni bir an kaybettim zannetim" diyince içim cız etmişti bizim arafla en uzun kavgamız bir dakikayı bulmaz bunun için fazla uzatmadım "bana bak koca kafa bir daha beni böyle miğde bulandırıcı bir şeyle itham edersen o kafanı ellerimle kırarım" diyince gülüp tam boynuma sarılıyorduki engel olup durdurdum onu "sakın sarılma hastayım her yerim ağrıyor" diyince gülüp başını tamam anlamında saladı tam o anda kapının açılmasıyla içeri annem ve babam girdi.

Bir anda annemin bana sarılmasıyla istemsizce gözlerim dolsada kendimi tutmayı başarmıştım "tamam anne bak bir şeyim yok ağlama lütfen" diyince annem benden ayrılıp kulağımı çekmeye başladı " ayyy anne ne yapıyorsun aff kulağım koptu galiba ayy" diyince "oh olsun sen uzun zamandır anne dayağı yememişsin iyice bir kulağını çekeyim de bir daha böyle aptalıklar yapma".

Diyince gülüp "tamam tamam atarlı hatun bir daha senden izinsiz hiç bir yere gitmeyeceğim" diyince kulağımı bırakıp gülmeye başladı "araf güneşi nerde buldun oğlum" diyen babama bakıp sonra arafa baktım araf yanlış bir şey söylerse bittiğimin resmidir "ooo baba uzun mesele ben sonra anlatırım tamam" diyince babam kaşını çatıp " lan askerlik arkadaşınmı var karşında bu ne yavşaklık kendine gel" diyince araf hemen kendini düzeltip "özür dilerim baba" dedi benim için azar işitmişti babamdan ama kardeşler bu günler içindir. Bir saat kadar sonra beni taburcu etmişlerdi nihayet eve geldiğim için çok mutluydum bu gün için fazlasıyla aksiyon yaşamıştım kılmadığım namazların kazalarını eda ettikten sonra hemen sıcak yatağıma bırakmıştım kendimi tam uykunun huzurlu kolarına bırakıyordum ki içeri giren annemle bakışlarımı anneme diktim" bir şeymi oldu anne" diyince o bayıldığım tebbesümüyle yüzüme bakıp "yok bir şeyim kızım bu gün seninle uyuyacağım" diyince anneme yer açıp yatağa girmesini bekledim.

Sabah ezan sesiyle gözlerimi açmıştım hemen yanıma baktığımda annemin gittiğini fatk ettim ezan bitter bitmez yataktan çıkıp hemen banyoya ilerledim abdest aldıktan sonra odaya geri gelip namazımı kıldım sonra hemen okul için giyinip aşağı indim bana bakan gözleri es geçip masaya oturdum "kızım neden kalktın bu gün okula gitmeyeceksin ben müdür beyle konuşurum" diyen babama bakıp "baba benim bir şeyim yokki hem bu gün matematik quizi var gitmem gerek" diyince babam anlamış gibi başını sallayıp kahvaltıya devam etti gözüm arafa kayınca bir şeyler yaptığını fark ettim "ne yapıyorsun araf" diyince bana bakıp " he yok bir şey sağdace yağmur yağıyormu diye baktım" diyince gülüp " oy benim ikizim hastalanmayayım diye endişeleniyormu" diyince gülüp " yok be yağmur yağıyorsa gidip yağmurun altına girecem kim bilir belki hastalanırımda bu günkü quizden kurtulurum" diyince hepimiz bir anda gülmeye başladık "neden oğlum okula gitmek istemiyormusun" diyince babam, araf sevinçle başını sallamaya başladı "evet baba hiç gitmek istemiyorum" diynce babam " iyi o zaman seni okuldan çıkarıp diyarbakıra amcanın yanına iş için gönderiyim istermisin" diyince arafın gözleri fal taşı gibi açılarak "yok baba yok ben okumak istiyorum ben çalışmak istemiyorum" diyince babam ciddiliğini kaybetmeyip " hayır oğlum seni okumak için zorlayamam bu gün amcanı arayacağım sana bir iş bulsun" diyince araf babama yalvararak " Allah rızası için beni amcama verme amcam beni gebertir baba beni okula gönder" diyince babamla birlikte gülmeye başladık.

Zıt KutuplarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin