Çok güzel ve çocuksu geçen bir ilişkiydi bizimki. İlk aşkımdı. Değerliydi,hem de çok.
***
Tam olarak 6,5 ay olmuştu. Çok mutluyduk. Hala çok taze geliyordu ilişkimiz. Oldukça güzel ve eğlenceli vakit geçiriyorduk. Birlikteyken herşey çok yolundaydı. Tam anlamıyla biz birbirimizi bulmuştuk. Çok seviyorduk.
Birgün okula gelmemişti D. .
Hemen aradım ve bana çok ters cevap verdi.
-"Alo ?"
-"Geliyor musun hiç haber vermedin?"
-"Hayır bugün gelmeyeceğim." arkadan uğultular geliyordu. Sesini fazla duyamıyordum.
-"Yolunda gitmeyen bir şey mi var?"
-"Hayır, lütfen daha fazla soru sorma!" üzgün bir şekilde cevap veriyordu. Belli ki canı sıkkındı.
-"Neden çok sinirlisin anlamadım? Kapatmam lazım derse giriyorum. Ama yine arayacağım."
-"Tamam sonra tekrar konuşuruz."
-"Görüşürüz."
-"Bay bay."
Sesi gerçekten de çok kötü geliyordu. Daha fazla üzerine gitmek istememiştim ama çok merak ediyordum.
Derste kafamı bir türlü toparlayamıyordum.
Tenefüste mesaj attım. 2 ders boyunca cevap alamadım. Daha sonra derste cevap geldi ve bakmak zorunda kaldım.
Daha sonra beni aradı. Meşgule attım. Tenefüste arayacaktım. Daha sonra bir mesaj geldi. Dora'dan geliyordu.
Baktım. "İkimizin iyiliği için de beni bir daha arama!" yazılıydı. Neye uğradımı şaşırmıştım. Başımdan aşağıya kaynar sular dökülmüştü. Paldır küldür sınıftan dışarıya attım kendimi. Lavaboya koştum. Hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım. Arkadaşlarım da dersten çıkıp yanıma koşmuştu. Ne olduğunu sordular. Ağlamaktan konuşamıyordum bile. Daha sonra anlattım.
Cesaretimi toplayıp mesajla geri döndüm. Birkaç kere düzeltip baştan yazdığım mesajda, "Ne oluyor?Açıklama bekliyorum!" yazıyordu.
Tüm gün cevap gelmesini bekledim.
Eve gittim,moralimin bozuk olduğunu kimseye belli etmiyordum. Herşey çok normalmiş gibi devam ediyordum. O sırada eski arkadaslarıma durumu anlattım. Onlarla konuşurken mesaj geldi.
Hemen baktım. Kalp atışlarımı kulağımda duyabiliyordum. Mesajı okurken zorluk çekiyordum.
"İzmir'e gidiyorum, yoldayız." yazıyordu. Mesajı defalarca okudum ama ağlamadım. Ağlayamadım. Demek ki gerçek bir aşk değildi bizimki. Boş bir hoşlantıydı (!)
"Neden gidiyorsunuz? Ne kadar orada kalacaksınız?"
Hemen mesaj geldi.
"Bir daha asla dönmeyeceğim! Babamın tayini İzmir'e çıktı. Beni bir daha arama, üzülmeyelim."
Şok olmuştum. Donup kalmıştım. Tabi ablam odama gelene kadar.
-"Hadı yemeğe gelmiyor musun?"
-"Şimdi geliyorum."
-"Tamam,acele et."
-"Tamam."
Anlaşılan dışarıdan her şey normal görünüyordu. "Aynen böyle devam etmelisin Aycan! Kimseye hiçbir şey belli etmeyeceksin!" dedim kendi kendime. Mesaja cevap verdim. Ne desem? Ne deseem? Buldum! "Size iyi yolculuklar o zaman(!)" İşte bu! Daha fazla konuşmak istemiyordum. Belli etmemeliydim üzgün olduğumu. Gerçi fazla üzgün değildim de. Dora'ya mesajı yolladım. Gerçekten adı kadar zirvede değilmiş kişiliği. Sevgisi de adı kadar kuvvetli miydi bilemem tabi. Belli ki benden daha çok vardı Dora'da. Hiç farketmezdi onun için. Alışıktır böyle ayrılıklara. İzmir'de de bulur zaten birkaç tane oyuncak. Aslında iyi oldu benim için. Kendime geldim. Ne kadar değersiz olduğunu farkettim.
Zaten Ankara'ya da annesinin tayiniyle gelmişti. Arkasında kim bilir kaç tane benden vardı!
Mutfağa gittim. Masada yemekler ve kenarda duran koca bir tabak dolusu mandalina! "Neden şimdi mandalina !?" Diye geçirdim içimden.
O an, bir daha ağzıma asla mandalina sürmeyeceğime yemin ettim. Bir kez tadına baktın mı tadı kalır damağında!
Aman, eksik kalsın o vitamin ! Benden uzak dursun !
***
Şimdi mandalinayı ne kadar seviyorsam, onu da o kadar özlüyorum.
♥ SON ♥
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bayım Sizi Hangi Ressam Çizdi ?
RomansaYarı gerçek,yarı hayali yaşamdan alarak yazdığım bu hikayeyi okurken adeta içinde yaşayacaksınız. Liseli bir genç kızın aşk ile imtihanı.