Tunç
Okul kapısından hızlı adımlarla girerken bu günün bok gibi geçeceğinden fazlasıyla emindim. Muhtemelen her şey birbirine girecekti.
Neyse umarım bir boşluk bulup Yağız piçine yumruğumu geçirebilirdim. Günün to do listesinin başında bu vardı.
Saat erken olduğundan etraf fazlasıyla sessizdi. Bu saatlerde pek fazla kimsenin dersi olmuyordu.
Kafeteryaya doğru ilerlerken telefonumun titremesiyle duraksayarak mesajı açtım.
_rosary: Gelmesene be
Sırıtarak doğru yere doğru ilerlediğim için kendimi tebrik edip kafeteryaya girdim.
Dışarıdaki kuru soğuktan sonra sıcak bir yere girmek vücudumun gevşemesine sebep oldu. Kısaca içeri göz attım.
Tahmin ettiğim gibi onunla değil Ural'la göz göze gelebilmiştim. Çünkü kafasını deve kuşu gibi masaya gömmüştü.
Yanlarına vardığımda başımla hafifçe Ural'a selam verip karşısındaki sandalyeyi çekip oturdum.
"Günaydın doktor bey."
Ural bahçede yanıma geldiğinde de yaptığı gibi sabır çekti.
Verda ise kıkırdamıştı. Hafifçe sarsılan bedeni aniden hareketsizleşince bu defa ben gülmeye başladım.
Ne kadar daha benden kaçacaktı?
Ural pis pis sırıtmaya başladı. "Neyse ben kalkayım da siz biraz baş başa konuşun. Sonra hab-"
Aniden kafasını kaldırıp Ural'a baktı. "Gitm-"
Ural'ın herhangi bir yere gitmediğini fark ettiğinde iş işten geçmişti bile. Kafasını kaldırmıştı çoktan.
Kaşları çatıldı. "Pislik."
Gözümü ayırmadan yüzüne bakmaya devam ettim. Sağ profilden bayağı güzeldi. Muhtemelen soldan da öyleydi. Hatta her yönden güzeldi işte anasını satayım.
Başka çaresi kalmamış gibi dudaklarını bükerek bana döndü yavaşça. Gözleri gözlerime çarptığında dudaklarımı araladım. "Ee hoşgeldin yok mu pofuduğa?"
"Hoşgeldin ama keşke gelmeseydin mi acaba?"
"Hoşbuldum ve iyi ki geldim mi acaba?" diyerek güldüm.
Fazla oyalanmadan dudakları kıvrıldı ve çarpıcı gülüşüyle tanışmış oldum. Tanıştığıma bu kadar memnun olduğum başka bir şeyle karşılaşmamıştım.
"Çok erkendi her şey için. Niye buldun ki beni?"
"Çok iyi yapmışsın abi. Buyur biraz da sen uğraş, zaten dersim var kaçtım ben." diyerek ayaklanan Ural kısa süre içinde gözden kaybolmuştu.
"Verda."
İsmini söylediğimde gözlerini yumdu. "Hı?"
"Niye bu kadar geç kaldın sen bana?"
"Korktum çünkü Tunç. Nefret ediyorsun sen benden. Nasıl gelip ben seni seviyorum diyecektim?"
Karşıya bakarak benden kaçırdığı gözlerini görebilmek için hafifçe çenesine dokunup yüzünü kendime çevirdim. "Ne nefretinden bahsediyorsun sen güzelim? Yok nefret falan. Sadece o aptal kız yüzünden ben kendimde değildim ve oraya buraya çatıyordum o kadar."
"Beni üzmemek iç-"
"Verda. Lütfen. Keşke kendi doğrularına inanmak yerine bana gelseydin gül bahçesi."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Verda | texting
Kısa Hikaye#tamamlandı _rosary: Neymiş efendim _rosary: Uzaktan, dokunmadan adam akıllı sevilemezmiş _rosary: Olsun ben de kadın gibi severim _rosary: Adamlıkta keramet olsa sen de adam olurdun değil mi Tunç? akdogantunc: . _rosary: Ay en sevdiğim _rosary: Dur...