Blöf..

287 32 25
                                    

Yol boyunca Jongin sinirli mi değil mi onu anlamaya çalıştım,çünkü ona göre davranacağım.Eğer sinirliyse asla tek kelime edip gevşek davranmayacağım,eğer değilse ben olmaya devam edeceğim. Şöyle söyleyeyim en son sinirini görmezden gelip kendim olduğumda sol gözüm 1 hafta mor gezmiştim. Senin elin armut mu topluyor diyeceksiniz şimdi,evet topluyor.Hakkını yiyemeyeceğim bu kavruk herifin sinirli anına bir denk gelseniz,ya sen yine az dayak yemişsin derdiniz eminim.Ben salak salak Jongin'i izlerken gözlerini yoldan ayırmadan dudaklarını araladı.

"Böyle salak salak suratıma bakmaya devam edecek misin Jongdae? Kendin olursan yine gözünü morartmayacağım merak etme."

"Ne alakası var canım onu mu düşünüyorum ben?"

Evet aynen de aklımdan geçen buydu.Bu herif beni çok iyi tanıyor,bazen düşüncelerimi okuyor falan diye düşünüyorum ve bu korkutucu.Neyse en iyisi Soo'yu görene kadar susmak sanırım,kendi sağlığım için.Eve gittiğimiz yol boyunca ağızımı bir kere bile açmadım,benimle beraber Jongin'de.Arabadan inip bir an önce kendimi Soo'nun içeride bulunduğu güvenli sulara attım. Jongin onun yanında tam bir kedi gibiydi,bir mırlaması eksik oluyordu genelde ve bu haliyle asla ve asla bünyesinde sinir barındıramıyordu.Artık güvendeydim,canım Soo eniştem,hoş yeni müvekkilimin Jongin'in eski kız arkadaşı olduğunu bilse beni değil eve almak,ayağıma bir ağırlık bağlayıp Han nehrine atardı.Şimdi düşündüm de,ben Sujin'in davasını kabul ederken bir yandan da bin ton falan yürek yiyordum sanırım çünkü bu cesaretimin başka bir açıklaması olamazdı.

"Şaşırdım Jongdae hoşgeldin,davet ettim ama gelmezsin sanıyordum."

Haklı normalde gelmezdim daha eğlenceli planlar yapabilirdim fakat bu gün Jongin'i yeterince delirtmiştim ve şu anda aklımdan geçen tek şey ise 'canım arkadaşlarım bir tanecik arkadaşlarım,tabi ki sizinle vakit geçireceğim.' olmuştu ve istekli görünmek zorundaydım. Ya böyle söylediğime bakmayın aslında seviyorum bu iki herifi ama ailemsi yemekler hiç bana göre değil yirmibeş yaşındayım hatırladığım kadarıyla en son onsekiz yaşımda annem ve babamla yemek yedim.Pardon yalan olmasın bir ay önce kadar bu kavruk herif yüzünden bir aile yemeğine katılmıştım ama ayda yılda bir işte. Eve girer girmez kendimi pencerenin önünde duran gri koltuğa attım ve Soo'ya burada olmamın çok fazla yalan olmayan mutluluğunu gösteren o cümleyi kurdum.

"Ama öyle deme Soo senin o harikulade yemeklerini kaçırmak için aptal olmak lazım,Jongin iti kıymetini bilmeli."

Soo kıkırdarken Jongin o kalp dudaklarına bir öpücük kondurup bana doğru döndündü.

"Biliyorum zaten eşek herif,ayrıca sen zaten bir aptalsın."

Tam alta kalmayıp Jongin'e cevabını verecekken kapı çaldı ve benim cevabın da hafada kaldı. Soo kapıya doğru yöneldiğinde işaret parmağımı ona doğrultarak Jongin'e 'bekle yemekten sonra kırcam o boş kafanı' bakışı attım.

"Beyler biliyorum siz bir aradayken çok zor ama birazcık insan olursanız sevinirim,arkadaşım geldi ve Kore'de daha ilk günlerinden size maruz kalmasını istemiyorum."

Bir saniye kim geldi dedi Soo,arkadaşı mı? Ee.. beyler hani biz bize yemek yiyorduk,Soo'nun bir akadaşının geldiğini söyleseniz ben buraya zaten uçarak gelirdim.Kavruk herif sakladı söylemedi,bunun hesabını sorarım Jongin iti.Bilsem üstüme başıma düzen verirdim,alacağın olsun.Kapıyı açtığında Soo'nun sesinden duyduğum isimle ve içeride yankılanan ses suratıma şöyle en sertinden bir tokat yemiş gibi hissettim.

" Bir an işlerin uzayacak ve gelemeyeceksin diye korktum Minseok,seni Jongin ile tanıştırmak için sabırsızlanıyorum."

"Uzamaması için uğraştım Soo,eski dostumun eşiyle tanışmak için ben de sabırsızlanıyorum."

Aşkı harcamanın 80 yolu/chenminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin