Tony camdan atlayıp evden kaçtığında hâlâ koşmaya devam ediyordu. Nefesi daralmaya başladığında bunu bile umursamadan hızını kesmedi. Steve'in pijamalarını çıkartıp giyinmesi uzun zaman almayabilirdi. Hatta şu an peşinde bile olabilirdi. Tony asla onun eline düşmek istemiyordu çünkü temiz bir dayağı haketmişti. Heleki o kapı sökme hadisesinden sonra sinirli bir Steve ile karşı karşıya gelmenin ölümden daha beter olduğunu anlamıştı.
Sinirli bir Steve on kaplan gücündeydi.
Tony arkasına bakarak peşinden geliyor mu diye kontrol etti. Neyseki görünürlerde yoktu. Bununla biraz rahatladı ve koşmasını biraz yavaşlattı. Daha okula ulaşmasına çok vardı ve tedbiri elden bırakmamak gerekirdi. Her daim tetikte olmak lazımdı. Ne de olsa Steve Rogers insan ırkından olmayan bir alfa falandı. İstese iki saniyede Tony'i yakalayabilirdi.
Ve lanet olası evi neden dünyanın bir ucuna yapmışlardı ki! Koşmaktan ciğerleri solmuştu.
Okula varana kadar dağları tepeleri aşmıştı. Çöllerden geçmişti sanki. Bu ne biçim bir uzaklıktı? Her gün bu yolu çekecek miydi! "Oturacağın eve sıçayım Steve." Tony ellerini dizlerine koyup nefeslerini düzene sokmaya çalışırken Steve'in evinin mesafesine sövüyordu. Dili damağına yapışmıştı. Köpek gibi 'leh'leyerek nefes alıyordu. Bacaklarında derman kalmamıştı. Ömründen ömür gitmişti yahu!
Sonunda nefesini düzene sokmayı başardığında okulun bahçesinden içeri girdi. Etraf boş gibiydi. Gözlerini bahçede gezdirirken biraz önünde yürüyen Thor ve Loki'yi farketti. Loki her zamanki gibi huysuz görünüyordu ve muhtemelen derse yetişmeye çalışıyordu. Aynı zamanda Thor'un kolundan tutmuş sürüklemeye çalışıyordu. Tony bu görüntüyü görünce kıkırdadı. Loki biraz zayıf bir adamdı ve Thor gibi bir kaya parçasını sürüklemeye uğraşması komikti. Thor da bozuntuya vermeden onun adımlarına ayak uyduruyor, çekiştirmesine göz yumuyor gibiydi.
Tony adımlarını hızlandırdı ve koşarak kendini Thor'un sırtına attı. Kollarını boynuna sararken Thor biraz öne doğru sendelemiş gibi olsa da dengesini sağladı. Tony'nin baldırlarının altından tutarak bacaklarını beline sardı ve tutuşunu sabitleştirdi. "Thor yalvarıyorum taşı beni!"
Loki, duyduğu sesle çekiştirmeye çalıştığı çocuğun tişörtünü serbest bıraktı ve arkasını dönerek dudaklarını memnuniyetsizlikle büktü. "Ne şımarık bir çocuksun sen. Kendin yürüyemiyor musun?"
Thor okulun merdivenlerini zorlanmadan çıkarken umursamazca konuştu. "Benim için sorun değil. Taşıyabilirim." Tony de 'bak, gördün mü?' Der gibi kaşlarını hızlı hızlı indirip kaldırdı.
"Ayrıca kardeşiniz sizin gibi çelimsiz değil bay Odinson!"
Loki dalga geçermiş gibi bir ses çıkardı. "Şunu diyene de bakın!"
"Yalan mı? Eminim her gün ayna karşısına geçip ağlıyorsunuzdur."
Tony öğretmenlerine laf falan sokardı böyle. Maldı çünkü. Gerizekalıydı.
"Her şey fiziksel güç değildir bay dahi. Mesela Thor seni Tarih dersinden bırakamaz ama ben bırakabilirim!" Loki sinsi sinsi sırıtınca Tony adeta dumur oldu. Yüzündeki ifade birden dondu ve mağlubiyetinin acısı yüzüne yansıdı. Kendisini Thor'un sırtından attığı gibi Loki'nin yakalarına yapıştı. "Tanrım, şu muntazam surata bakın! Pazularınızın olmaması güzelliğinizden hiçbir şey eksiltmemiş bay Odinson!"
Loki zaferle gülerken ellerini yakalarına götürüp çocuğun ellerini itti. "Bana bilmediğim bir şey söyle. Ayrıca şu dersten bırakma işinde ciddiyim."
Tony Stark her ne kadar mükemmel laf sokma sanatlarının ustası olsa da, sonuçta o da bu okulun talihsiz öğrencilerinden biriydi ve bir öğretmenle laf dalaşına girdiğinde ipler elinden kayıyordu. İyisi mi biraz yalakalık yapmaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
i love you 3000 | stony
ФанфикTony Stark dahi bir çocuktu ve bu saçma salak okuldan nefret ediyordu. Ona göre lise başlı başına bir saçmalıktı. Ah, bir de Steve Rogers vardı tabii... Mükemmel çocuk. Ama Tony için bu saçma salak okuldaki en uyuz öğrencilerden biriydi. Kıçının dib...