2.2*

7.2K 833 108
                                    

Çilekli sakızı ağzıma atarken, kulağımda çalan müzik rahatlamamı sağlıyordu. Gözlerimi kapatırken, başımı arkamdaki ağaca yasladım ve boyası akmış saçlarımın aşağı doğru süzülmesine izin verdim.

Son bir haftada olanlar hayatımın nasıl tepetaklak olduğunun göstergesiydi.

Choi San'ı her gördüğümde hızlanan kalp ritmim, kendimi hep onu izlerken bulmam neyin nesi bilmiyordum.

Ona kapılıyordum; kendimi onu düşünmekten alıkoyamıyordum. Her saniyem onu düşünmekle geçiyordu sanki. İki sene öncesine kadar nefret ettiğim bu çocuğu sevmekten korkuyordum.

Galiba geç de kalmıştım.

"Wooyoung~"

Jungkook yüzündeki sinsi şırıtışı ile yaslandığım ağacın yanına otururken, yüzümü buruşturdum.

Jeon Jungkook, beni en yakın arkadaşım ile tehdit eden sahte sevgilimdi. [;(]

"Ne var Jungkook?"

Jungkook'un yüzüne bile bakmazken, kulağımda takılı kulaklığın bir tanesini çıkarmıştım.

"Bu kadar kaba olma lütfen."

Ona göz devirirken, ayağa kalkmak için yeltelendiğimde bileğimi tutup geri oturtturmuştu.

"Hafta sonu bir parti olduğunu duydum."

Gözlerimi gözlerine diktim.

"E bana ne bundan?"

Derin bir nefes aldı ve zorla gülümsedi.

"San da gelecek ve biz de gideceğiz."

Gözlerim şaşkınlıkla aralanırken, Jungkook'un planını az çok anlayabiliyordum.

San'dan intikam almak istiyordu; neyin intikamı bilmiyordum ama buna izin vermeyecektim.

Kalbim onun zarar göreceğini söylüyordu.

homophobic Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin