G|16

5.6K 369 169
                                    

O gün ilk defa babam arkadaşlarımla dışarı çıkmama izin vermişti. Yağmur, Nisan, Başak, Rüya ve Gizem ile buluşmuş, Yağmur'un sevgilisini ve onun arkadaşlarını bekliyorduk.

"Biz senin sevgilinin gelmesini neden bekliyoruz acaba." ayı uzatarak konuşan Nisana'a, Yağmur kötü kötü baksa da hepimiz haklı olduğunu biliyorduk. "Şu mönüye bak, ne güzel yemekler var." ağzı sulanarak konuştuğunda tebessüm ettim.

"Az daha beklersen ölür müsün Nisan?" Yağmur'un söyledikleriyle güldüm. Açıkçası Rüya hariç hepimiz yemeğe aşırı düşkündük. Ama Nisan'ın boğazı daha genişdi. Yemek deyince akan sular duruyordu.

Bir süre hepimiz telefonlarımıza gömüldük.

"Selam kızlar." Emre'nin sesini duymamla kafamı kaldırdım. Emre'nin arkasında durduğum kişi ile şoka uğramıştım. Selim, Yağmur'un sevgilisi Emre'nin arkasındaydı. Yanlış görmeme ihtimaline karşı, ara sıra taktığım gözlüğümü düzelttim. Hayır, yanlış görmüyordum. Selim buradaydı, Nefesini duyabileceğim yakınlığımdaydı, elini tutabileceğim, saçını koklayabileceğim, sarılabileceğim. Ama hayat şartları buna izin vermiyordu.

Emre'nin arkadaşlarını tanıyordum. Ali'yi, Onur'u tanıyordum ama daha önce Selim ile onları bir arada görmemiştim.

Herkes yerine otururken ben put gibi kalakalmıştım ayakta.

Gizem'in kolumdan çekmesiyle yerime oturdum. O sırada herkes Selim ile tokalaşmış, tanışmıştı. Selim'in gülerek bana uzattığı eline baktım. Ben aylardır bunun hayalini kuruyordum. Ama hayallerim böyle değildi.

Bana uzattığı elini sıktım. Her hücrem reaksiyona geçerken düşündüğüm tek bir şey vardı: Elleri ellerimde. Elleri ellerimde ve huzur veriyor.

"Ben Selim." dediğinde yüzü yerdeydi.

"B... Bende Eylül." ismimi söylemem ile kafasını kaldırdı ve göz göze geldik.

"İsmin güzelmiş." aklıma ilk konuşmamız geldiğinde kocaman gülümsedim. Gözleri parlıyordu. Gri gözleri parıl parıl parlıyordu...

Herkesin bize baktığını hissettiğimde birden elimi çektim ve hızla yerime oturdum. Kızların kolumu dürtüp alttan alttan sırıtmalarına aldırmadan elime telefonumu aldım. Ve baş işaretiyle telefonlarına bakmalarını anlattım.

Yıkıklar Grubu'

Eylül: Size söylemem gereken bir şey var.

Gizem: Onu bunu boşverin de, daha yeni ne oldu kız öyle. Sen hani Gri'yi seviyodun?

Nisan: Niye mesaj yazıyonuz lan. Yan yanayız zaten.

Yağmur: Kızın bir söyleyeceği var belli ki. Bi sus da söylesin.

Rüya: Aynen bi susun da.

Başak: Eylül söylesen, meraklandım.

Eylül: Burada ki Selim var ya.

Nisan: Dibine düştüğün çocuk mu?

Rüya: Nisan!

Gizem: Nisan!

Nisan: Üf tamam be sustum.

Başak: Bi zahmet.

Yağmur: Bi kızı konuşturtmadınız ha.

Eylül: BU SELİM, GRİ GÖZLÜ DİYE TUTTURDUĞUM SELİM.

Gizem, "NE!" diye bağırdığında kafede ki herkes bize bakıyordu.

"N'oluyo lan?" diye soran Ali ile hepimiz birbirimize baktık ve aynı anda konuştuk. "Hiiiç."

Erkekler yüzümüze inanmaz inanmaz bakarken omuz silktim. Kızlar gruba mesaj yazmaya kesip sohbet etmeye başladılar. Ben ise arada kaçamak bakışlar atıyordum Gri'me. Bir ara yakalanmış ve onunla göz göze gelmiştim. O ise neden diye sorgulamak yerine gülümsemişti. Gülümsemiştim. Onun eşsiz gülümsemesine gülmemek elde değildi zaten. Çok ama çok güzel gülüyordu. Dünyada tek, eşsiz, benzeri görülmemiş bir gülüştü işte. En azından benim için.

Bir süre sonra lavaboya gittim. Yüzümü yıkamadığım sürece bu anın etkisinden kalacağımı biliyordum. Elimi kuruladıktan sonra telefonumu elime aldım. Ondan mesaj vardı. Birkaç dakika önce atmıştı mesajı.

Gri'm: Hayat tesadüflerle dolu.

Eylül: Evet de neden bir anda bunu söyledin?

Gri'm: Hatırlıyor musun?

Korkarak yazdım.

Eylül: Neyi?

Gri'm: Otobüste gözlüklü bir kız gördüm demiştim.

Gri'm: Hani sana sormuştum o sen misin diye. 

Neye varacağını bilmeden tekrar elimi tuşlarının üzerinde gezdirdim.

Eylül: Evet.

Gri'm: Şimdi o kızı burada görüyorum.

Gri'm: Kuzenimin sevgilisinin arkadaşıymış.

Gri'm: Ve tesadüfe bak ki ismi de Eylül.

Gri'm: Çok garip değil mi?

Eylül: Dediğin gibi hayat tesadüflerle dolu.

Eylül: Yine de o kızdan uzak dur.

Eylül: Bencilim ama seni benden başkasının sevmesine dayanamam.

Eylül: Bu defa cidden ölürüm Gri.

Eylül: Neyse babam arıyor. Sonra konuşuruz.

Gri'm: Peki.

*Görüldü*

Mesajlaşma dan çıkıp elimi kalbime götürdüm. Anlamış mıydı?

-

Bu bölüme baktım ve dedim ki: Kahretsin çok güzel yazmışım. O yüzden neden yayınlamıyorum.

Valla valla bu son. Daha bi on gün bölüm beklemeyin dslkmsdlkfms

Ama bana güvenmeyin.Size kıyamaz yine atarım.

Değerimi bilin :')


gri Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin