jungkook: aşağıda bekliyorum.
Gözlerimi devirirken, siyah pantolonumun üzerine giydiğim beyaz gömleğimin son düğmesini de ilikledim. Deri siyah ceketi kollarımdan geçirirken telefonu cebime atmış ve odamdan çıkmıştım.
Ayakkabılarımı da giydikten sonra evden çıkarken, partiye zorla gittiğim ruh halimden belli oluyordur.
Evin önüne çıktığımda, Jungkook siyah arabasına yaslanmış bana bakıyordu. Üzerindeki parlak ceketi ve beyaz gömleğinin üzerine bol bir şekilde kravat takmıştı.
Jungkook ne kadar yakışıklı biri olsa da bu onun berbat biri olduğu gerçeğini değiştirmiyordu. San ile sorunu neydi bilmiyordum, bana sadece ondan intikam alacağını söyleyip duruyordu.
Jungkook yüzüne yerleştirdiği sinsi gülüş ile adımlarını yanıma getirmişti. Karşımda durdu ve parmaklarını dün griye boyattığım saçlarımın arasına geçirdi.
"Biliyor musun? Aslında gerçekten çok güzelsin."
Boynumu ona kırarak bakarken, hızla kafamın üzerindeki eli ittim. Yanından geçerek arabanın ön koltuğuna oturduğumda, o da gülmüş ve sürücü koltuğuna geçmişti.
Arabayı partinin olduğu yere sürerken, başımı geri yaslamış ve camdan dışarıyı izlemeye başlamıştım.
Araba bir evin önünde dururken, bakışlarım ona döndü.
"Kimin evi burası?"
"Taehyung."
Arabadan inerken, ben de inmiş ve onun büyük adımlarına yetişmek için koşmuştum. Yanına yetiştiğimde, kapının girişinde gördüğü San ile duraksamış ve birden büyük parmaklarını parmaklarıma geçirmişti.
Elimi çekmeye çalışsam da, elimi hızla çekmiş ve yanında durmamı sağlamıştı.
Kapının önünde bekleyen San, bizi fark ettiğinde bakışları ellerimize kaymıştı.
Hiçbir tepki vermemişti,
Bakışları bana döndüğünde gözlerindeki hayal kırıklığı nefesimin kesilmesine neden olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
homophobic
Short Storychoisn: wooyoung ne yap biliyor musun? choisn: öl, senin gibi hemcinslerinden hoşlanan iğrençeler ölmeli.