"Babam bizi onunla tanıştırdı. Onun da sevdiği birisi vardı. Ama ikimizin babası da aynı kafa yapısındaydı. Evlenmek zorundaydık. Kötü bir kız değildi, aksine bana çok destek oldu. Seni özlediğim tüm o gecelerde... Beni teselli etti. Çocuğum yok. Arkadaştık onunla. Geçen yıl trafik kazasında öldü. O gün yıkıldım Jimin. İnan bana, yanımda sevdiğim kimse kalmamıştı. Belki de tüm olaylar üst üste gelince babama çıkıştım. Döneceğimi, ve her şeyi elimden aldığını söyledim ve geldim. Tabi bunun karşılığında evlatlıktan reddedildim. Şu an kalacak yeri bile olmayan beş parasız bir insanım. "
Jimin duyduklarıyla omzunda yatan çocuğu kendine çevirdi.
"Tüm bunları benim için mi yaptın? "
Jungkook ellerini minik ellere geçirdi.
"Bizim için yaptım. Ama sen... Benden vazgeçtiysen, o zaman yapabileceğim bir şey yok. Ben seni geçen yıllarda hiç unutmadım. Sana olan sevgim ayrı geçen yıllarda daha da çok arttı, özlemle karıştı. Artık göğsüme ağırlık yapıyor. Kaldıramıyorum, seni öyle özledim ki... "
Jungkookun gözyaşları gözlerinden firar ederken elleriyle Jimin'in yüzünü okşadı.
Bu sözlere Jimin daha fazla dayanamadı.
"Her yaptığım şeyde aklıma sen gelirken nasıl senden vazgeçebilirim. Ben mahvoldum Jungkook. Beni yüzüstü bıraktığın o günden sonra kendime gelemedim. Günlerce yemek yemedim, evden çıkmadım. Sadece... Bana söyleyebilirdin. Üstesinden beraber gelebilirdik. "
"Ne zaman geleceğim belli değildi. O şerefsizin düğün davetiyesini atacağını inan ki bilmiyordum Jimin. Bunun hesabını çok güzel sordum zaten. Bunu öğrenmemen için söylemedim. Beni onca yıl beklemeni istemedim, kendine yeni bir hayat kur istedim. Ama böyle de olmadı. Öyle de olmazdı. Özür dilerim... Mahvettim ben bizi. "
Jimin kırık çocuğu güzelce sardı.
"Tamam, özür dileme artık... Geçti. "
Bir süre sonra Jungkook aklına gelen şeyle kırık bir sesle sordu.
"Senin sevgilin mi var Jimin? "
Jimin bakışlarını kaçırdı.
"Aslında ilişkimiz senin o kızla aramdaki gibi. Arkadaş gibiyiz. Beni sevdiğini söyledi ve çıkmaya başladık. İyi olmamda onun payı çok büyük. Ona çok değer veriyorum ama onu senin gibi sevmiyorum Jungkook. "
Jungkook gülümsedi. Miniğine yaklaşmaya başladı. Jungkook onu az kalsın öpecekti.
"Bir dakika, sen sevgilimin olduğunu nereden biliyorsun? "
"Hoseok Hyung bana her şeyi anlatıyordu."
Jungkook kırdığı potla susup bakışlarını kaçırdı. Jimin ise büyük hayal kırıklığına uğramıştı.
"O... O her şeyi biliyordu değil mi? Onca zaman yanımdaydı, neden bana anlatmadı? Ben de aptal gibi onun tesellilerini dinledim. Bana anlatabilirdi! "
Jimin bağırmaya başlayınca Jungkook onu dudaklarıyla susturdu. Jimin anın büyüsüyle karşısındakinin dudaklarını sömürdü. Jungkook üst dudağını öperken Jimin de alt dudağını öpüyordu. Araya diller de girince Jimin Jungkook'un kucağına oturdu. İkili sanki aceleleri varmış gibi hararetle öpüşüyorlardı. Jimin nefessiz kalınca ayrıldılar.
"Hoseok Hyungun anlatmamasını ben söyledim. Ona kızma lütfen."
Jimin sağlıklı düşünemiyordu. Aklını kaybetmişçesine karşısındakinin dudaklarına tekrar sarıldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Amusement Park | Jikook
FanfictionJimin'i terk eden küçük sevgilisi yıllar sonra geri döner. [Tamamlandı.]