Taehyung kare gülüşünü sergileyerek Seol-ah'a aldığı çiçeklere bakıyor ve ona vereceği zaman ne söyleyeceğini ezberlemeye çalışıyordu. Otele gelmek üzereyken parkta birinin bağırdığını duydu. Bu ses ona göre fazla tanıdık gelmişti. En sonunda sesin kaynağının Seol-ah olduğunu bulmuş ve elindeki çiçeği o anın verdiği şaşkınlıkla yere atmış ve kızın yanına doğru koşmaya başlamıştı. Kızın yanına geldiğinde ağladığını görmüştü ve bu onun içini paramparça etmişti.
Kızın ağladığını gören taehyung daha fazla dayanamadan kıza kollarını sarmış ve o muhteşem sesiyle kıza 'ağlama lütfen' gibisinden şeyler diyerek kızı sakinleştirmeye çalışıyordu.
Kızın ilk defa ağladığını görüyordu. Kız ise taehyung'un kendisine sardığı kollarını daha çok sıkıyor ve ağlamasını durdurmaya çalışıyordu. Şu ana kadar içine attıkları şeylerin hepsini bir anda çıkarmak istiyordu.
Taehyung kıza merak ettiği soruyu sordu.
-Seni bu kadar ağlatan şeyin ne olduğunu merak ediyorum, söyler misin?
"Söyleyeme--"
-Lütfen ısrar etme de söyle, acını benimle de paylaşmanı istiyorum.
"Ama o--"
-Her şeyi içine atıp durma, sana yardım etmeye çalışıyorum niye izin vermiyorsun? Niye kalbini başkalarına açmaktan korkuyorsun?
"Korkmuyorum"
-Bal gibi de korkuyorsun işte.
"Korkmuyorum dedim."
-Kanıtlasana o zaman korkmadığını ve cesur olduğunu düşündürecek bir şey yap.
Kıza bağırıyordu. Ve artık içine atmaktansa kendisine söylemesini istiyordu. Her şeyini kendisiyle paylaşmasını istiyordu. Kız oturduğu yerden kalktı. Ve taehyung'un son söylediği cümleyi önemsemeyerek yanından uzaklaştı. Ona korkmadığını kanıtlamak için herhangi bir neden bulamıyordu. Bulsa bile önemsemiyordu. Kendi kendine bir kaç söz mırıldandı.
"Kaybetmekten korkmadığım an kazanabiliyorum zaten."
........
Sabah olurken gözlerini yavaşça açtı. Ve direk yüzüne temas eden güneş ışınlarına gülümsedi. Bu hayatta ona göre en gizemli şeydi güneş ışınları.
Çok bakarsan canını yakar,az bakarsan da sağlıklı olamazsın.
Ona göre anlamı buydu işte. Mutlaka arasında taşıdığı gizemi çözemiyordu. Yattığı banktan belini kütleterek kalktı. Dün Taehyung'la kavga etmişti ve ara yollarda bulduğu bir bankın üzerinde yatmıştı. İyi ki onu burada tanıyan olmamıştı. Eğer olsaydı eminim şöyle haber çıkardı.
"Koskoca MSA şirketinin patronu dün bankta uyurken görüntülendi." Ve o böyle haberlerin çıkmasını hiç sevmezdi,kim olsa sevmezdi.
Kuruyan dudaklarını yaladı (aklıma şey geldi ara beni yala beni, tmm gidiyorum.)
Banktan kalktı ve üstünü düzeltti. Otele kadar yürüdü.
Otele geldiğinde kendi odasına çıktı ve bu katın hizmetlisinden kapıyı açmasını istedi. Hizmetli de duran yedek anahtarlar sayesinde kapı açılmıştı. Kız bir an şöyle düşündü 'Ben niye bunu daha önce düşünemedim. ' Pek fazla bu soruda takılmadan odasına girdi. Ve hemen üzerini değiştirdi(medya.)
Akşam otelin barına gidecekti ve bu yüzden giydiklerine daha fazla özen gösterdi.
Akşam olana kadar odasında oyalanmaya başladı. Yemek yemek, telefon kurcalamak gibi bir kaç faaliyet yaptı oyalanmak için. Ama otele geleli daha bir kaç saat bile olmamıştı. Zaman belki çabuk geçer diye bilgisayarını önüne alıp bir k-drama açtı.
Dizinin altıncı bölümünün sonuna doğru oğlan kızı aldatıyordu.
Sanki filmdeki kızla aynı duyguyu paylaştığını hissetti. Kendini içkiye iyice vermek için bir neden daha oldu. O gün yaşananlar, nerede olduğu, ne zaman olduğu en küçük ayrıntısına kadar tekrar kazındı beynine.
Bu otelde
8.kat 4.oda'da
Kızı aldatıyordu.
Kız artık bunun için ağlamayacağım dedi şu an ağlamıyordu ama belki ileride ağlardı.
Saatine baktığında sekize geldiğini gördü. Ve saçını düzelterek makyajını tazeleyip kartını da alarak evden çıktı. Kartını ,yanına aldığı küçük kutu çantanın içine telefonunun yanına koydu.
Otelin bar kısmına geldiğinde bir sürü kişi vardı. Alkol kokusu ona göre pek de önemli değildi. Çünkü alkole alışıktı. İş ortamından uzaklaştığı zamanlar içmeye gelirdi ve bünyesi alışıktı.
Barmenin yanına gidip en ağırından bir içki istedi. Sanki acısını daha da hafifletebilecekmiş gibi. İlk kadehi eline aldığı gibi ağzına götürdü ve dikti. Ve bir kadeh daha istedi.
Bir kadeh daha
Bir kadeh daha....
Bu sefer baya bir içmişti. Gözleri bulanıklaşırken bir adamın yanına geldiğini gördü. Kim olduğunu bilmiyordu.
-Merhaba hanımefendi. Bu kadar çok içki içtiğinize göre unutamadığınız biri var. Size unutturmamı ister misiniz?
Diyerek kızın kolunu tuttu. Ve tam götürecekken birisi gelip adamın yüzüne yumruğunu geçirmişti. Kız zar zor da olsa bunun kim olduğuna bakmak istedi ve adama yumruk atan kişinin jungkook olduğunu gördü. Onu görünce sinir katsayıları artmıştı. Ama bu heriften kurtulduğu için en azından bir teşekkürü hak ettiğini düşündü.
Jungkook Seol-ah'ın kolunu tutarak otelin bar kısmından çıktı. Ve kendi odasına götürdü.
Seol-ah jungkook'un ani yaptığı hareketleriyle bir anlık başı dönse de toparlandı. Jungkook ise kıza bağırmaktan korkuyordu ama onu o kadar erkeğin içinde gördüğü için ve bu kadar kısa giyindiği için sinirliydi. Kıza göre jungkook hiç bir şeydi. Ancak yine de teşekkür etti.
"Teşekkür ederim" dedi jungkook ise yine bağırdı.
-Bir de teşekkür mü ediyorsun? O kadar erkeğin içinde ne bu hal? Adam seni becerecekti ve senin yaptığın hiç bir şey yok. Gerçekten inanamıyorum sana.
Diye bağırdı. Kız da sarhoş olmasına rağmen şöyle bir cevap verdi.
"Sen benim neyim oluyorsun ki bana karışıyorsun? Senin buna hakkın olduğunu mu düşünüyorsun? Yanılıyorsun.
-Evet hakkım olduğunu düşünüyorum ve gayette haklıyım.
"Neyim olarak haklısın?"
-Eski sevgilinim ben senin her ne kadar olsa bile sevgilinim. Bir zamanlar birlikte uyduğumuz, sarıldığımız ve öptüğün sevgilinim.
"Bak sende diyorsun işte adı üstünde eski sevgilimsin."
Diyerek jungkook'un yüzüne bile bakmadan odadan çıkarak kendi odasına giriş yaptı.
Sıcak bir banyo yapıp pijamalarını giydi ve yatağına yattı.
Bugün olanları tekrar düşündü. Ve gözlerini kapattı.-Bölüm Sonu-
Olaylar olaylar....
Bugün ki köşemiz;- Çıkma teklifin hala geçerli mi?
+Evet
- O zaman tekrar hayır :DKomikti yaa.
Size en güzel zamanlarımdan bahsedeyim biraz. Sene 1931 daha yokum o zamanlar...
Kkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkk.
Tamam gidiyorum.
Sizleri seviyorum bye bye...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Thank You [KTH] | Tamamlandı |
FanfictionNeye sahip olduğumuz değil neyin keyfine varabildiğimizdir mutluluğu yaratan...