"Gerçekten ciddisin değil mi baba?" Tony belki hayatında ilk kez babasının boynunu kırmak yerine babasının boynunu kırarak sarılmak istiyordu.
Hayır tabiki inanmadığından değildi. Çünkü Tony için lise zaten saçmalıktı ama ilk sınıftan son sınıfa atlayacak olması onu mutluluktan uçuracaktı. Hemen mezun olabilirdi! Ayrıca babası böylesine bir olayı Tony için halletmiş olması Tony'i mutluluktan ağlatabilirdi.
"Ben fikrimi değiştirmeden in şu arabadan Tony."
Tony babasının sözünü ikiletmeden arabadan atladığı gibi ilk defa büyük bir istekle ve şevkle okula koşmaya başladı. Şu an o kadar mutluydu ki ağzından kaçan "Vuhuu!" Çığlığına engel olamadı. Okulun merdivenlerinden ikişer üçer zıpladı. Girişte bir kaç kişiye sarıldı. En nefret ettiği öğretmene bile selam verdi ve içeri girerek gözden kayboldu.
"Ne içirdiler bu çocuğa?" Rhodey şüpheli bir şekilde Tony gibi davranmayan Tony'nin arkasından bakarken mırıldandı.
"Sabah ne içtiyse aynısından bende istiyorum." Pepper da Tony'nin aşırı mutluluğundan şüphelenerek Rhodey'i de alarak sınıfa yürümeye başladı. Nasıl olsa sınıfta ona sorarlardı.
Ama sınıfa girdiklerinde Tony eşyalarını topluyordu. Pepper korktuğunun başına gelmesinden korkarak ve koşarak Tony'nin yanına gitti. "Gidiyor musun? İkna ettin değil mi babanı?" Tony'nin okuldan gitmesinin ihtimali Pepper'ın kalbini hızlı hızlı attırdı. Birazdan ağlayabilirdi.
Tony koluna yapışmış Pepper'a ters ters baktı. "Ne saçmalıyorsun?" Kolunu kızdan kurtararak çantasına kitaplarını sokuşturmaya devam etti.
Pepper ağlamamak için kendini sıkıyordu. Tony sonunda amacına ulaşmıştı. Gidiyordu. O yüzden bu kadar mutluydu. Pepper de ne sanmıştı ki? "Gidiyorsun değil mi?"
"Hayır gitmiyorum. Sadece sonunda benim bir dahi olduğumu farkettiler ve son sınıfa atlattılar. Hepsi bu."
Tony o kadar normal anlatıyordu ki sanki bu olan şey çok olağan bir şeymiş gibi gelmişti Rhodey'e. "Nasıl yani sen şimdi ilk sınıftan son sınıfa mı terfi ettin?"
Tony 'ne sandın' der gibi güldü ve çantasını sırtına atarak sınıfı terketti.
***
Nick Fury'nin odasından acayip havalı bir çıkış yaptıktan sonra yeni sınıfına doğru ilerlemeye başladı Tony. Şu an kendini acayip karizma hissediyordu.
Dur bir dakika. Zaten öyleydi.
Çünkü kim 15 yaşında son sınıfa geçebilmişti bu okulda? Tony Stark gerçekten bu okuldaki en havalı bireydi.
Yine sınıfın kapısını kibarlık olsun diye tıklattı ve cevap gelmeden, hiç kibar olmayan bir şekilde kapıyı açarak içeri girdi. Pis pis sırıtıyordu ve şu an Loki'nin delici bakışlarına bile sevgiyle karşılık verdi. Bu ürkütücü adam ve ürkütücü bakışları bile keyfini bozamazdı.
"Yine ne var Stark? Steve Tanrı aşkına git şu çocu-"
"Siz hep öğrencilerinize bu kadar kaba mısınız bay Odinson?" Tony söylenerek Steve'in sırasının yanına geldi. Steve tam ayaklanmış kalkacakken omzuna bastırıp onu geri oturttu. Steve'in şaşkın suratına doğru sırıttı ve tekrar sinirli bi şekilde tahtanın önünde dikilen profesöre döndü.
"Sen benim öğrencim değilsin?"
Tony 'emin misin' der gibi tek kaşını kaldırarak bakınca Loki Odinson kendini camdan atmamak için zor tuttu. Lütfen düşündüğü şey olmuş olmasındı. Aman Tanrımdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
i love you 3000 | stony
FanfictionTony Stark dahi bir çocuktu ve bu saçma salak okuldan nefret ediyordu. Ona göre lise başlı başına bir saçmalıktı. Ah, bir de Steve Rogers vardı tabii... Mükemmel çocuk. Ama Tony için bu saçma salak okuldaki en uyuz öğrencilerden biriydi. Kıçının dib...