Oyunun Dibi

201 23 43
                                    

Rose bebeğime çok sövmeyin olur mu? Bu bölüm biraz budalalık yapacak da...  Belki bir kaç bölüm..

--Chris--

"Ben bunu cidden yaptım mı?" Mavi gözlerini kocaman açıp yanındaki arkadaşına baktı Chris.

"Kesinlikle yaptın." Sebastian sırıtarak cevap verdi. Yine zekasını konuşturmuş Chris'i köşeye sıkıştırmıştı ve o da Rose'u takip etmişti.

"Ya anlarsa?"

"Rose hayatta anlamaz. Ama Victoria şüphelenebilir. Sen niye bu kadar korkuyorsun ki?"

"Sus Seb sus! Hepsi senin yüzünden! Geri mi çeksem isteği?"

"Saçmalama! Hem zaten bildirimi görmüş olma ihtimali çok yüksek. Geri çektiğini fark edince sana gıcık olup beni severse?" Robert karşı koltuktan lafa atladı. Evet bütün gün 'Rose team iron' diye şarkı söylemişti.

"Tanrım! Bütün yakın arkadaşlarımı öldürmek istiyorum!"

"Eee ne yazacaksın ilk olarak." Tabiki kimse Chris'in yakınmalarını takmamıştı.

"Her şeye fikir veriyorsunuz buna da verin bari. Ben nasıl bu oyuna geldim hala ona inanamıyorum." Oturduğu koltukta başını geri atıp derin bir nefes verdi Chris.

"Steve Rogers mı yoksa Tony Stark mı yaz? Sonuçta kaçtığı soru buydu."

"Bu soruyu sormak saçma. Sonuçta cevabını biliyorum. Onun favorisi benim." Bu sefer sırıtan taraf Chris oldu.

"İddiaya girdiğimizi söyle. O cevap vermeden gittiği için aramızda yeni bir iç savaş çıkması ihtimali olduğunu söyle. Söyle işte bir şeyler her şeyi de biz mi düşünelim yani." İşte bu fikir mantıklı gelmişti Chris'e ama Rose'a hem bilinmeyen mesaj arkadaşı hemde orjinal kimliğiyle yaklaşırsa bir şeyleri belli edeceğinden korkuyordu.

--Rose--

"Ya ben aklımı oynatıyorum ya şizofrenim ve her şeyi aklımda uyduruyorum ya da tüm bunlar gerçek." Rose uzun uzun çığlıklar attıktan sonra kendisini Victoria'nın yanına ışınlamıştı. Ve şu an telefonunu arkadaşının yüzüne yapıştırmak suretiyle uzatmıştı.

"Chir Evans seni takip etmek mi istiyor? Ve sen hala kabul etmedin mi? Rose sen gerizekalı mısın? Ben olsam şimdiye Seb'e nikahı basmıştım bile." Victoria telefonu arkadaşının elinden kurtarıp hemen isteği kabul etti. Ve tam o sırada mesaj kutusunda kırmızı 1 işareti görüldü.

"Merhaba yazmış. Ah Roza ah ben olmasam senin bu halin ne olacak?" Victoria hemen karşı cevap olarak bir 'merhaba' yazdı.

"Cevap verdim deme sakın gebertirim. Kızım ben adamla ne konuşacağım. Gerçi dur sakin Rose. Adam özür dileyecek. Yanlışlıkla istek attım rahatsız ettim diyecek."

"Neden yanlışlıkla olduğunu düşünüyorsun ki?" Rose dostuna 'iyi misin sen?' bakışları atıyordu.

"Çünkü gerizekalı adam onca kişinin içinden beni mi hatırlayacak? Hemde instagramdan bulup takip edecek. Ütopik hayaller kurup delirtme beni."

Rose başını dostunun bacaklarına koyup uzandı koltuğa. İçinden geçirdiği sürekli bir acabası vardı. Acaba gerçek olabilir mi?
Acaba beni hatırladı mı?
Acaba hayallerim gerçek mi oluyor?

Bildirim sesiyle acabalarını bir kenara bıraktı. Victoria'nın saçma bir cevap vermemesi için telefonun üzerine atladı. O sırada yere düşmüştü ama umrunda değildi. Sonuçta telefonunu ele geçirmişti.

'Bak ne diycem aramızda yeni bir iç savaş çıkmasına engel olmak ister misin?'

"Vic! Birisi beni çok pis işletiyor.." sesli okuduğu mesajın ardından gözlerini dostuna dikti.

Şansımı SeveyimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin