Dr. Smiley (Fanfiction)

326 27 54
                                    

-------
ÖNEMLİ BİLGİLENDİRME: Biraz araştırma yaptım ve "Creepypasta Universe Wiki" de oldukça ilginç bilgiler buldum. Bu Web sitesine göre Dr. Smiley'nin yaratıcısı (BunsDream/Deviantart) karakteri yarattığına henüz 11 yaşındaymış ve insanların Dr. Smiley'yi hayal edebilmeleri için Google'da bulduğu bir resmi kullanmış. Çünkü: O zamanlar bunun "Eser Hırsızlığı" sayıldığını ve internet etiğine aykırı bir davranış olduğunu bilemeyecek kadar küçükmüş. Fakat yaşı ilerledikçe yaptığı şeyin ne olduğunu anlamış ve bu durumdan pişmanlık duymaya başlamış. Karakteri kaldırmasa da resmi silmiş ama sonrasında resmin kendisine ait olmadığını ve bu karakterin aslında Dr. Smiley olmadığını itiraf ettiği zaman insanlar karaktere ve yaratıcısına karşı bir kin beslemeye başlamışlar, öyle ki en sonunda BunsDream karakteri Deviantart'dan kaldırmış. (Bazı in anlar karakterin bilerek çalındığını idda ediyor ama bilmiyorum. :/)

Özetle... Dr. Smiley'nin gerçek adı ve hikayesi olduğu idda edilen bütün isim ve hikayeler aslında fan made bilgiler ve fanfictionlardan ibaret. Buna az sonra okuyacağınız hikaye de dahil. (Ama fan made olsa da merak eden vardır diye çevirdim ayrıca güzeldi jsjsjssj Ayrıca İnternette onun hikayesi diye dolaşan en ünlü hikaye bu.) Zaten eğer yanlış anlamadıysam karakter hala Deviantart'da varken bile bir Origin hikayesi yokmuş.

Ayrıca fun fact: BunsDream bütün bunlar yaşanmadan önce Dr. Smiley'nin gözlerinin renginin kırmızı olduğunu söylemiş ve karakterin en popüler hikayesinde sivri dişli olduğuyla ilgili bir cümle geçiyor. Yani Dr. Smiley büyük ihtimalle insan falan değil.

Keyifli Okumalar ^^

Çeviri: ICanTFoundAnyName
Kaynak: "Creepypasta Stories" By "Alyssa_The_Killer" (Watpadd)
-------

Selam oradaki, benim adım Doktor Smiley. O alışkın olduğun doktorlardan biri olmadığımı söylememe gerek yok, meslektaşlarımın aksine ben ömrünü hastane koridorlarında geçirip ölümü aldatmak için elinden geleni yapan o doktorlardan değilim... Bir başka deyişle ben ölümü sıcak bir "Hoşgeldin" ile karşılarım ve hastalarımın onunla kucaklaşmasına yardım ederim!

  Geçen gün parkta genç bir hanımefendiyle karşılaşmıştım, anoreksiya* yüzünden yavaşça ölüyormuş gibi görünüyordu. Ben de ona en güzelinden bir gülücük bahşetim, elini öptüm ve kendisine yardım edeceğime dair söz verdim. Teklifim karşısında büyülendi ve onu ofisime götürürken beni seve seve takip etti. Şehrin sınırlarında küçük bir bina, büyük ihtimalle orayı daha önce görmüşsünüzdür;

  Bütün panjurlar yalnızca bir tahta veya metal parçası ile asılmış, duvarlarının beyaz boyası yavaş yavaş dökülmeye başlamış, bütün pencereli karton veya plastiklerle dış dünyaya kapatılmış, daima boş gözüken...

  Bu binaya "Evim ve kliniğim" diyorum. Bütün hastalarıma burada yardım ediyorum çünkü.

  Kliniğime şu kızla döndükten sonra kendisi oldukça korkmuştu; ben ise bunun sevimli olduğunu düşünmüştüm, tıpkı minik bir fare gibiydi... Eline nazikçe asıldım ve onu kolayca benimle birlikte minik oturma odasına götürdüm. Ardından elini bıraktım ve kapıyı kilitledim. Eski kanepemdeki kan lekelerini fark ettiğinde paniklemeye başladı. "Endişelenme... Bir keresinde orada acil bir ameliyat yapmak zorunda kalmıştım hepsi bu!" bir yandan heyecanımı getirdiği bir kıkırtıyı içimde tutmaya çalışıyordum. Onu "Ameliyathane"me götürdüm ve ameliyat masasına uzamasını söyledim. Uzandı, hala korkmuş ve emin olmayan bir hali vardı. Gözleriyle bütün bir odaya, duvarları kaplayan ilaç şişelerine ve içi sıvı dolu kavanozlara baktı. Ardından aldığım numunelerden biri dikkatini çekti;

  "O...O da n-ne?!" kavanozlara birini gösterirken tiz bir çığlık atmıştı.

  İşime devam ederken göz ucuyla kavanoza baktım, "Niye ki tatlım? O gördüğün şey son hastadan bir numune. Kan hücrelerinin ölmesine sebep olan bir hastalığı vardı ve kısa bir süre sonra bütün vücudu iflas etmeye başladı." Kadının nefesi korkuyla kesildi ve doğruldu. Ama neyse ki şırıngamı bütün hastalarım için de kullandığım o mavimsi sıvıyla doldurmayı yeni bitirmiştim. Hızlıca etrafında dolandım, bileğini kavradım ve kaçmaya çalışırken onu geriye doğru çekerek elimdeki iğneyi boynuna saplayıp sıvıyı enjekte ettim.

  "Şşş... Korkma... Sana yardım etmek için buradayım." kulağına fısıldadım ve sivri dişlerimi ortaya çıkartacak kadar genişçe sırıttım. Ağzını çığlık atacakmışçasına açtı ama sadece nefesinin kesilişinin sesi duyuldu. Ardından derin bir uykuya daldı...

  Ameliyat için hazırlık yapmaya devam ettim, bütün malzemelerimi yavaşça ve teker teker parlattım. Herşeyi hastamı yatağının yanındaki bir platforma yerleştirdim, o sırada hastam yastıklarla desteklenmiş ve kelepçelere bağlanmış bir şekilde yatağında oturuyordu. Hafif bir sızlanma dikkatimi çekti ve kahkaha atmaktan kendimi alamadım. "Tekrar hoşgeldin uykucu..." dedim, geriye kalan son malzemeyi de masaya yerleştirirken.

Gözlerini açtı ve zincirleriyle mücadele etmeye başladı. Tanrım, ona yardım etmeye çalıştığımı göremiyor muydu? Cerrah bıçağımı kaptım ve hastamın üstünde çalışmaya başladım. Öncelikle onu baştan sona yardım ve kanayıp kıvranırken iç organlarını dürtmeye başladım. Genelde muayene sırasında onları canlı tutmaya çalışırım; iç organları görmek, dış dünyaya karşı tamemen savunmasız olmalarına karşın onları işlevlerini devam etmeye çalışırken izlemek...

Midesini ve böbreğini keserek açtıktan sonra nihayet sıkıldım ve rahminden küçük bir parça alarak bir kavanoza koydum. "Koleksiyonum için yeni bir numune." sırıtırken seslice düşünmüştüm bunu.

Hastam ise artık seğiriyordu. Ağzından ve kafasının arkasına doğru yuvarlanmış gözlerinden kan damlıyordu.

Kıkırdadım... Onların son dakikalarını daima eğlenceli bulmuşumudur. Bu düşünceyle cerrah bıçağımı onun hala atan kalbine daldırdım. Yaradan kan aktı ve kadın gevşedi. Dudaklarımı zevkle yalarken kocaman gülümsemiştim,

"Bir başka başarılı ameliyat daha..."
-------
Anoreksiya: Nervoza, özellikle genç kadınlarda görülebilen, yemek yememek, çok az uyumak, buna rağmen çok aktif olmakla beliren psikolojik bozukluk. Bu hastalık genellikle ergenlik döneminde, nadiren de erişkin çağında başlar. Çok genel olarak denebilir ki, aşırı zayıflama tutkunu her bireyde oluşabilir. (Wikipedia)

Bu kadar kosa bir pastayı çevirmek neden bu kadar uzun sürdü acaba?

Neyse ama yaz tatili de geldiğine göre galiba artık kaçamam, merak etmeyin. XP

Bir de kaynak çok gıcıktı. Bazı yerler yanlış yazılmış ve bunlardan bazıları bilmediğim kelimelerdi, bulamadıklarım bile oldu çıldırdım! DX

Neyse bu da böyle çerezlik bir çeviriydi.
-------

Creepypasta ÇevirileriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin