'Bu yüzden Rose.. sen kendini uzak tutsan bile ben seni tanıyacağım..'
Son mesajın ardından telefonu elinden bıraktığı gibi mutfağa girdi Rose. Bir kaç bardak soğuk su içti. Lavaboya giderek makyajını bozmak pahasına yüzünü soğuk suyla yıkadı. O da yetmedi kendisine bir kaç tokat attı.
Oturma odasından Victoria'nın sevinç çığlıkları kulağına ulaştığında Rose kafasını lavabodaki fayanslara vurmaktaydı.
"Tanrıııımmm! Hani kollarını açmış seni beklemiyordu. Seni koca kafalı çabuk buraya gel adama cevap ver yoksa evin adresini atıp buraya gelmesini söylerim." Victoria'nın sözleriyle odaya koşarak telefonun üstüne atladı.
"Ahh şükürler olsun ki bir şey yazmamışsın." Korkuyla atan kalbine elini koyduğu sırada Victoria çığlığıyla onu daha fazla korkuttu.
"Ne bu halin? Cadılar bayramı geldi de benim mi haberim yok!?"
"Sus saçmalama da akıl ver ne diyeceğim ben bu adama?"
"Tanımaya gerek yok, gel yarın evlenelim?" Elleri belinde kaşı tavana ulaşmış bir şekilde arkadaşına bakıyordu Victoria.
"Ben de kimden fikir istiyorum. Gidip münasip bir köşede ölür müsün lütfen rica ediyorum bak."
'Bu yüzden Rose.. sen kendini uzak tutsan bile ben seni tanıyacağım..'
Rose durup durup son mesaja bakıyordu. Bu mesajın ardından Chris bir şey yazmamıştı. Kendisi de yazmaya korkuyordu. Ne yazacağını da bilmiyordu açıkçası.
"Rose. Gel seninle biraz ciddi ciddi konuşalım. Sen manyak mısın canım? Adam sana neler söylüyor. Birde senin mesajlara bak! Hata yapıyorsun. Bak kafanı çok duvarlara vurursun sonra." Aslında vurmaya başlamıştı bile.. Rose bakışlarını kaçırdı Victoria'dan.. çünkü ağlamaya başlamıştı. Onun haklı olduğunun farkındaydı.
"Ben bu durumdan çok mu hoşnutum zannediyorsun. Vic... Tamam herşey yolunda gitti diyelim.. konuştuk ettik sevgili olduk. Ya sonra beni terk ederse? O zaman ne yaparım? Toparlanamam Victoria.. ona kör kütük aşığım ben be! Böyle bir şekilde idare ediyorum onun yokluğunda. Peki ya ona alıştıktan sonra beni terk ederse ne olacak? Ben her gözümü açtığımda onu görmeye alıştıktan sonra onsuz sabahlara nasıl uyanırım? Ben yapamam Victoria.. Chris'e alışmak çok kolay. Peki ya benden vazgeçerse.. işte ben o zaman kahrolurum." Artık hıçkıra hıçkıra ağlıyordu Rose.
Victoria arkadaşının ne zamandır içinde sakladığı büyük itirafı yapmasını beklemiyordu. Sonunda Chris'e aşık olduğunu söylemişti Rose. Ama bunun bu kadar sancılı olacağını bilmiyordu Victoria. O arkadaşı üzülmesin istiyordu. Hayatının aşkıyla bir ömür geçirsin istiyordu. Peki herşey cidden o kadar kolay mıydı?
Bütün gece salya sümük ağlamakla geçmişti Rose için. O gece Victoria'da kalmıştı ailesine bir şey çaktırmamak için ama bu sabah istese de istemese de şirkete gidip işlerin başına geçmesi lazımdı. Yani haliyle babasıyla da karşı karşıya gelmeliydi ki şu an yaptığı derin boya badananın sebebi de babasıydı. Ağlayarak canavara çevirdiği suratını insan haline geri döndürmeye çalışıyorlardı.
Yaşasın M.A.C ürünleri...
Victoria'dan aldığı siyah kumaş pantolonu beyaz gömlekle birleştirip ayağına topuklu ayakkabılarını geçirdi Rose. Dünden beri eline almaya korktuğu telefonunu ve biricik makyaj malzemelerini attığı sevgili gucci çantasını da alıp sabahın çok erken bir saatinde evden çıktı.
Kırmızı ışıkta durduğu zaman babasını yola çıktığıyla ilgili bilgilendirdi. Tam o sırada telefonuna gelen mesajla durakladı Rose. Chris mesaj attıysa ne yaparım diye içi içini yerken gelen mesaja baktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şansımı Seveyim
Fanfiction1 rakam... 1 rakamın hayatımızdaki yeri aslında çok çok büyüktür. 1 rakamla sınavdan geçemeyiz. 1 rakamla büyük şirketlerde çok para kaybedebiliriz ve yine o bir rakamla hayatımızın aşkına merhaba diyebiliriz. Rose Hattaway bunun en iyi örneklerind...