8. Bölüm

42 5 16
                                    

Medya'da "Melis'in teyzesi" 'Başak' var👆
❤️❤️❤️

Hayat'ın anlatımından...

Melis'in anlattıklarını duyunca şok olmuştum. Ne demek sevdiğin kıza saldırmak? Melis adına cidden üzülmüştüm. Düşünsenize sevdiğiniz çocuk size ciddi bir zarar veriyor. Hem kalbinize hem bedeninize. Çok korkunç!

Ama özür dilemiş. Her ne kadar bu geçmiştekileri değiştirmeyecek olsa da, pişman..

Aslında bilmiyorum. Melis'in yerinde olsam ne yapacağımı bulamazdım. Bunları düşünmemeliydim. Melis gereğini yapardı zaten.

Evet saat daha erkendi. Önümde koca bir gün vardı. Ne yapmalıydım?

Uzun süre düşündükten sonra alışveriş yapmaya karar verdim. Zaten birikmiş param da vardı. Babaannemin Orhan amca ile bi işi olduğundan evde tektim. Bütün gün burada duramazdım.

Hemen kalkıp hazırlanmaya başladım. Buz mavisi bir kot üzerine sade beyaz tişört giydim. Saçlarımı dağınık topuz yaptım. Telefonumu ve gerekli diğer şeyleri de yandan asmalı toz pembe çantama tıkıştırdım. Daha sonra da evden çıktım.

Madem alış veriş yapacaksın Hayat, insan bi Melis'den AVM önerisi alır. Burada hangi alışverişmerkezleri var neredeler bilmiyorum ki. Ama bunu umursamadan evden çıktım. O kadar hazırlandım sonuçta. En kötü markete gider gelirdim.

Melis'e mi sorsaydım nerelerde AVM var diye? Ama yok ya. Melis'e sorarsam o da gelmek ister. Yanlış anlamayın Melis'i çook ama çoook seviyorum. Ama şu an kendime vakit ayrımak istiyorum.

O an aklıma mükemmel bir fikir gelmişti. Aslında kendi kendime sorgulamaya başlamıştım. Bu fikir aklıma daha önce neden gelmemişti? Hemen internette buraya yakın alışveriş merkezlerini arattım ve bir tanesini seçip oranın yol tarifini aldım.

Navigasyonun söylediği taraflara dönüp durdum. Ancak kestirme yollardan gidebilmem için ara sokaklara girmem gerekiyordu.

°°°

Yaklaşık yarım saat sonra alışveriş merkezine vardım. Kendimi mükemmel olduğunu düşündüğüm bir sürü şey aldım. Kendi paramla, babaanneme yük olmadan bunları alabilmem de ayrı bir mutluluk sebebi idi. Eskiden... Eskiden hiç birşeyi fiyatına bakmadan alırdım. Beğendiysem benim demekti. Bütün aldıklarımı babamın çalışanlarına yüklerdim. Eski hayatımı değil, annem ve babamı özlüyordum.

AVMden yeni çıkmıştım. Yol boyunca ilerlerken yine ara sokak kısımlarına gelmiştim. Bir anda durdum. Kaldırıma oturdum ve öylece ağladım. Annem, babam.. Yoklukları o kadar belliydiki ve ben bunu unutamıyordum. Melis ileyken aklıma gelmiyor tamam. Ama ya ben yalnızken. Uyumaya gitmeden önce annemi ve babamı öpüp iyi geceler diyememenin boşluğunu yaşıyordum. Ben biçok şeyin boşluğunu fazlaca hissediyordum. Mesela aklım. Şu an bomboş. Eskiden annem ve babam ile doluyken, şu an. Sadece bir harabe. Babaannemi tabi ki seviyorum. Ama anne baba gibi değil işte. Hele ki annem. Onlara elveda bile diyememiştim. Ama onlar hayata elveda demişti. Artık hayatım neredeyse yüzde yüzünü oluşturan bir kısım öylece gitmişti işte. Hiç birşey demeden. Toprağın altında sessizce bekliyordu... Peki ya kalbim? O.. o zaten artık yok. Geriye merhamet ve onun gibi şeyleri bırakıp beni terketmişti. Ruhum? O çok yorgun. Belkide en çok acıyı o çekiyordu. Anne ve babasının üstüne yüklediği ve ne pahasına olursa olsun bi an bile bırakmamasını istediği yükü bir dakika bile dayanamadan yere bırakmanın acısını yaşıyordu. Ruhum annesine ve babasına karşı verdiği sözü tutamadığı için onlara ihanet ettiğini düşünüyordu.. Hayır! Bunları düşünmemeliydim. Ağlamak onları geri getirmezdi. Annem ve babam da güçlü olmamı isterdi zaten.

ZİNCİRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin