6 yıl sonra..
Heyooooo... beni özlediniz mi? Bence özlediniz, bende sizi özledim. Oralarda havalar nasıl bilmiyorum ama buralarda havalar altı yıl ileri. Düşündüğünüzün aksine zaman burada yazar hızıyla geçiyor. Eee.. Cülüş'ümün keyfi ve kahyası da bizim küçük kertenkeleyi büyütüp başıma bela etmek istemiş. İyi halt etmiş!
Neden mi?
Cülüş galiba sevmiyor beni arkadaşlar. Çünkü öyle bir velet yazmış ki; şantaj desen bunda, hile hurda bunda, çapkınlık bunda, adam kullanma bunda, yaramazlık bunda. Hayır kesinlikle sana benziyor söylemlerinizi kabul etmiyorum, gram farkınız yok söylemlerinide. Babasına benziyor bu bücür çünkü ben öyle istiyorum. Hangi babası olduğunu söylememe gerek yoktur umarım. Tabii aklınızda ışıklar yakan o şerefsize, kendisi doğursa bu kadar olur yani.
Ama artık yeter, buraya kadar. Elinde resmen oyuncak olduk küçücük veletin. Bu da can be, neymiş Jong amcayı çok seviyormuş. Hadi oradan, insan sevdiği amcasının suratına mı işer vicdansız. Evet evet böyle gereksiz bir anımız mevcut ama siz duymadınız bunu ya da duyarsanız duyun bana ne, ben zaten o gün hıncımı babasından çıkarmıştım. Aslında sidikli üzerimi o kavruk herife yalatırdım ama bir hafta tüm işleri üzerine yıkmak o an daha cazip gelmişti. Ben ona bez değiştirmekten ne anlarım demiştim sonuçta.
Her neyse, altı sene geçti diyordum değil mi?
Şimdi bu velet yine bizdeydi, çünkü sevgili babalarının ailevi meseleleri vardı ve küçücük çocuğun orada ne işi var diyerek Minseok bebeğim ile benim başıma bırakmışlardı veletlerini.
Durumdan memnun muydum?
Asla, o kerten kele evde olmasaydı Minişimle daha ateşli şeyler yapıyor olabilirdik. He bu arada biz çiçeğimlen şu hevesle beklediğim bir çok şeyi denemiş sayılırız. Anlayacağınız başka bedenler falan değilmiş işin sırrı, birisine aşık olmakmış. Immm.. şey evet bunu kabullenmiş durumdayım ama çaktırmayın çünkü huylu huyundan vazgeçmez. Minişimden başka kimseye bir daha yar olmadım ama ara sıra beğendiğim insanlar olmuyor değil. Yedisinde neyse yetmişindede odur meselesi bu, sonuçta Min bana güveniyor, ki ondan başkasını da hayatımda istediğim söylenemez. Onu asla aldatmadım, aldatmam da. Bunun için kafayı tırlatmam gerekiyor, çünkü Minseok her anlamda mükemmel ve beni mutlu hissettiriyor.
Kimse inanmasada ona aşık oldum, hoş başata annem inanmıyor. Neymiş efendim biz evlenmeden ve torun sahibi olmadan inanmazmış. Her an ayrılabilişim ona göre, hatta ara ara beni izlettirdiğini falan düşünmüyor değilim. Neyseki Minseok onunla daha hiç tanışmadı, birkaç kere konusu açılsada bir şekilde geçiştirmiştim. Annem onunla tanıştığı gibi kendini kaybedecekti ve ben daha evlilik konularına pek hazır değildim. Şimdilik her şeyim onundu ama parmağımda bir kelepçe beni darlıyordu. Altı yıl geçmiş olabilirdi ama insanlar uzun yıllar sevgili kalabiliyorlardı değil mi? Hem biz birlikte bile yaşıyorduk, ne gerek vardı evlenmeye.
Al işte yine konu dağıldı. Kim Minseok bu dünyaya dikkatimi dağıtmak için gönderilmiş bir afet. Off.. en iyisi Jongin herifini telefondan taciz edip bir an önce gelmeye ikna etmem gerekiyor. Küçük jong ve ben oldukça sabırsızız bugünlerde, konu hep Minseok'a geliyor. Püüüüüü.. uçkur düşkünü pezevenk ben.
"Hah! Yine kazandım, yine kazandım. Sen kaybettin Jong amca, her zaman olduğu gibi."
Bizim kertenkele oturduğumuz koltuğun tepesinde bağırarak zıplıyordu ve inanın bana benim bile bir sınır çizgim vardı çocukken. Koltuklarda asla zıplamazdım.
"Evladım babaların seni neyle besliyor? Daha yedi yaşındasın, bu kadar iyi zombi öldürmek ne demek?"
Doğru duydunuz playstation da zombi öldürüyoruz. Daha doğrusu o öldürüyor, bense sadece tuşlara basıyordum. Çünkü bu yüzüncü kaybedişim falan. Çocuk asla sıkılmıyor bu saçma oyundan. Sevgilimse mutfakta bir şeyler hazırlıyordu, asla şu an ona gidip sarılmayı düşünmüyorum tabii ki. Bakınız tüm ilgim jr Jongin'de.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşkı harcamanın 80 yolu/chenmin
FanfictionArkadaşlar arasında iflah olmaz bir yavşak olduğum söylenir çoğu zaman. Tabi ki elimden geçenler arasında da tam bir şerefsiz olarak anılıyorum orası ayrı. Çok insan ve çok yol deniyormuşum sözde. Hayır şimdi ne alakası var diyeceğim yalan olacak, ç...