Sadece Benimsin! ( √ )

Teni o devden koyuyacaaaam!

Jongin kıkırdayarak dolabına gitti. Sehun’un yine en sevdiği şekerlemeleri dolabına doldurduğunu biliyordu. Paketlerden birini açıp renkli ayıcıkları ağzına sıkıştırdı. Sınıftaki uğultu bir anda kesilince kafasını gömdüğü dolaptan çıkardı. Kendisi gibi, dolaptan çıkardığı kafasıyla tombul sarışın Baekhyun’da içeri girenlere bakıyordu.

“Çocuklar! Hadi toplanın bakalım. Sizi tanıştırmak istediğim biri var.”

Ayaklarını sürükleyerek toplanan çocuklar bir halka oluşturdu. Yeni gelen çocuk küçümseyerek onları süzerken sınıftaki çocuklar merakla bakıyorlardı kendilerinden uzun olana.  “Tatlım, arkadaşlarına ‘merhaba’ demeye ne dersin?” Çocuğun yanına diz çöken öğretmen ufaklığı cesaretlendirmek için gülümsedi. Uzun çocuk çevresinde halka oluşturan gruba bir daha bakıp seslice içini çekti.

“Merhaba kısa olanlarrrrr. Ben Krrrris.” Bütün çocuklar kocaman açtıkları gözleriyle sarı devi incelerken öğretmenleri araya girdi. “Evet, çocuklar şimdi ne yapacaktık?”

Kris etrafında daralan halkaya bakıp kollarını önünde bağladı. Halka kapanıp büyük bir sevgi yumağı oluşturduğunda gözlerini devirip; “Hey ufaklıklarrr bu yaptığınız kesinlikle benim tarrrzım değil. Şimdi dağılın!”

Çocuklar dağıldığında Kris’in yanında iki kişi kalmıştı. Sinirle onu süzüp inceleyen Sehun ve hayranlığını gizleyemeyen Jongin.  “Ne kadayda uzun ve tatlısın. Hoş geldin Kyis ben Jongin.”

“Sınıftaki en tatlı çocuk sen olmalısın Jongin. Aynı çikolataya benziyorrrsun.” Sehun ve Jongin açık ağızlarıyla Kris’e bakakaldılar. Çünkü uzun çocuk hiç düşünmeden Jongin’i yanağından öpüyordu.

“Ah! Ama tadın çikolata gibi değilmiş. Olsun yine de seninle arrrkadaş olabilirrrriz jongin.”

Jongin eli öpülen yanağında sırıtarak kızardı. “En iyi aykadaşın ben olacağım Kyis. Hadi gel sana sınıfı gezdiyeyim.”

Kolundan çekiştirip Kris’i gezdiren Jongin’i izlemeyi bırakıp öğretmeninin yanına gitti küçük Sehun.

“Biy öööyetmen olayak tınıfına tahip çıkmalıtın bence. Hey gün yeni biyileyi geliyte ben ne yapacaaaım. Hem bu tınıf çaten jok ufak. Biy de dev gibi, kocaman jocuklayı getiyiyoytunuç. Aytık buna biy ton veyin!”

Genç öğretmen söylenerek şikayetini bildiren çocuğa gülümseyip saçlarını karıştırdı. Yere çöküp Sehun'un gözlerine bakarak gülümsedi. "Sevdiklerimizi böyle ufacık bir alanda bile koruyamıyorken kocaman dünyada nasıl koruruz Sehun? Bu dünyaya alışıp onları koruyabilmeniz için gerekli."

Sehun dudaklarını dişleyerek dinledi öğretmenini."Tanıyım anladım ööyetmenim."

Yüzündeki garip sert ifadeyle dudaklarını sıkıca birleştirdi. Pembe dudakalrı incecik bir çizgi haline gelip yok olurken sağ elini yumruk yapıp havaya kaldırdı. 

"Teni o devden koyuyacaaaam Congin. Yeheeet!"