Multi: Selim
Nisan'a yaslandığım da geri çekilmeye çalıştı.
"Ne oluyor Eylül. Ayrıl kızım böyle şeyleri sevmediğimi biliyorsun."
"Biraz böyle kalalım Nisan lütfen..."
"Ağlıyor musun sen? Onun yüzünden deme bana."
Onun yüzünden ağlamıyordum. Hayatımda zaten tek o da yoktu.
"Bir erkek için ağlayacak kadar düşmedim Nisan." hıçkırıklarım ağzımdan kaçarken kendimi tutmaya çalıştım.
Düşmanlarımla dolu olan bu sınıfta, ağlamamalıydım ama ağlıyordum. Her şey üst üste gelmek zorunda mıydı?
Birinin elimi tuttuğunu hissettiğimde Nisan'ın arkasından elimi tutan kişiye baktım. Asel elimi tutmuş, Nisan'a neden ağladığımı soruyordu. En yakın arkadaşım dahi ağladığımı fark etmemişken o gelmiş elimi tutuyordu.
Lavaboya gidip elimi yüzümü yıkadıktan sonra Nisan beni bir kenara çekti.
"Neden ağladın Eylül?"
"Babam sizinle dışarı çıkmama neden izin vermedi biliyor musun?" dediğimde kafasını iki yana salladı.
"Bir daha kendime zarar vermemden korkuyor Nisan. Bir yıl geçti üstünden ama onların güvenini kazanamadım hala. Bu ne kadar ağır bir durum anlayabiliyor musun? Ardından onun da sevgilisi olduğunu duyunca sinirim bozuldu. Babam da aklıma gelince ağladım işte."
Sustu. Hiçbir şey demedi. Ne diyebilirdi ki zaten? Kendi hatamın bedelini ödüyordum. Yıllar boyunca da ödeyecektim.
Pişmanlıklar, keşkeler. Hayatımın özeti buydu.
Yaptığım şeylerden her zaman pişman olmuştum. Bunun sonucunda da kendimi keşke derken bulmuştum. Bir daha keşke demek istemediğim için Selim'e mesaj atmıştım. Ama şuanda keşke diyordum.
"Keşke ona mesaj atmasaydım."
Geçiş bölümü gibi oldu ama beğenmişsinizdir diye umuyorum :)
Hadi bana yallah 🖤

ŞİMDİ OKUDUĞUN
gri
Short Story[texting, tamamlandı] Gri'm: Anlamadım? 0544***: Anlamayacak bir şey yok. 0544***: Seni diyorum, otobüste gördüm. 0544***: Gri gözlerin beni benden aldı diyorum. Gri'm: Onu anladım. Gri'm: Bana yazma amacını anlamadım. 0544***: Seni tanımak istiyor...