Yüzleşme

4.5K 290 88
                                    

Jimin lunaparkın girişine geldiğinde durdu. Derin bir nefes verdi ve titreyen bacaklarını sabit tutmaya çalıştı. Jimin içeri girdiğinde uzun süredir kullanılmayan lunapark oyuncaklarına göz attı. Buraya uzun süredir gelmiyordu, babası da işini bırakmıştı. Haliyle lunapark boştu. Jimin dönme dolabın önüne geldiğinde tüyleri diken diken oldu. Tam o sırada arkasında ayak sesleri işitti. Sanki birisi koşuyordu.

Ve işte, Jimin'in güçlü duruşu buraya kadardı. Jungkook onu kendine çekip kolları arasına aldı. Jimin sanki yıllardır nefes alamıyormuş gibi derin derin kokluyordu bedeni. Artık zavallı bacakları dayanamamış ve Jimin yere düşmüştü. Jungkook onu tuttu ve saçlarına öpücükler kondurdu yerde otururlarken. İkili alınlarını yaslayıp gözyaşları birbirlerine karışırken soluklanıyordu.

Sonunda Jimin kapalı olan gözlerini açmaya cesaret edebildi. Gördüğü güzel gözlerle tekrar kuvvetli bir hıçkırık bıraktı havaya. Jungkook onun yüzünü okşadı. 'Geçti' diye fısıldadı. Nasıl geçecekti?

"Neden beni bıraktın Jungkook? Biz çok güzeldik. "

Jimin'in dediği şeyle Jungkook sustu, gözleri konuştu. Anlatacak çok şey vardı.

Jimin'in gözlerinden öptü usulca.

"Anlatacağım miniğim. Anlatacağım. "

_
_
_

Jimin sonunda biraz daha sakinleşmişti. Gardını bu kadar çabuk indirmek istemiyordu. Ama işte, elinde değildi. Çok özlemişti. Jungkook onu banka taşımıştı. Jimin aralarına biraz mesafe koymuş, kızarmış gözleriyle yanındaki bedene bakmıyordu. Jungkook ise, gözlerinde yıldızlarla miniğini seyrediyordu. Çok zayıflamıştı, ama hala çok güzeldi.

"Duymaya hazırım, anlat hadi bana. "

Jimin başını çevirmeden konuşmuştu.

"Bana bak Jimin. "

Jimin ona itaat etti. Ancak göz teması kurmadı.

"Lütfen güzel gözlerini benden mahrum bırakma. "

Jimin onun ağlamaklı sesine dayanamamış ve içinde gökyüzünü gördüğü güzel gözlere bakmıştı.

Jungkook Jimin'in minik elini iki elinin arasına aldı.

İşte başlıyordu.

"Biliyorsun, neredeyse her ülkede babamın tanınmış bir şirketi mevcut. Beni seninle beraber olduğumuz zamanlarda sıkıştırmaya çoktan başlamıştı. Şirketin başına geçip ortağının kızıyla evlenmemi istedi ama kabul etmedim. Sonra... Bir gün bana birden senden bahsetti. Bizi öğrenmişti Jimin. Ve babam herkese gösterdiği o mükemmel duruşunun ve itibarının hiçbir şekilde bozulmasına izin vermezdi. Oğlunun eşcinsel olduğunu tabiki de duyuramazdı. Bu yüzden beni seninle tehdit etti. Sana zarar vermekten, okulunda, özel hayatının her yerinde bu konuyu duyurmak ve seni zora sokacak her türlü durumu yapacağını söyledi. Kendime zarar gelmesi umurumda olmazdı ama konu sendin Jimin. Sana bir şey olmasına nasıl izin verirdim? Bu dediklerini ancak istediği şeyi yapmamla gerçekleştirmeyeceğini söyledi. Ben o yüzden seni o sabah bırakmak zorunda kaldım. O gün hiç uyumadım, her bir zerreni ezberledim. Özenle sevdim seni o gece. Sonra, sonrası yok. O lanet ülkeye gittim işte. "

Bu sefer Jungkook Jimin'in kucağında ağlıyordu.

"Lütfen, lütfen affet beni. Ben sensiz nefes alamıyorum. "

Jimin gözyaşlarını meleğini saçlarına akıtırken aklına onun evlendiği geldi.

"Peki ya eşin? "

Jungkook kafasını kaldırıp Jimin'in omzuna başını yasladı.

"O öldü. "

Sonunda geri döndüm!
Üzgünüm gerçekten burayı çok boşladım.
Ama yaz tatilinde olduğumuza göre hergün bölüm gelecek demektiiir

Çok öpüldünüz

Muah

Amusement Park | JikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin