Yazarın Anlatımı:
İnsanlar doğarlar , yaşarlar ve ölürler. Kayıplar olur hayatımızda , kazançlarımız olur. Aynı anda dünyanın bir ucunda bir insan, büyük bir kayıp verip cehennemi yaşarken , başka bir insan ise tam tersi cenneti başka bir insanın kollarında bulur.
Bu bir ömür bir şekilde yaşanıp biter ama önemli olan bu bir ömre neler sığdırabildiğimizdir.
Jimin ve Yoongi bir ömürlerine çok şey sığdırmışlardı. Küçük kalplerine kocaman aşklarını sığdırmışlardı , özellikle de çok fazla acı dolu anı sığdırmışlardı.
Her iyi şeyin bir bedeli vardır bu hayatta , aynı şey yaşadığımız her kötü şey içinde geçerlidir. Ne demişler; her iyiliğin içinde bir kötülük, her kötülüğün içinde de bir iyilik vardır.
Artık yaşadıkları o kadar kötü olayın ardından mutlulukların meyvesini toplama zamanı gelmişti bile.
Jimin, güzel sevgilisini güçlü kollarıyla sarmalayıp bu iğrenç hastaneden çıkarırken tam da bunu düşünüyordu.
"Evet sevgilim, artık zaman bizim zamanımız"
Aslında Yoongi'nin hastanede daha fazla gözetim altında tutulması gerekiyordu ama artık bir gün dahi orada bulunmak istememişti yorgun bedeni.
İlacın çoğu etkisi geçmiş sayılırdı ama hala Yoongi'nin kasları zayıftı ve yürümekte zorluk çekiyordu. Zaten sevgilisi onu kucağında her yere taşımaya dünden razıydı.^
Jimin sevgilisinin üstüne o kadar titremeye başlamıştı ki , dışarıda esen rüzgardan bile sakınır olmuştu.
-Rahatsın de mi bitanem, bak istersen arkana bir kaç tane daha yastık koyabilirim.
Geçici süreliğine Seokjin'in evine gelmişlerdi çünkü planlar değişmişti artık. Kaçarak yaşamama kararı almışlardı. Başka bir şehre ya da ülkeye taşınmadan aynı düzenlerinde yaşayacaklardı. Jimin'in babası çoktan gözaltına alınmıştı. Mahkemesi bir ay sonraydı ve en ağır cezayı alacağından artık emin olmuşlardı.
Jin ise bu sürede evinin kapılarını bu sevimli ikiliye sonuna kadar açmıştı.
-Jimin, iyiyim bitanem. Bak gerçekten turp gibiyim sadece uyuşukluğum var o kadar. Ne olur kendini harap etmeyi bırak ve yanıma gel doğru düzgün uyku uyumadın bile.
Yatakta hasta sevgilisinin yanına usulca sokulmuştu Jimin. Kendisi başlığa yaslanıp sevgilisinin bedenini göğsüne yaslamıştı. Bilirdi çünkü sevgilisinin en huzurlu anı kalp atışlarını dinlediği andı.
Usulca saçlarını okşayıp , küçük öpücükler kondurmuştu.
-İyi ki benimle berabersin sevgilim, iyi ki ellerimi bırakıp gitmedin benden. Sen beni ne olursa olsun bir an bile bırakmadın.
-Nasıl bırakabilirim bebeğim? Bıraksam bile sen benim paçama yapışır bıraktırmazdın.
- Yaaa ! demek öyle oldu Min Yoongi! Bu arada sana bu son Min Yoongi diye seslenişim. Park Yoongi'ye alışsan iyi edersin bebişim.
Bu hitap biçimi bile ikisinin kalp ritmini bozmaya yetmişti bile.
-Kafama duvakta takma mı ister misin bitanem?
-Hayal ettim de... Nolur taksana Yoongi! Her şeyi yaparım bak.
Demesiyle koluna koca bir şaplak yemesi bir olmuştu zavallının.
-YAA! Sen çıldırmışsın PARK JİMİN !
-Bu ilişkiye ne oldu ya? Önce utancından Doktor Jimin diye geziniyordun şimdi de gelecekte ki müstakbel eşine şiddet uyguluyorsun Yoongi Bey.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
One Step The Freedom || Yoonmin
FanfictionO çocuk kadar saftı, bir çocuk kadar korunmaya muhtaçtı. O her gece koridorun köşesinde hıçkırıklarını bırakırken ben sadece onun gözyaşlarını silen doktoru olmak istemiştim ama çocuk adam çoktan benim tüm dünyam olmuştu bile. "Söz verdim Min Yoongi...