Heechul arabasını park ettiğinde hemen yanında duran arabaya baktı. Oldukça şık spor arabanın içinden Taemin çıktı. Dikkatle, arka koltukta oturan oğlunu emniyet kemerinden kurtardı. Heechul gülümseyerek genç babanın yanına gitti. "Günaydın Taemin shi nasılsınız?"
Taemin gözündeki gözlüğü düzeltip başıyla hafifçe selamladı büyüğünü. "Günaydın, teşekkür ederim." Ardından oğlunun üstünü başını düzeltme işine girişti. Ufak Jongin'in yanaklarına bir öpücük kondurup sınıfına yolladı. Heechul yanıbaşından boynu eğik sessizce giden Jongin'e baktı. Kendisine hiçbir şirinlikte bulunmayan Jongin hasta bir Jongin olabilirdi. Kendisine uzak davranan Taemin'e döndü yeniden. "Jongin... Ufaklığın bir şeyi yok değil mi?" Taemin saçlarını arkaya doğru savurup yeniden gözlerine baktı Heechul'ün. "Bakın Bay Kim bir defa görüşüp çocuğumun kimlerle yan yana olduğunu görmek istemiştim. Daha fazla dostmuşuz gibi davranmaya gerek yok. Bundan sonra Jonginimden uzak durursanız iyi olur." Yanlarında, sessizce konuşmaları dinleyen Sehun'un boyuna ulaşmak için diz çöktü sonra. "Üzgünüm Sehunie, ama artık Jongin ile konuşmaman daha iyi olur. Beni anlıyor musun?"
Sehun babasının pantolonunu elinde sıkıp buruştururken kafasıyla onayladı. "Benim büyüklü şikolata şelalemde anladı tevilecek biyi deeilim ben. Meyak etme aytık Conginime yaklaşmam ki ben, konuşmamda itteyten ama onu osaman usaylılaya kayşı kim koyuy ya kusey koyelileye kayşı hem de ecdeyhaaa vay bisim tınıfta. Onu tettitce koyutam oluy mu şikolota şelalemin büyüklüsü. Koykma ben aytık onunla evlenemem." Gözlerinden akan yaşları sildi Sehun koluna, akan burnu ve kızaran gözleriyle Taemin'in içini sızlatmıştı. Karşısındaki küçük adama sarılıp söyledikleri için pişmanlık duydu. Boynundaki küçük beden yavaşça parmak uçlarında yükselip kulağına fısıldadı. "Toyunlayını, biyicik yavyulayımı koyuyamadım, özüy dileyim. Onlayı daha biy keye bile göyememiştin. Onlayda yakışıklı dedişleyini göyemediler. " Bedenini kısa süre sonra ayırdı Taemin'den. "Aaaa, Neyedeyte unutuyoydum. Al işte bu ton kalan bebişim. İlk oooluşumus adısını Kai koymuştum. Jongin'e veyecektim ama aytık tenin alman daa dooyyu oluy galibası. Bebiçime iyi bak, aytık ona bakamadıım için ösüy dilediiimi töyleytin büyüyüp kocaman bi adam olduunda."
Sehun ağlayarak sınıfına koşarken Taemin'de gözyaşlarını silip arabasına binmeye hazırlanıyordu. Heechul son anda kolundan tutup durdurdu onu. "Bay Lee, bilmediğim bir şey mi var. Neden birden böyle davranmaya başladınız acaba?"
Arkalarından gelen "Günaydın" sesiyle ikiside sesin geldiği yana baktılar. Küçük dev adam Chanyeol koşarak aralarına girdi ve her yere , arabanın altıda dahil olmak üzere, bakınmaya başladı. "Benim bebeğiin annesi nerede, babalık? Bu adam Congin'in babası..." Şüpheyle işaret parmağını Heechul üzerinde gezdirdi sonra orta parmağıyla işaret parmağını önce kendi gözlerine ardından Heechul'ün gözlerine doğrulttu defalarca. "Gözüm üzerinde babalık, bebeğimin annesini o güneşte kalmış pamuk şekere vermene izin vermem."
Siwon koşarak uzaklaşan oğlunun yerine dahil oldu gruba. "Günaydın beyler. Nasılsın Taemin, işe gitmen gerekmiyor muydu?" Taemin dudakları arasında birşeyler gevelerken araca bindi. Heechul bu adamdaki ani değişimi anlamaya başladığını düşünürken siwon'un kolları belinde kendine yer bulmaya çalışıyordu. Heechul onu hırsla itti. "Burası okul lanet olası! Ne yaptığını sanıyorsun, ya birisi görürse?" Siwon seslice gülüp Heechul'ü rahat bıraktı, elbete göz kırpıp şahane bir gülümseme verdikten sonra. "Yakınlarda bir otel var müsaitsen oraya gidebiliriz, seni çok özledim."
Heechul ağzından dolu dolu küfürler dökülürken aracına binip hızla uzaklaştı okul bahçesinden. Siwon'da sırıtarak aracına bindi, istediği her şey yerli yerinde onun hareketini bekliyordu.
"Ööyetmenim, men munun tadına makşaymışım ya mi keye. Mi maksaymışımda yişeymişim meşela şok güşel olmaş mıydı?" Baekhyun sürekli öğretmeni ikna etmeye çalışıp yeni gelen çocuğu gösteriyordu tombul parmaklarıyla. Öğretmen Baekhyun'un ilgisini başka yöne çekmek için Kris'in yanına götürdü.
Baekhyun diğer günlere nazaran oldukça cesur bir gününde olmalıydı ki parmağını bu kez uzun olana uzattı. "Şenin tadına makmamı işteymişin. Men mi tadına makim üüüf ne miçim şevenleyin oluy biliyomuşun. Şupey Cünyıy amcalay gibi mişşüyü şevenin oluydu hem yaaa. Yiyim mi mi keye şeni." Kris tek bir kaşını kaldırıp Baek'in bütün hayallerini yıktı. Cümle kurma gereği bile duymamıştı bu çocuğa.
Ama bilmediği şey Baekhyun'un tadına bakmak istediği bir şey varsa mutlaka bakacağıydı. O olmasa bile en yakınındakine bakacaktı mutlaka. "Piişt! Şen ne deyşin? Şeni on yüş min inşan şevşin iştemesmişin makim? Şikolata gibi, celibon gibi olmak iştemes mişin?" Yixing masumca parmağını kaldırıp kendisini gösterdi. Ardından sürüsünü koruyan bir arslan gibi etrafı süzen Kris'e baktı. Yanıbaşındaki sırtlandan bi haber aslana... Lay hevesle kafasını sallayıp izin verdi ufak, tombul çocuğa. "Herkes sevmek yapacak di mi ama, Kyis'in büyü bosuldu. Yeniden çinliyim ben, çinliyim ki ben. Ben..."
Yixing bir kaç milyon kere daha Çinli olduğunu söylemek isterdi ancak Baekhyun yanağını öpme operasyonuna başlamıştı çoktan. Ve vazgeçecek gibi durmuyordu."Hey sen napıyorrrrrrrrsun uzaklaş hemen benim olandan." Baekhyun hülyalı bakışlarla uzaklaştı Yixing'in yanından. Gözlerinin önündeki kalp şekilleri belli oluyordu neredeyse. "Hersek sevcek mi beni şimdi, oldu mu?"
Baekhyun dudaklarını yalarken kafasını sallayıp onayladı çocuğu. "mikemmel uyum, mikemmel tat. Tek moynuslu atlay uçuyoy etyapımda. Şanki şilekli cölenin işine dayanamayıp şikolata şoşu dökmüşleyde men de kaşıklayla yemişim yemişim gibi.Galiba aşık oluyoyum men."
"Ne dedin sen?" Kris tombul ufaklığı balının üzerinden arı kovalamaya çalışan ayı nezaketiyle Yixing'ten uzak tutmaya çalışırken Jongin bir köşede sessiz oturmuş resim yapıyordu. Sehun ise yanına gelen Chanyeol'ün ahiretlik sorularıyla boğuşuyordu.
"Bebeğim, sabah sütünü içtin mi?" Sehun sessizce başını sallayıp onayladı.
"Bebeğim, sabah bal yedin mi?" Sehun sessizce başını salladı.
"Bebeğim, sabah vitaminlerini aldın mı?" Sehun başını salladı.
"Bebeğim, sabah öpücüğünü aldın mı?" Sehun birşey demeden dudaklarına bi öpücük kondurdu. Ardından bütün sınıfta yankılanan bir tokat sesi duyuldu. "O benim ilk öpücüüümdü." Ardından koşarak uzaklaştı Sehun.
Chanyeol ensesini kaşıyıp kendisine bakan çocuklara gülümseyerek konuştu. "Hamilelik hormonları. Ne zaman öpüp ne zaman döveceği belli olmuyor dostum. Kendinizi şimdiden hazırlasanız iyi olur."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sadece Benimsin! ( √ )
FanfictionBir kreş düşünün minik, şirin şeytanlardan oluşan. Ve onların garip dünyasına girmeye hazır olun ^^ Kapak tasarım: @VampirePhotoshop