Yazarın bakış açısı:
(artık yazarın ağzından falan yazmıycam yanlış anlaşılmalara sebep oldu 😂 )
Zaten yeterince acı çekip, ayrı kalmış ikili bu haftalarını dolu dolu , daha doğrusu aşk dolu geçirme kararı almışlardı.
Bir saniye bile ayrı durmayıp adeta siyam ikizleri gibi yapışık dolanıyorlardı ortalıkta.
Yoongi yine taburcu olacağının getirdiği mutlulukla çocuksu tavırlarıyla ortalıkta şakıyordu.
Jimin'se maalesef öğrendikleri yüzünden dolaştığı o bulutlardan yer yüzüne sert bir düşüş yaşamıştı. Yine de sevgilisinin bu neşeli davranışlarını izlemek ona büyük rahatlık getiriyordu.
-Bitanem benim hadi bir şeyler yapalım, beni yine her zaman ki yerimize götürür müsün? Seninle çimenlere uzanalım yine kuş sesleri, yan taraftan akan suların sesine karışsın, sen de bütün bir gün boyunca saçlarımı okşayarak o güzel sesinle bana şarkılar söyle olur mu ?
Bu kadar masum ve tatlış bir teklif nasıl geri çevrilirdi ki? Jimin de çeviremedi tabi ki.
Burası onlar için fazla değerli bir mekandı , sessiz, sakin, tüm kötülüklerden uzak bir yer. Yoongi ilk dışarı çıkmak istediğinde burada piknik yapmak istemişti , ilk uçurtmalarını burada uçurmuşlardı , Yoongi burada iyileşmişti , burası fazla anılarla doluydu onlar için.
Şimdi de aşklarına şahitlik yapıyordu bu eşsiz orman.
Yoongi'nin istedikleri gerçekleşmişti. Kış ayı olmasına rağmen kalın kabanlarını atkılarını giymişlerdi ve bir ateş yakmışlardı.
Sırtını ağaca verip oturan Jimin'in dizlerinde uzanmıştı Yoongi , hava soğuktu karların üzerinde boylu boyunca uzanıyordu ama pek umurunda olduğu da söylenemezdi.
Sevgilisinin küçük pamuktan elleri onu tüm soğuklardan koruyordu, tüm vücuduna anlamsız bir sıcaklık yayılıyordu.
- Şu kuşlara bak sevgilim , seninle ilk kez uçurtma uçurduğumuzda kendime söz vermiştim seni de bu kuşlar gibi , uçurtmamız gibi uçuracağıma dair. Bak sende özgürlüğüne uçacaksın artık.
Sevgilisinin derin sevgisine tekrardan şahitlik etmişti Yoongi . Kimse umursamamıştı onu, kimse acı çığlıklarına kulak vermemişti. Şimdi ona bu kadar değer veren bir insan olmasına alışamıyordu bir türlü.
- Neden bana bu kadar bağlandın Jimin? Nasıl benim gibi birini bu kadar sevebildin can parem? Bu kadar derinden gelen bir sevgiyi hak ediyor muyum ki ben? Kimse bana kucak açmadı , hiç kimse sarmadı beni senin gibi... A..ailem bile bana inanmadı Jimin , katil dediler bana ben bunları kaldıramadığım da kaldırıp attılar beni bu hastaneye. Bazen hatırlamamak ya da bilmemek daha iyi olabiliyor... Ben bunları hatırladıkça canım iki kat fazla yanıyor Jimin..
Tekrardan olmuştu işte anılar Yoongi'nin paçalarını bırakmamakta kararlıydı . Yine yeniden doldu beyaz tenlinin güzel gözleri..
Jimin'se sevgilisine ancak kucak dolusu sevgilerini sunabilirdi. Onu çok sevebilirdi...
Belki de herkesin yerine severse Yoongi'nin artık canı yanmazdı.
Babasının yerine de severdi onu Jimin , ölen annesinin de yerine, kaybolan abisinin yerine de severdi. Onun sevgisi herkese yeterdi. Ancak bu şekilde iyileştirebilirdi minik sevgilisinin yaralarla kaplı küçük kalbini.
-Ben buradayım can sızım, seninleyim, sana bağlı olmaya ömrümün sonuna kadar devam edeceğim. Hatta bunu şuan burada taçlandıracağım belki daha özel olsun isterdin ama ...Ben artık sensiz bir saniye bile beklemek istemiyorum bir tanem , anla beni nolursun..
Sabahtan beri elinde uğraş olsun diye küçük dal parçasından yaptığı yüzüğü Yoongi'nin parmaklarına geçirivermişti birden.
Aslında aklında böyle bir şey kesinlikle yoktu ama dediği gibi artık hiç bir şeye geç kalmak istemiyordu Jimin. Saçma bir tahta parçası bile narin beyaz ellerde sanat eseri gibi durmuştu.
Hem dolu hem de şaşkınlıktan büyümüş gözleriyle bakan sevgilisini gördükçe gülesi gelmişti Jimin'in.
- Benim biricik , küçük kalpli sevgilim , ben seni herkesin yerine sevmeye hazırım.. O küçük kalbini o kadar fazla sevgiyle dolduracağım ki , küçücük kalbinden taşacak aşkımız. Seni sabırla iyileştireceğim , bütün yara bantlarını yavaş yavaş sökeceğim , acıtmadan, kanatmadan..Benimle iyileşir misin sevgilim ? Benimle bir ömür geçirebilir misin? Evde ki en dağılmış doğal hallerine , kahkahalarına , yemek yapışına, her gece uyumana, yaşlanıp evde huysuz huysuz dolanmalarına şahit olmama izin verir misin sevgilim? Benimle evlenir misin?
Yoongi şuan da bile sevginin en saf halini kalbinde öyle bir hissetmişti ki ... Vücudunun baştan aşağı titremesine engel olamadı , konuşamadı tek kelime çıkamadı dudaklarından.
Sadece hıçkırıkları eşliğinde sevdiğinin dudaklarına asıldı. Cevabını ancak bu şekilde verebildi.
Ve bu güzel mekan yine en güzel anlardan birine şahit olmuştu.
Bundan daha güzel bir anıya şahitlik edebilir miydi? orası muamma...
Lütfen yazarınızın bu ufak hediyelerini kabul ediniz.. 😂😍💋
Sizleri seviyorum, kendinize çoook dikkat edin 💞💞
ŞİMDİ OKUDUĞUN
One Step The Freedom || Yoonmin
FanfictionO çocuk kadar saftı, bir çocuk kadar korunmaya muhtaçtı. O her gece koridorun köşesinde hıçkırıklarını bırakırken ben sadece onun gözyaşlarını silen doktoru olmak istemiştim ama çocuk adam çoktan benim tüm dünyam olmuştu bile. "Söz verdim Min Yoongi...