Güneş gözlüğünü Afif indirerek baktı yüzüne, Lion ise onca kinişin bakışına aldırmadan, fısıldayarak dudaklarına iyice yaklaştı .
"Eğer bana birdaha sapık dersen seni öperim"
"Ne, seni."
"Şşşşşş, Evet bayan Lusi" dedi ve sandalyenin arkasından tutarak yerine sürükledi "Bölümümde sandalyeyle oyun oynayamassın ve gözlük takamassın."
"Sen ne dedin."
"Benimle böyle konuşamassın." Bunu okadar sesli söylemiştiki Lusi birden afalladı.
"Afedersiniz efendim ama bugünlerde gözlerim biraz hassas, o yüzden takmam gerek"..
"Peki öyle olsun" dedikten sonra kendi yerine geçip birşeyler anlatmaya başladı.
Lusi ise kendisine gülen kalıbalığa aldırış etmeden hayretle onu izledi.
Bir saati onu izleyerek geçirdi, ne anlattığıyla ilgili hiç bi fikri yoktu.
Lion "Evet siz ne düşünüyorsunuz" dediğinde cevap alamadı.
Masadan aldığı kalemi duvara fırlattığında, gelen sesle irkildi."Ne?"
"Bu konuda siz ne düşünüyorsunuz dedim"
"Hangi konuuu"
"Sabahtan beri ne anlattığımı dinlemedinmi sen?"
"Anlayamadım."
"Herneyse, çıkabilirsiniz." Diyerek konuşmayı bitirdi.
Lusi yavaş adımlarda ona bakarak kapıya ilerlediği sırada, Lion seslenerek onu durdurdu..
"Sen dur."
"Efendim."
Yavaşca yanına yaklaştı. O kadar yaklaştıki nefesleri birbirine değiyordu.
"Benden bu kadar etkilendiğini belli etme "
"Ne saçmalıyorsun kendine gel."
"Peki ozaman neden kekeliyorsun."
Dedikten sonra gözlerini kısıp koluna değerek ordan ayrıldı.
Lusi ise olduğu yerde öylece kaldı. Kalbi bir anda hızlı atmaya başlamştı. O kadar sesli atıyorduki, kendinden başkası varmı diye etrafına bakındı. Yanlızdı ve nefes alamıyordu, O sırada Sena geldi.
"Hadi Lusi burda ne yapıyorsun dışarı gel"
"Geliyorum" dedikten sonra, içinden "kendine gel" diyerek kantine ilerledi.
"Sen iyimisin."
"İyi neden sordun."
"Bilmem garip duruyorsun. Bu arada söyliyim, öğreticimiz sen bayıldığında seni eve getirdi ve beş aydır burada"
"Beş aydır burdamı?"
"Evet, Lion'la gelen 4 öğretici daha var."
"Başka."
"Aaaa doğru ya, sevgili öğreticimiz Sinan hala burda, yani senin sevgili öğreticin."
"Sena saçmalama."
"Nedenmiş o, sana nasıl baktığını, hepimiz biliyoruz. Hatta senin buraya geleceğini duyduğu günden beri yüzünde gülücük eksik olmuyor"
"Anlaşıldı, senin susman için ağzını tıkayacak birşeyler alman lazım, tost istermisin.?"
"Olur."
"Sen otur ben alıp geliyorum." Dediği gibi tost ve ayran alarak arkadaşının yanına tekrar oturdu. " Ye bakalım."
"Bu arada gelişinden hoşlanmayan da var"
![](https://img.wattpad.com/cover/111923981-288-k231937.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YA SONRA % SINAV
Fantasy(Fantastik) "Beni öldürecek misin." Dedi göz yaşları akarken. O anda ne diyeceğini bilemedi. Onu öldürmek mi? Nasıl. Kendi içinde çatışma yaşarken yavaş adımlarla yaklaşıp diz çöktü. Gözleri kızarmış ve sulanmıştı. Titreyen eliyle saçlarına dokundu...