dokuz

7.1K 477 44
                                    

Tunç

Elimdeki telefonu sıkı sıkı tutarak etrafıma son beş dakikadır yaptığım gibi tekrar göz attım.

Gelmeyecekti.

Kim gelmişti de o gelsindi.

Sinirle dudağımı ısırdığımda unuttuğum yaram yeniden kanamaya başladı. Bu durum beni daha da sinirlendirmekten başka bir şey yapamamıştı.

"Tunç?"

Duyduğum sesle arkama baktım.

"Evet?" diye mırıldanıp boş boş suratına bakmaya devam ettim. Bu kimdi ulan?

Elindekileri görünce gülmeye başladım. "Elif sensen lütfen söyleme bunu kaldıramam."

Kafasını hafifçe havaya kaldırıp sabır çekti ardından yanıma oturdu. "Aynen kardeşim Elif benim. Beğendiremedik mi?"

Bir şey demedim. Zaten bir şey dememe çok da müsade etmeden konuşmaya başladı. "Başımın etini yedi senin yüzünden. Şimdi pansumanını yapıp siktir olup gitmek istiyorum."

Şaşkınca yüzüne baktım. "Sen mi yapacaksın?"

"Ulan sevişelim mi dedim it herif, al kendin yap o zaman. Yeter ki yapalım da cırlatma şu cadıyı."

Elinden tentürdiyotu alıp küçük bir pamuğa dökerken konuşmaya devam etti. "Kendisi gelemediği için üzgün olduğunu ama daha sonra telafi edeceğini söyledi."

Pamuğu dudağımın kenarına sertçe bastırdım. Aptal gibi onun geleceğini düşünmüştüm. Bu kadar kolay olsa fake hesaptan yazmazdı zaten değil mi?

"Götüne başına da dikkat et. Sonra ben uğraşıyorum. Yok Tunç beyin pansumanı yok üzüntüsü. Bir Ural Özden kolay mı yetişiyor sanıyorsunuz siz lan!"

Gülmemem gerektiğini içimden tekrarlayarak kafamı salladım. "Eyvallah. Bir daha olmaz merak etme."

"Göreceğiz bakalım." diyerek ayaklandı. "Hadi iyi düşünmeler sana, dikkat et de çok uzaklarda arama boşuna."

Uzaklarda arama?

Yakınımdaki Elifleri tekrar gözden geçirmek için oflayarak telefonumun kilidini açtım.

Nelerle uğraşıyordum ben ulan!



Verda | texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin