Amusement Park | Jikook

Beni Bir Kez Dinle

Bölümü bu şarkıyla okumanızı öneriyorum. ~Billie Eilish - Listen Before I go~

Namjoon'un aniden bunu söylemesi üzerine arkadaşları ona kızgınca baktı.

"Benimle görüşmek istiyormuş demek, hah! Yüzsüz şey. "

Jimin dıştan umursamıyormuş gibi yaptı ama aşırı heyecanlanmıştı. Kendisinin salak olduğunu düşünüp kendini sakinleştirmeyi denedi.

"Telefonu bana ver. "

Jimin konuştuğunda Hoseok hayretle ona döndü.

"Ne? Jimin görüşemezsiniz! "

"Şu sikimsonik şeyi bana ver hyung! "

Jimin'in sevgilisi onları izledi ancak bir şey demedi.

Sonunda Hoseok telefonu Jimine verdi. Jimin mekandan ayrılıp yürümeye başladı. Arkadaşları peşinden gidecekken Jimin'in sevgilisi onları durdurdu. Jimin'in yalnız kalmaya ihtiyacı vardı.

Jimin yok kenarındaki bir banka oturup titreyen bacaklarını uzattı. Rehbere Jungkook yazınca çocuğun numarası çıkmıştı. Jimin dolan gözleriyle telefonun ekranını kapadı. Eliyle ağzını kapatarak sessizce hıçkırmaya başladı. Aradan birsürü yıl geçmişti. Şimdi buraya yeni ailesiyle gelip ona mı gösterecekti? Ne konuşacaktı onunla?

Gözyaşlarını silip soğukkanlı ifadesine büründü. Jungkook'un numarasına tıklayıp telefonu kulağına götürdü. Telefon biraz çaldıktan sonra açıldı.

"Hoseok Hyung? Kabul etti mi? Lütfen etti de, lütfen. Buna o kadar ihtiyacım var ki."

Jiminin duyduğu sesle boğazına bir yumru oturmuştu. Bir süre konuşmadı.

"Hyung? "

Ancak Jungkook ağlama seslerini duymuştu.

"J-jimin? "

"Kook..."

Jungkook ağlamaklı sesi duyunca o da ağlamaya başladı.

"Lütfen bir yerde buluşalım. Sana yemin ederim her şeyi anlatacağım. Lütfen kabul et, lütfen. "

Jimin bir süre sesini çıkarmadı. Sonra konuşmaya karar verdi.

"Beni nasıl ortada bıraktığını mı anlatacaksın? Ya da dağıttığını. Düğününü de anlatabilirsin aslında. Ya dur, bak bir fikrim var. Beni yeni ailenle tanıştır. Çocukların falan vardır senin. Tanışırız, o uzun saçlı güzel kızı görmek isterim. "

Jimin sesini titretmeden konuştuğu için kendisiyle gurur duydu. Jungkook ise bu laflardan sonra sesli ağlamaya başladı.

"Çocuğum yok Jimin. Sana her şeyi anlatacağım, ama nolursun görüşmeyi kabul et. "

Jimin sonunda pes etti.

"Tamam, lunaparka gel. "