5. Bölüm-Davetsiz misafir-

38 1 0
                                    

'Hayır. Bunu yapmıycaksın!'

Tam yedi dakikadır Eylül'ün bıkmadan tekrarladığı bu cümleyi duymak zorunda kalmıştım..

'Bora motor kazas..'

'Eylül yeter artık! Ben şimdi o motor yarışına katılıyorum birinci olup ölmeden ve yaralanmadan yanına geliyorum sende ben yarışa çıkana kadar çeneni kapalı tutuyosun!..'

'Lanet olsun. Bir kere de söylediğim şeyi yap!'

Elini hızlıca saçlarının arasına attı ve bir iki adım ilerleyip derin bir nefes alarak geri döndü. Onu sakinleştirmem gerekiyordu. Ben daha o yarışa katılmadan kalpten gidebilirdi. Yavaşça yanına gittim ve kolunu tutup:

'Merak etme.. bişey olacağı yok. Sadece eğlence amaçlı bir yarış bittiğinde eve birlikte dönücez.'

'Eğlence amaçlı bir yarış mı?. Biraz önce nasıl birbirinize diş bilediğinizi görmedim mi sanıyorsun?. O çocuğun şakası yok bunun farkındasın değil mi?.'

Bu sözleri karşısında birşey söylemeden motorumun yanına gittim. Beni uzaktan izleyip pis pis sırıtan gerizekalıya aldırmadan motorun üstüne atladım ve başlama çizgisine sürmeye başladım.. Başlama çizgisine geldiğimde ani bir frenle motoru fazla havalı bir şekilde durdurdum.. İki dakika içinde yanımda belirdiğinde kaskının altından gülerek

'Bol şans.' dedi

Onun aksine birşey söylemeden gözümü yarışacağımız yola diktim. Fazla zor gözükmüyordu, yani daha önceden çok kez motor yarışlarına katılmıştım ve bundan zor yerlerde elde ettiğim birinciliklerim bile vardı. Her zaman kız olmama rağmen bazı şeyleri başaramayacağımı söyleyen insanların önyargılarını yıkmayı başarmıştım. Motoru erkeklerden iyi kullanamayacağımı söyleyenlere aldırış dahi etmemiştim. Ne de olsa insanın birşeyi gerçekten istemesi yeterdi değil mi? Belki o birincilikleri yakalayana kadar birçok kemiğimi kırmış ve birçok kez hastanelik olmuşsamda sonunda başarmıştım ve önemli olan buydu.

Yan tarafımızda saymaya başlayan kızı duyduğumda ayağımı gaza koyup motoru iyice hızlandırdım.sadece elindeki bayrağı kaldırmasını bekliyorduk. Sonunda kalkan bayrağı gördüğümde motorun benimle birlikte gitmesine izin verdim...

***********

'Tebrikler..'

Kafamı hafifçe sallayıp ileride beni bekleyen Eylül'ün yanına gittim.

'Sana söylemiştim.'

'O çocuk..' diyerek kafasıyla biraz önce motor yarışında yendiğim ve şuan kendi kazanmış gibi sırıtan gerizekalıyı gösterdi.

'Bilerek yenildi..'

Kafamı tekrar Eylül'e çevirdiğimde bişeyleri açıklama gayretine düştü

'Yani evet tamam,sende motorda çok iyisin ama kabul et bilerek yenildi.Yoksa başa baş giderken birden hızını yavaşlatıp senin geçmene izin vermesinin başka açıklaması yok.. Ayrıca şuan sanki kendi kazanmış gibi suratından düşürmediği şu aptal gülüşü açıklamak oldukça zor.'

Kafamı tekrar ondan yana çevirdiğimde yanındaki arkadaşıyla birşeyler konuşuyordu.

'Haklısın.'

'Ne?'

'Yani bilerek yenilmesi konusunda..İyi gidiyordu ama aniden yavaşladı.. Bunun bi açıklaması olmalı.'

'Lütfen şuan eve gidebilir miyiz? Bugün ikinci bir atraksiyonu kaldırabileceğimden emin değilim..'

'Ahh.. tamam küçük bebek uyku saatin geldi sanırım.'

'Keşke motorlarla olduğu kadar espirilerlede aran iyi olsa.' diyip gözlerini devirmeyi ihmal etmeden motoruna atladı. Bende arkasından sırıtarak kendi motoruma bindim. Kaskı takmadan hemen önce kafamı bir anlığına yana çevirdim ve o gerizekalıyla göz göze geldim. Suratındaki o piç gülümsemesi bir gram azalmadan hala orada duruyordu. Bir süre öyle kaldıktan sonra kafasını çevirip biraz önceki muhabbetine geri döndü..

'Ben banyodayımm..'

'Tamam bende bişeyler hazırlıyorum..'

'Sakın o dünden kalan brokolileri hazırlama yoksa onları senin ...'

'Hop hop hop.. yavaş gel bakalım. Ne var yani biraz sağlıklı besleniyosak.'

'Eylül ben ciddiyim eğer o brokolileri masada görürsem saplarına kadar ..'

'Ya uf tamam be.. Yok brokoli falan..'

'Seni seviyorumm.'

'Tamam kısa kes. Çabuk al duşunu.'

'Tamamm.' diyerek banyoya girdim ve sıcak suyun tenime değmesine izin verdim..Karnım gerçekten fazla aç olduğu için hiç banyo sefası yapacak halde değildim o yüzden hızlıca duş alıp odaya geçtim. Dolabın karşına geçip pembe pijamalarımı alarak üzerime geçirdim. Saçımı kurutmaya başladığım sırada Eylül'ün aşağıya inmemle alakalı birşeyler söylediğini duydum. Hızlıca saçımı kuruttuktan sonra aşağıya indim ve masaya oturdum. Benim aksime Eylül tam bir yemek uzmanıydı. İlk başlarda sırf iyi yemek yaptığı için benimle aynı evde kalmasına göz yummuştum ama şuan resmen kardeşten öteydi benim için.

'Bu kadar güzel yemekleri yapabiliyorken brokoli yapman çok gereksiz bence. '

'Zaten ayda yılda bir yapıyorum onu da bütün yıl konuşuyosun. Tamam daha yapmam sana brokoli falan.'

'Bencede çok mantıklı bir karar vermiş olursun.'

Daha fazla konuşmadan yemek yemeye koyulduk. Ikimiz de gerçekten çok açtık hele o yarıştan sonra.. Daha yemeklerin tadını bile yavaş yavaş almaya başlamışken zilin çalmasıyla kısık sesli bir küfür savurdum. Eylül bana ters ter bakarken annemden görmediğim hareketleri ondan gördüğümü bir kez daha anımsadım. Annemden görmediğim sevgiyi, şefkati, sahiplenilmeyi, azarlanmayı bile Eylül'den görüyordum. Babamı saymıyorum bile..

Eylül ayağıma bir tekme geçirdiğinde inleyerek

'Napiyosun be? Acıdı!.' dedim

'Kalk kapıya bak iki saattir yemek hazırlıyorum bide kapıya bakamam'

'Öyle söylesene ne ayağıma vuruyosun.'

'Sana acı vermekten zevk alıyorum' derken ben kapıya varmıştım bile. Kapıyı açarken bir yandanda ona dil çıkarıyordum.. Kafamı kapıya çevirip kimin beni o güzelim yemeklerin tadından mahrum ettiğini görmek istediğim de beklenmedik misafirlerden hoşlanmadığımı bir kez daha anladım. Bir dakika o misafir değildi ki.. misafirliği bırakın onun buraya nasıl geldiğini bile bilmiyordum. Tek bildiğim birşey varsa o da bu çocuğun fazla tehlike barındırmaya başladığı...

Bay ve Bayan 'BELA!'Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin