Jimin'in ağzından:
Ormanın derinliklerinde çalıların arkasında saklanarak oturuyorum.Saatler..saatleri bırak saniyeler geçmek bilmiyormuş gibi hissettiriyor bana.
Özenle kırmızı boyattığım saçlarımla ve üzerimde Hoseok'a ait takım elbiseyle saklanıyorum ormanın en dip köşesinde.Üstümdeki şey omuzlarıma çok daha yük bindiriyor sanki, ölen birinin son anında giydiği kıyafetleri sizde giyseniz eminim nasıl hissettiğimi anlarsınız.
Ama içimdeki bu iğrenç his sadece ölmüş bir bedenin kıyafetlerini taşımaktan değildi.Sanki onun sadece kıyafetlerini taşımıyorum üstümde, sanki hayatta ki rolünü de çalmışım.Şuan belki de benim yerimde o olmalıydı, sevgilisi için delice atan onun kalbi olmalıydı, onu kollarıyla sarmalayıp ,kokusunu içine çeken ben değil Hoseok olmalıydı kesinlikle.
Peki şimdi ne olacaktı? Yoongi rolleri çaldığımı en acı şekilde anlayacaktı.Benden nefret eder mi? Hoseok'un sevgisini çaldığımı düşünür müydü?
Ama öyle değil sevdiğim, kesinlikle öyle değil nolur beni yanlış anlama..Senin için ne kadar çabalayıp çırpındığımı gör lütfen. Seni hiçbir şey beklemeden sadece sevdiğimi bil. Tek amacım seni korumak , tek amacım eski seni sana geri vermek o kadar.
Bu konu üstünde çok düşündüm.Kaç gece uykusuz kaldım bilemezsin.Belki de bencil olup seni hep bu saf halinle yanımda tutmalıydım ama bunu yapamam hayatım.
Beni hatırlayıp, bilmesen de kabul.Kendimi hazırladım bu duruma sadece iyi ol bitanem, sadece bu iğrenç yerden çık ve geri kalan hayatını yaşa hatta benim yerime de yaşa çünkü ben artık devam ettirebilecek miyim şüpheliyim.
Düşüncelerimle ne kadar süredir boğuşuyorum fark edemedim ama Jin hyungun Yoongi'yle kahkahalarını duyunca durumumun farkına vardım. Olduğum yere daha fazla sindim sessizce , bugün bu iş kusursuzca bitecekti.
-Hyung, Doktor Jimin nerede, o niye bizimle gelmiyor?
Her durumda beni düşünüp yanında istemesi beni baştan aşağı titretmeye yetmişti.
-Yoongicim, Jimin'in halletmesi gereken bazı işleri var o yüzden bugün ben seni çıkardım.Ne o yoksa beni istemiyor musun artık? Hyungunun pabucunu çabucak dama attın bakıyorum da..
-En önemli işi benim sanıyordum.
Başını öne eğip mırıldanmasına gülmeden edemedim.
-Yoongi, ne yapalım istersin piknik ya da uçutma hangisini istersen arabadan gidip getiricem senin için.
-Uçurtma iyi olur Hyung.
Sesinde hiç heyecan kalmamış gibiydi, neden Yoongi, sen uçurtmayı çok seversin ben yokum diye mi? bu sitemin.
Jin hyung arabaya doğru yürüdüğünde mesajımı almıştım.
Çalılıkların ardından yavaşça çıktım Yoongi'nin yüzümü görmemesi gerekiyordu, o yüzden yüzümü dönmedim ve arkadaşlarının yardımıyla öğrendiğim o gün partide söyledikleri şarkıyı mırıldanmaya başladım usulca.
Tabi bunu yapınca Yoongi'nin dikkatini çekmek zor olmadı. Çıldırmış gibi etrafına baktı beni aradığını biliyorum ama arkamı dönemiyorum sevgilim.
-Kim var orda?
Küçük ayak seslerini duyabiliyordum. Gizemimi korumak için önce olduğum yerde bekledim ama Yoongi'nin yaklaştığını duyunca mesafemi korumak amacıyla ilerlemek zorunda kaldım. Orman yokuş aşağı ilerliyordu bu yüzden Yoongi'nin düşmesini istemediğimden temkinli adımlarla ilerledim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
One Step The Freedom || Yoonmin
FanfictionO çocuk kadar saftı, bir çocuk kadar korunmaya muhtaçtı. O her gece koridorun köşesinde hıçkırıklarını bırakırken ben sadece onun gözyaşlarını silen doktoru olmak istemiştim ama çocuk adam çoktan benim tüm dünyam olmuştu bile. "Söz verdim Min Yoongi...