"Minseok bebeğim çıkar mısın artık şu odadan?"
Saatlerdir çalışma odasının kapısının önünde kurduğum tek cümle buydu. Aldığım cevapsa tam olarak şu.
"Asla ve bir daha bana bebeğim dersen seni öldürürüm Jongdae!! senin gibi bir adama nerden düştüm ben ya? Soo'yu dinleyecektim çok geç olmadan, ah aptal kafam ah."
Kafayı yiyeceğim, ne yaptığıma dair en ufak bir fikrim de yok ama kesin Cülüş biliyordur. Tamam belki Minseok geldiğinde televizyonda mankenleri izliyor olabilirdim ama konunun bu olduğunu sanmıyorum. Ben bunu hep yapıyordum zaten. Bilmediğim bu konu her neyse ben banyoya gitmeden önce öpüştüğüm adam çıktığımda kendini odaya kilitledi ve deli gibi bağırıyordu saatlerdir. Sadece gelip, odanın içinde daha ne kadar kalacağını sormuştum oysa. Hiçbir şey yapmadığım zamanlarda bile suçlanıyorum resmen. Cülus beni suçlanayım diye yazmış resmen pü yazıklar olsun.
TANRIM!
Jongin'e söylerken çok haklıydım adam olunca da bir bok olmuyor. Ben 72828228, Jongin herifi de 4 falan. Neyse durun ben size olayı en baştan anlatayım en iyisi. Böyle çok yabancılık çekeceksiniz.
Sabah Saatleri...
Son bir haftadır dava almayıp Jongin ile evlerimizde göt büyütüyorduk. Bunu söylemek bile beni ne hazlara ulaştırdı size anlatamam. Sonunda Jongin herifini dava almaya ihtiyacımız olmadığına ikna etmiştim. Onunda ailesiyle vakit geçirmesi gelmişti falan, ben de çok mutluyum tabii. Salonuma oturmuşum, annemin tüm evlilik mesajlarından uzağım. Çünkü Minseok yanımda olduğu için telefonumu kapattım. İşin kötü yanı inşallah Minseok'u da doldurmuyordur, çünkü az önce salona yerleştiğimde televizyonda açık olan şey evlilik programıydı. Neyse işte ben tabii ki kanalı değiştirip manken kanalımı açtım, çaktırmayın Minseok içeride çizim yapıyor. Ben de fırsat bu fırsat dedim tabii, açtım en sevdiğimi kanalı, keyifli keyifli izliyorum. Bir o manken bir bu manken, tabii ki benim sevgilim hepsinden çokk daha güzel ve etkileyici. Ahh o cilvesi, o şeyleri şey.. dur sizin bunu bilmenize hiç gerek yok. Siktir ya sertleştik yine ama çizim yaparken sırnaşırsam geri teper. Sakin ol ve akşamı bekle küçük jong.
Neyse ne anlatıyoedjm ben, heh mankenler diyordum. Çok güzel odaklanmış izliyorum. Minseok bağırarak içeri girdi. Telefon ile konuşuyordu ama sesi gereksiz yüksekti ve konuşulan konu kesinlikle ilgi alanın olmayacak kadar bana uzaktı. Arkadaşımı evleniyormuş nedir.
"Ne sahi mi? Ah çok sevindim, nasıl teklif etti peki?"
Bir yandan da kendisine kahve yapıyordu. Ondan tarafa bakmamaya çalışıyordum, çünkü muhabbete dahil olmak gibi bir niyetim asla yoktu. Sadece duyuyordum hepsi bu.
" Deniz kenarında mı? Yaaa çok hoş, senin adına çok sevindim. Umarım hep mutlu olursunuz Haneul. Tabii geleceğiz, bu aralar onunda davası yok zaten. Orada olacağız merak etme."
Evet buradan sonrası ilgilenmem gereken kısımdı işten. Yine bir düğüne katılmak zorundaydık, Minseok zoruyla. Lanet olsun ona hayırlı diyememe sorunsalı. Bu defa dikkatle dinlemeye devam ettim.
"Hayır düşünmüyoruz, yani şimdilik. Bu düşünceye biraz alışmamız gerek sanırım."
Canım sevgilim, bakın nasılda konuyu toparladı. Biz evlenmeden de gayet uyumlu ve harika bir çiftiz. Hayır anlamıyorum ne sorup duruyorsunuz ki? Ben Minseok'a, o beni seviyor. Bu bence oldukça yeterli, gözümün dışarı kaymamasının en etkili sebebi. Onu seviyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşkı harcamanın 80 yolu/chenmin
FanfictionArkadaşlar arasında iflah olmaz bir yavşak olduğum söylenir çoğu zaman. Tabi ki elimden geçenler arasında da tam bir şerefsiz olarak anılıyorum orası ayrı. Çok insan ve çok yol deniyormuşum sözde. Hayır şimdi ne alakası var diyeceğim yalan olacak, ç...