Jimin'in ağzından:
Hayatta bazı dönemleriniz vardır, bütün yaşamınızı değiştirecek kadar önemli dönemler. Bende şuan öyle bir dönemin içindeydim bilemezdim kararlarımın bütün hayatımı değiştireceğini.
Sabah heyecanla kalktım, içimde büyük bir kıpırtıyla uyandım, iş dünyasına adım atacaktım. Babamın hastanesinde çalışmak her ne kadar beni gerse de heyecanım daha ağır basıyor, kalbim yerinden çıkacakmış gibi atıyor, karnıma kramplar giriyordu.
Aceleyle duşumu alıp kahvaltımı atlamıştım. Babamla aynı yere gidiyor olsak da ilk günden torpilli görülmemek için otobüsü tercih etmiştim. Herkes babamla ilişkimin iyi olduğunu bana destek olarak hastanesine aldığını zannediyordu ama durum çok daha farklıydı. Babam oldum olası sert, otoriter bir babaydı. Annem öldükten sonra çok daha fazla sertleşmişti. Akıl ve ruh sağlığı hastanesinde müdür olmuştu ve hastaları disiplin etme yöntemleri de çok sert ve korkunçtu. Namını orada çalışan hyungumdan işitmiştim. Babam bana anlatmazdı, babam benimle konuşmazdı ,ben onu başkalarının sözleriyle tanırdım.
Yıllar sonra okuyup doktor olduğumda ve hastanesinde çalışacağımı ona söylediğimde bile tepkisi sadece iyi iş çıkardın diyerek omzumu sıkmak oldu. Tabi ki orada disiplinli olmam gerektiğini ve oğlu olarak iyi iş çıkarmam gerektiğini de vurgulamıştı. Düşüncelerim durağa ulaşınca son buldu.
Hastaneye baktım, girişine hapishane gibi duran parmaklıklarına baktım. Buraya normal bir insanı koysan bile normal kalamazdı sanırım, iç çekmeden edememiştim. Kapıya doğru ilerlerken bana doğru gülümseyerek gelen hyunguma döndü bakışlarım.
Geniş omuzlarıyla güven veren yüzüyle işinin hakkını veren bir doktor gibi duruyordu, burada çalışalı 5 yıl olmuştu ve benden çok daha tecrübeliydi, ondan fazlasıyla yardım isteyecektim sanırım.
Sıcacık kollarıyla sarmaladı beni..- Evet, hapishanemize hoş geldin küçük kardeşim.
Haklıydı hapishane gibiydi gerçekten de..Yine de işe yeni başlamış olmanın heyecanıyla iyimser olmaya çalışıyordu bir yanım.
-Hoş buldum hyung, bana bu hapishaneyi gezdirebilirsen çok mutlu olurum.
İçeri koridora doğru ilerledik, etrafta kimse yoktu ve baya sessizdi, bina da pek yeni değildi zaten o yüzden içerisi pek lüks değildi açıkçası.
-Biliyorsun Jimin baban sayesinde burada fazla katı kurallar var, bu saatlerde hiçbir hasta odasından çıkamaz hepsi odasına çekilir. 1 saat boyunca ses çıkaramazlar, bazıları uyur, bazıları oturup düşünür, baban zihinlerini boşaltmak için zaman dilimi diyor ve çıkanlara veya ses çıkaranlara fena cezalar veriyor. Bana kalırsa hiç insancıl bir uygulama değil ama kesinlikle sözümüzü kimse dinlemiyor.
Hyungumun dedikleriyle şaşırıp kalmıştım, tamam babam sert disiplinliydi ama bu kadarını hiç beklemiyordum.
-Evet, sana odanı gösteriyim ve daha yeni ve tecrübesiz olduğun için sana en zararsız hastamı vermeyi düşünüyorum sadece onunla ilgilensen yeter.
Dedikleri mantıklı gelmişti şimdiden ağır bir hastayı kaldırabileceğimi zannetmiyordum zaten. Hem tek kişi olursa bütün zamanımı ona ayırırdım. Belli mi olur belkide ilk hastamı bu cehennemden çekip çıkarırdım. Bir anda içimde umut tohumları yeşermişti. Hyungumla beraber koridorun sonundaki odaya geldik.
Küçük bir odaydı gözlerden uzak benim için yeterliydi. Koltuğuma yerleştim, hayalimi kurduğum masama yerleştim, eşyalarımı yerleştirmeye başladım hevesle. Seokjin hyung da tekli koltuğa oturmuştu.
-Evet, hevesli genç doktor hazırsan hastan ile ilgili bilgileri anlatıyım.
Heyecanla ona dönüp hızlıca başımla onayladım. Gözlerimin parladığına eminim şuan.
-Bu hasta 3 yıldır burada Jimin, ben kendi isteğimle ona bakmaya başladım aslında başka bir doktorun gözetimi altındaydı. Ama hassas bir yapısı var ve her seferinde başını belaya sokmayı başarıyor, sonucunda da babandan ağır cezalar yiyor. 3 yıldır onu korumaya çalışıyorum. İsmi Min Yoongi, aslında senden 2 yaş büyük ama şuan ki hastalığı yüzünden beyin yaşı bir çocuğun ki kadar. Çok saf, sevgiye muhtaç tam olarak nerede olduğunu bile bilmiyor. Sürekli millete iyilik yapmaya çalışıyor ve fazla meraklı o yüzden başı sürekli derde giriyor. Aynı zamanda fazlada zeki çoğu kişiyi kolay kandırabilmek gibi bir kabiliyete sahip. Geçmişiyle ilgili hiç bir şey hatırlamıyor. Büyük bir travma geçirdiğini biliyoruz sadece, ailesi de zengin ama onu buraya bırakıp gitmişler. 3 yıl önce hiçbir zaman da ziyaretine gelmediler. O bende koruma isteği uyandıran hastalarımdan birisi onu sadece sana emanet edebilirim. Sana bu konuda güveniyorum Jimin. Buradaki en cana yakın ve zararsız hastadır, senin de onu seveceğinden eminim. İstiyorsan sana odasını gösteriyim.
Şimdiden merak etmiştim görüntüsünü, yaşadıklarını, ses tonunu, her şeyini ,bende büyük merak uyandırmıştı. İlk hastam olduğu için sanırım.
-Tabi hyung, çok iyi olur görmek isterim.
Beraber koğuşların olduğu tarafa yürümeye başladık. Burası bizim odalarımızdan çok daha bakımsız ve korkunç duruyordu. İçime giren ürpertiyle titredim birkaç saniye.
-Bende ilk geldiğimde ürpermiştim ama inan bana alışıyorsun birkaç güne.
Koridorun sonundaki odaya geldiğimizde kapıdan çıkan hemşireyle duraksadık. Önümüzde aceleyle eğildi elinde enjektör tutuyordu.
- Doktor bey! Yoongi yine hava yağmurlu olduğu için huzursuzlanmaya başladı, ağlamaya başlayıp odadan çıkmaya çalışınca müdür görmesin diye sakinleştirici yapmak zorunda kaldım şuan uyuyor içeride.
Babam herkese nasıl bir korku salmıştı böyle, cezalarının ne olduğuyla ilgili içimdeki merak kat kat arttı. Hyungum bana dönüp odaya girmemi işaret ettiğinde sakin adımlarla odaya adımladım.
Gördüğüm manzara kalp ritmimi bir anda ikiye katlamıştı. Evet, Hyungun tariflerine göre masum ve zararsız bir hasta hayal etmiştim ama bu kadarı hayal gücüm için bile fazlaydı. Benim boylarım da, yorgana bütün gücüyle sarılmış, cenin pozisyonunda yatan bu adam bana hiç iyi gelmemişti sanırım. Bembeyaz teni vardı, sarı saçları, gözlerinin önüne dökülmüş yanakları sanırım birkaç dakika önceden ağladığı için hala ıslaktı.
O anda ben Park Jimin, kalbimin durmayan ritmiyle ve o anki büyük umutlarımla kendime bir söz vermiştim, onu buradaki bütün kötülüklerden koruyacaktım. İlk hastam Min yoongi'yi buradan sağlıklı şekilde çıkaracaktım.
Aşırı derecede acemice yazılmış ilk kitabıma hoşgeldiniz canlarım ❤️Hatalarımı mazur görünüz...
Bu kitap doğum günü yaklaşan iam_kumamon bebişime ithaf edilmiştir. (En fazla bu kitabı sevdiğin için, bu kitabımı sana hediye etmek istedim meleğim 🙏 doğum günün kutlu olsun şimdiden ❤❤)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
One Step The Freedom || Yoonmin
FanfictionO çocuk kadar saftı, bir çocuk kadar korunmaya muhtaçtı. O her gece koridorun köşesinde hıçkırıklarını bırakırken ben sadece onun gözyaşlarını silen doktoru olmak istemiştim ama çocuk adam çoktan benim tüm dünyam olmuştu bile. "Söz verdim Min Yoongi...