Kaos

Bölüm 6

Yıldız İmparatorluk Sarayında müthiş bir kargaşa vardı. Bir taraf kan bedelini ödemeyi kabul etse de, Prenses Helen'i basit bir hizmetçi olarak teslim edilmemesini bağırırken, diğer taraf Kaos'un mutlak gücü üzerinde duruyorlar ve İmparatorluğun geleceği için Prenses'in feda edilmesi gerektiğini ileri sürüyorlardı.

İmparatorluğun kendisine dahil ettiği 21 uzman ise prensesin feda edilmesi konusunda kararlıydılar. Çünkü her biri Kaos'un gücünü görmüşlerdi. Ona yaklaşan tek bir varlık dahi olmazken, onun takdirini kazanmak için tüm uzmanlar imparatorluğa saldıracaktı.

Tüm bunlarla birlikte 21 uzmandan bazıları da, Kaos'a bağlılık hissetmekteydiler. Aralarında bir kaçı ondan tavsiye almayı başarmış kişilerdi. Sadece basit bir kaç tavsiye bile onları şuanki güçlerine ulaştırmışken, onun öfkesini de her bir uzman tatmıştı.

En ufak bir saygısızlık göstermelerinin ardından veya Kaos'un hoşuna gitmeyecek en ufak bir kıpırdanmaları bile onlara hiç tatmadıkları bir acı yaşatmıştı. Bazılarını diri diri yakmaktan geri durmazken, daha fazla öfkelendiği kişilerin kollarını, bacaklarını koparmış veya onlara bir kaç ay boyunca işkence yapmıştı.

Fakat tüm bunlara rağmen Kaos'un gerçek öfkesini uyandıranların ise sonu kaçınılmaz ölüm olmuştu.

Tanrı Aleminde kişiler artık hücre yenilenmesi gibi bir takım özellikleri o kadar güçlü olmaktaydı ki, bundan dolayı bu aleme giren kişilere Tanrı denmekteydi. Tanrı Uzmanları öldürmek oldukça meşakkatli bir işti. Ani bir saldırı ile birlikte bedenini tamamıyla ortadan kaldırması gerekiyordu ya da onun enerjisini mühürleyerek bedenini uzun bir süreçte yorgun düşürmesi. Aynı zamanda bazı zehirler de Tanrı'ları öldürmek için kullanılabilirdi.

Ama her şekilde bir Tanrı'yı öldürmek çok meşakkatliydi. Fakat Kaos için bu hiçte öyle değildi. Bundan yüzyıl önce kıta da Orta Aşama Tanrı Alemine giren bir uzman Kaos'un hazinelerini ele geçirmek için saldırmıştı. Fakat herkes uzun bir mücadele beklerken Kaos'un tek bir hareket yaptığı görülmüştü. Uzmanı aurasıyla öldürmüştü.

Sadece bu bile tüm uzmanları, bu kıtanın en güçlü dahilerini geri çekmeye zorlamaya yetse de, basit kişiler bu olayı bilmiyorlardı. Onlar Kaos'un nefretini, gücünü ve intikam alma yöntemlerinden bihaberdiler. Bundan dolayı Yıldız İmparatorluğunun 21 uzmanının hepsi Prenses Helen'in teslim edilmemesi karşılığında imparatorlukla olan anlaşmalarını feshedeceklerini ilan etmekten geri durmadılar. 

Her uzman ile imparatorluk arasındaki antlaşma gereğince eğer uzmanlar bu antlaşmayı feshederlerse aldıklarının 2 katını tekrardan imparatorluğa vermekle yükümlüydü. Bu oldukça ağır bir cezaydı ki, her imparatorluk uzmanları kendisine bu yolla bağlamıştı.

Fakat bu ağır cezaya rağmen  Tanrı Alemi Koruyucuların, bu ilanı karşısında herkesin aklına tek bir sorunun gelmesine sebep oldu.

Kaos adlı bu kişi ne kadar güçlüydü ki, 21 Koruyucunun ona karşı savaşmaması durumu ortaya çıkmıştı?

Sadece tek gerçekleşen olay bu değildi. Keza kimsenin tahmin etmeyeceği şekilde Kaos ve Yıldız İmparatorluğu arasında geçen bu olay karşısında diğer imparatorlukların her biri kendi elçiliklerini hızla kapatırken ittifak antlaşmaları bir bir sona eriyordu.

Sadece 3 günlük sürede imparatorluğun kadim dostları dahi onu yalnız bırakırken, herkesin Kaos'tan çekindiği anlaşılmaktaydı. Elbette diğer imparatorları yönlendiren kişiler onlara katılmış olan diğer Koruyucuların ta kendileriydi.

Ticaret antlaşmaları bile duraklatılmış, Yıldız İmparatorluğuna sınırları olan güçler bu sınırlardan geçişi duraklatmıştı. 

Fakat sadece bu olaylar olsa iyiydi. Kimseye katılmayan sayısız uzman bir anda Yıldız İmparatorluğunun topraklarında görülmeye başlanılmıştı. Her biri Kaos'un evinin yakınlarında öylece yerde otururlarken, vücutlarından yayılan güç onların Tanrı Alemi olduğunu gösteriyordu. Fakat bu kadar uzmanın bir arada toplanmasına rağmen düşmanca hisler Kaos'a yönelik olmamıştı. Aksine her biri adeta birer muhafız gibi malikanenin etrafını dolaşırken, imparatorluk vatandaşlarına, görevlilerine yaydıkları tehdit saç beyazlatacak kadar korkutucuydu.