yirmi dört

6.7K 431 51
                                    

Tunç

Fazla ses çıkartmamaya çalışarak kapıyı açıp anahtarı elime aldım. Asansörü çağırırken ağzım kulaklarımdaydı.

Nasıl bu hale gelmiştim ben iki günde?

Sonunda apartmandan çıkabildiğimde üşüdüğü her halinden belli olan Verda'yı görebilmiştim.

Bir şey söylemeden elimdeki battaniyemsi şeyi üzerine sardım. Sağ taraftaki çardağa doğru yönlendirirken gülüşümü bastırmaya çalışıyordum.

"Isındın mı biraz daha güzelim?"

Soğuktan kızaran burnuyla gözüme inanılmaz sevimli geliyordu. Başıyla onaylayıp minik eliyle dizimde tuttuğum elimi kavradı.

"Özür dilerim."

"Nedenmiş o özür?"

Kafasını da omzuma bıraktığında iç çektim.

Yakın zamanda büyük bir sevap falan mı işlemiştim ben acaba? Neyin ödülüydü bunlar hiçbir fikrim yoktu.

"Ben bu anı hep çok istedim. Elini tutayım, başım omzundayken sana bir şeyler anlatabileyim... Ama salaklık yapıp, sen bana geldiğin halde ben kaçtım. O yüzden özür dilerim."

Elinin üstünü okşamaya başladım. "Özür dilenecek bir şey göremedim ben burada. Asıl özür dilemesi gereken benim. Seni bu duruma düşürdüğüm için, sana daha erken gelemediğim için, o aptalla iğrenç bir ilişki yaşadığım için... Özür dilerim bebeğim."

Kafasını kaldırıp yan dönerek tam karşı karşıya gelmemizi sağladı. "Tunç."

"Hı?"

"Seviyorum. Çok."

Gözlerimin içine bakarak söylemesi mesajdan çok daha etkileyiciydi. Belki de etkileyici olan kendisiydi. Bilemiyordum.

Tam ben de romantikleşecekken yüksek bir bildirim sesiyle ikimizin de dikkati dağıldı.

Yanıma telefonumu almamıştım. Yani telefon Verda'nındı.

"Annem olabilir." diye mırıldanarak montunun cebinden telefonunu çıkardı. Bir eli halen benim avcumdaydı ve bunun hissettirdiklerinin cidden tarifi yoktu.

Yan dönük olduğu için telefonun ekranını görmem mümkün değildi. Ama yüzündeki ifadeden görmem gereken bir şeyler olduğunu sezmiştim.

Yüzümü yüzüne yaklaştırıp mesaja baktım.

05**: Böyle bir anda sana yazmak istemezdim mavili

05**: Ama oturup cilveleşmenizi izlemek inan kolay değil

05**: Ha bir de şey var

05**: Seviyorum

05**: Çok.

Sinirle kendimi geri çekip arkama yaslandım.

"Zaten her şeyin iyi gitmesi benim hayatıma ters anasını satayım. Tunç beş dakika mutlu mu olmuş, hemen gidip içine sıçalım diye bekliyor herkes."

Sesim istemeden fazla yüksek çıkmış olmalıydı ki Verda hafifçe irkilerek muhtemelen sakinleşmem için yanıma sokuldu.

"Mutluluğunu bozacak herhangi bir şey göremedim ben. Bizi etkileyen bir şey yok. Yanındayım Tunç, yanındayım pofuduğum."

Dudaklarımı saçlarına bastırdım. "Hep öyle kal gül bahçesi. En fazla uzak olduğun an bile bundan daha uzak olmasın."




Verda | texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin