Ellerim arasındaki tepsiyi kucağıma alırken yatakta uzanan, yorgun gözlerine rağmen bana gülümseyerek bakan San'a bakıp gülümsedim.
"Bir şeyler yemelisin,"
Başını sallayıp yatakta dikleşti, tepsideki çorbayı kaşık yardımı ile ona çorbayı uzatırken, gözleri yüzümden hiç ayrılmıyordu.
İkinci kaşığı ona uzatacağım sırada bileğimi tutmuştu.
Gözlerimin içine bakarken, kaşığı tepsiye bıraktı ve tepsiyi alıp yatağın yanındaki komodinin üzerinde bıraktı.
"Ne yapıyorsun?"
Bileğimi bırakmazken diğer elini belime atıp beni kendine çekmişti.
"San,"
Dudaklarını yanaklarıma, burnuma değdiriyordu.
Bu sefer dudakları dudaklarımda durmuştu.
Dudaklarımı dudaklarından çekerken, yatağa uzandım ve ona sarıldım.
O da ellerini belime sardı.
Başım boynundaydı, onun başı ise kafamın üzerinde.
"Seni seviyorum woo,"
"Ben de seni cho."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
homophobic
Short Storychoisn: wooyoung ne yap biliyor musun? choisn: öl, senin gibi hemcinslerinden hoşlanan iğrençeler ölmeli.