4

613 161 83
                                        

lütfen vote ve yorumlarınızı eksik etmeyin, yazdıklarımı beğenenlerin olmadığını hissetmek tüm isteğimi sikip atıyor

iyi okumalar

•••

Neden?" Louis'nin sesi Harry'nin dikkatini üzerine çekti ve güzel bahar havasının keyfini çıkaran, tepelerindeki ağaçların dallarına konup şakıyan kuşların büyüleyiciliğini arka plana attı. Harry güneşli ama terletmeyen, hafiften serin olan mükemmel havayı fırsat bilip Louis'yi piknik yapmaya götürmüş, ama tüm gün boyunca Louis'nin düşünceli ve kasvetli olduğunu fark etmesiyle hayal kırıklığına uğramıştı.

"Ne neden?" diye sordu. Sonunda içini dökeceğini düşünerek sevindiğinde gerginliği daha çok hissediyordu.

"Neden James sende kalmaya başladığından beri beni evine çağırmıyorsun, ve bariz bir şekilde gelmemi istemiyorsun da. Neden? Beni pek sevmediğini biliyorum ama sanırım nefret ediyor, ve sen bunu umursuyorsun." Louis iradeli, güçlü, sabit ve kesinlikle titremeyen bir sesle konuşmaya başlamış olsa da sonlara doğru batırmıştı.

Harry ağzını konuşmak için açtı ama diyecek bir şeyi yoktu. Louis'yi seviyordu, Louis'nin de onu sevdiğini biliyordu, ama ne olduklarını ikisi de bilmiyordu. Kesinlikle sevgili değillerdi, arkadaş da. Seks arkadaşı olmadıkları da bir hayli kesindi. Öyleyse neydiler, sığ birer platonik mi?

Her neyseler, şu an kesinlikle güvenli bölgelerinin içindeydiler. Bu iki ayda Louis'yi istediği, onu sevdiği ve mutluluğunu, gücünü ve en önemlisi ilhamını ondan alacak kadar ona bağlandığı doğruydu, daha fazlasını istediği de, ama aralarındaki bağı riske atmak istemiyordu.

"Hayır, Louis. Kimsenin senden nefret ettiği yok." Diye çıkıştı, sesinde savunmaya geçtiğini belirten hafiften asi, çatallı bir ton vardı. "Sadece bizden rahatsız olursun diye düşündüm."

"Sizden neden rahatsız olayım, duyan da evde ulu orta sevişiyorsunuz sanar."

Harry'nin planı kesinlikle bu sözleri duyduğunda katılaşıp açık vermek değildi.

"Bir dakika," Louis kırılmaya hazır sesiyle sordu. Sesinde şaşkınlık yoktu. Şaşırmaya hakkının olmadığını biliyordu, ama hisleri için elinden bir şey gelmezdi ve evet; kesinlikle kırılmıştı. "Onu düzüyor musun?" Sesi bu defa kaba çıkmış, istemeden hesap sormuştu. Sevgili bile değillerdi.

"Düzgün konuş." Harry sinirlendiğini belli ederek çıkıştı ve ayağa kalktı. Çimlerin üzerine oturduğu için kirlenen pantolonunu silkti.

"O mu seni beceriyor?" Louis de ayağa kalkarak adeta alay edercesine kabalığını sürdürdü.

"Ne?" Harry şaşkınca, iğrenç bir şeye şahit oluyormuş gibi yüzünü buruşturdu. "Ne saçmaladığının farkında mısın? Evet, arada bir seks yapıyoruz, ve aman alınma, sadece meraktan soruyorum, bunun neresi seni ilgilendiriyor?"

Louis kendine gelmesi gerektiğini fark ettiğinde utançtan gözleri dolmuştu. "Özür dilerim," diyebildi. "Saçmaladım. Başıma güneş geçti."

Harry sorun olmadığını söyleyip normale dönse de birkaç dakika sonra gitmesi gerektiğini söyleyip piknik yaptıkları yeri terk etmişti.

"Neden?" diye, bu kez kendi kendine mırıldandı Louis. Neden Harry, Louis'yle daha fazlasına sahip olmak istemiyordu? Louis'nin buna ihtiyacı olduğunu görmüyor muydu?

Birkaç gün görüşmediler, ama dördüncü gün Louis'nin Harry'yi görmesi gerekiyordu. Tüm cesaretini topladı, gururunu Harry'ye duyduğu ihtiyacın ardına sakladı ve Harry'nin evine gitti.

after the fall ➵ larryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin