Aşkı harcamanın 80 yolu/chenmin

*Özel Bölüm* #HappySılaDay

Çok sevdiğime, çok sevdiğinden bir hediye. İyi ki doğdun kediciğim, iyi ki varsın🖤
chenminizm

~~~

Bilmem kaç yıl sonra...

Helöööğğğğğ.. ben geri döndüm sevgili okuyucularrr. Beni özlediniz mi bakalım?? Ben sizi özledim valla ama şöyle de bir şey var Minişim ile başbaşa çok mutluyduk, sadece Sıla için geri döndüm. Çünkü ben bu evlilik işine baya alıştım sanırım. Cülüşüm geçen şey dedi hatta 'olacak olacak, hallettin sen bu işi' valla hallettim ben bu işi. Zibilyon kere düşünsem aklıma gelmezdi ama her güne Minişimin güzel yüzünü görerek başlamak harika bir duyguymuş. Tabii siz bilmiyorsunuz ama bir de küçük meleğimle başlamanın muhteşemliği paha biçilemez. Evet minnacık, sevimli, aynı babasına benzeyen, yani bana, küçücük bir kızım var artık. Şimdilerde tüm sabahlarım onun kucağıma atlaması ve yanaklarıma sulu öpücükler bırakmasıyla başlıyor. Başlarda bir çocuğa zor ikna olsamda, o iyi ki bizimle diyorum şimdi. Öyle masum ki görmelisiniz, tabii Minseok'a göre onu iyice kendime benzettim ama konunun bu olduğunu kesinlikle sanmıyorum. Babasının kızı işte elma şekerim. Ne var yani bunda? Ben harika bir babayım, o da harika bir çocuk.  Ben geri dönüp size bunları anlatana kadarsa altı yaşına çoktan bastı miniğim. Hatta biliyor musunuz? Okula bile başladı elma şekerim. Her gün neşeyle dönüyor ve o gün okulda yaptığı her şeyi hevesle anlatıyordu bana, işte bu dünyalara değişmeyeceğim bir duyguydu. İnanın bana ya da isterseniz inanmayın, o evdeyken Minseok'a sırnaşamıyor olmam ve seks hayatımızın sekteye uğraması bile pek umrumda değil. Sanırım minik kızımız babasını kalbimdeki tahtan biraz düşürdü.

Her şeyin yanında küçücük kalbiyle iki babası olmasını hiç sorun etmedi, bizim ona düşkünlüğümüz kadar o da bize düşkün. Hatta bunu her yerde övgüyle anlatacak kadar çok seviyor bizi. Ah tabii bir de Cülüşünü. Kızın değişik bir aurası var ve herkesi etki altına alıyor resmen, Elsa eve il geldiği gün Cülüş'te vardı. Daha küçücük bedeniyle ona aşık olmuştu resmen. Benim evrenimdeki herkes bu Cülüş karısına aşıktı. Elma şekerim de bunlardan birisiydi işte. Ailecek kopamıyoruz hatundan, ay Cülüş demişken ben onu arayacaktım, ay oldu neredeyse konuşamıyoruz. Başını tezden kaldırmadı ki konuşalım zaten. Borç morç, yönetim falan bir şeyler diyordu en son ama neyse aklımda arayacağım onu da, planlamamız gereken şeyler var zaten.

Biz bugüne dönelim şimdi. Bugün evimde çalışmayı seçmiştim, Minseok ise küçük kızımız Elsa'yı okuldan almaya gitmişti. Aslında onu her sabah okula bırakıp almak bir rutin olsada, bu defaki biraz daha farklıydı. Öğretmeni bizi çağırmıştı. Haylaz bir kızımız vardı ve bu ara sıra öğretmeni ile görüşmemize sebep oluyordu. Bugünde sıra Minseok'taydı, o bana göre böyle şeylere daha akılcı yaklaşabiliyordu. Ben biraz daha Jongdae'de düşündüğümden işler karışıyordu, kontrolüm tamamen küçük kızımın elindeydi. Hiççç... beni suçlamayın, biricik kızım o benim tabii ki onun tarafında olacağım. O yapmışsa haklıdır, kimin kızı be.

"Babaaaa.."

Baban kurban olsun sana. Şu güzelliği görmelisiniz. Sabah ona seçtiğim yeşil tulumu ile çokmsevimli görünüyor, ısırmamak için zor tutuyorum kendimi. Elma şekerim eve girdiği gibi kucağıma atladı. Minseok ise üzerindeki montu çıkartıp yanımıza geldi. Yüzü bir değişikti sevgilimin ama öncelik sırası bebeğimdeydi. Salon koltuğunda doğrulup saçlarını öptüm ve büzüştürdüğü dudaklarına kaşlarımı çattım. Onu kim üzdüyse alayını yakabilirdim o an.

"Elma şekerim, ne bu surat? Kim üzdü seni?"

Saçlarını iki kulak toplayıp örmüştü Minseok sabah ve öyle tatlı görünüyordu ki oynamadan edemedim. Gözleri çoktan dolmuş ağlamaya hazır bekliyorlardı.