Bölüm-5

35 5 0
                                    

"Dayanılması en zor acılar, insanın içinde gizlediği acılardır."

Balzac


Adı Karianne' miş ve Kanada' da doğmuş. Eşini kaybedeli iki yıl olmuş. Eşinden bahsederken donuk açık mavi gözlerini ve yüzünün hüznünü bir görseydiniz sadece eşini değil hayatının yarısını, en yakın arkadaşını da kaybettiğini anlardınız.

Eşi hayattayken, Kanada' nın kuzeyinde, yerleşimin bile olmadığı bir dağa ev yaptırıp, köpekleriyle birlikte insanlardan uzak, huzurlu ve mutlu bir hayatları olmuş. Kendilerini insanlardan neden soyutladıklarını sormadım ama anladığım kadarıyla eşinden başka hiç kimsesi de olmamış. Eşi öldükten kısa bir süre sonra köpekleri de ölünce, dağ evinde tek başına kalmış. Bir an kendimi onun yerine koydum.. Ben böyle bir durumda ne yapardım hiç bilemiyorum.

Karianne' de o evde daha fazla kalamayacağına karar vermiş olmalı ki eşinin ve köpeğinin ölümünden sonra Antarktika Kutup Araştırma ekibine gönüllü aşçı olarak başvuruda bulunmuş ve kabul edilmiş. Şaka gibi..Senin nereden aklına geldi de nereden başvuru yaptın aklım almıyor. Bazı şeyleri biz mi gözümüzde büyütüyoruz acaba..

Karianne' nin görevi, gemi ile üç ayda bir gelebilen gıdaların, ne kadar geleceğinin hesabını yapmak ve üç ay boyunca çalışan kişi sayısına göre yetecek şekilde yemekleri hazırlamak. Anlattığına göre laboratuvarda ve sahada çalışanların yanlarına gitmek yasakmış. Aslında bu göreve gönüllü olmasında ki en büyük sebepte buymuş. Mutfakta tek başına günlerini geçiriyor olmaktan ve insanlarla iletişim halinde olmamaktan dolayı gayet memnun. Ben olsaydım kafayı yerdim herhalde. Zaten bir yıl boyunca Antarktika' da kimseyle konuşmamış hatta doğru dürüst insan yüzü bile görmemişsin, bir yıl sonra da verilen iki aylık tatilinin on gününü meditasyonda geçiriyorsun. Aklım almıyor bu nasıl bir yalnızlık bu nasıl hayattan vazgeçiştir..

Meditasyon bittikten sonra da otuz günlük olan meditasyona katılıp tatilini burada bitirecekmiş. İnanılır gibi değil.. Onun anlattıklarının yanında benim hayatım çok boş geldi gözüme. Karianne' nin yaşadıklarını dinlerken ağlamamak için zor tuttum kendimi. O, kimsesinin olmadığı bu hayatta kendi yolunu çizmiş ama ben hala arayış içerisindeyim. Bazen ne aradığımı bile bilmiyorum. Hep bir şeyler eksikmiş gibi geliyor. Umarım bilinmeze giden bu yolculığumda aradığımı bulabilirim..

*     *     *

Karianne, Türk olduğumu öğrendiğinde Antarktika kıtası üzerinde bir noktaya 'Karaali Kayalıkları' isminin verildiği söyledi. Bu bilgiye nereden ulaştı bilmiyorum ama meditasyon binasından ayrıldıktan sonra ilk işim bu ismi araştırmak oldu. Bu konuda ki bilgisizliğimden dolayı karşısında utanç duyduğumu söylemeden edemeyeceğim. Bir Türk' ün ismi kıtaya veriliyor ve hiçbir yerde bu konu hakkında ne bir yazı gördüm ne de duydum. Eminim ki sizde duymamışsınızdır. İnternet bulduğumda araştırdım ve gerçekten de söyledikleri doğruymuş. 1974' te Antarktik hizmet ödülü almasından dolayı bir kıtaya Prof. Dr. Atok Karaali' nin ismi verilmiş. Kendisini buradan tebrik ediyorum.

Tanışma partisi bittikten sonra en içten kucaklamamla Karianne' ye sarılıp tekrar görüşmek ümidiyle ayrıldık. Eşyalarımızla birlikte elektronik aletlerimizi de teslim alıp meditasyon binasından çıkıp, on gündür hayalini kurduğum özgürlüğüme kavuştum.

Dışarıya adım atar atmaz, Oğuz'un ilk sorusu ''Ne düşünüyorsun?'' oldu. Meditasyonun ilk altı günü onu nasıl öldürürüm planları yaptığımdan bahsedince bastı kahkahayı.

YOLDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin