yeni hikayelerime bakarsanız çok mutlu olurum :')
keyifli okumalar x
***
Louis mumları yaktığında saate baktı ve Harry'nin gelmesi için sabırsızlanarak zaten düzgünce yerleştirilmiş olan çatallarla bıçakları bir kez daha, gerginliğinin bir yansıması olarak düzeltti. Harry'ye mükemmel bir akşam yemeği hazırlamış, arka planda çalan Jeff Buckley şarkısıyla romantik bir ortam kurmuştu. Aslına bakarsanız aşçılık konusunda Harry kadar iyi olmadığından dolayı her ne kadar menüleri körili spagetti ve beyaz şaraptan oluşuyor olsa da Louis bu yemeğin çok özel olacağını biliyordu. Her ne kadar Harry'yle ünlü olduğu yaklaşık bir yıl boyunca aşklarını gizlice yaşasalarda aralarında hiçbir şey değişmemişti, en azından Louis için. Harry için de öyle olmasını umdu.
Kapı çaldığında daldığı düşünceler yüzünden yerinde sıçramıştı, ardından kocaman gülümsedi ve eve gelirken çiçekçiden Harry için aldığı çiçek buketini eline alarak hevesli adımlarla kapıya yürüdü, açtığındaysa buketi birden öne uzatmış, gözleri mutlulukla parlamıştı.
Gözlerinde taşıdığı göğün ışıltısı karşısındaki kişinin Harry olmadığını fark edene kadar sürdü.
"Louis Tomlinson mı?"
Louis hayal kırıklığına uğrayarak "Evet?" dedi. İçinden kendine 'Niye buna üzülecek kadar hassassın? Birazdan o da gelir,' diyerek kızıyordu.
Adam her nasıl olduysa Louis'nin o zamana kadar fark etmediği çiçek buketini ona uzattı. "Bu sizin için."
İşte o ışıltı Louis'nin gözlerine geri gelmiş, irislerini güneşli, kalabalık Londra sokakları kadar hayat dolu ve dalgalı bir deniz kadar derin hale getirmişti. Louis teşekkür edip Harry'nin yolladığı belli olan -başka kim olacaktı zaten- buketi alarak adamın uzattığı kağıda siparişi teslim aldığına dair imzasını attı. Kapıyı kapattığında Harry'ye aldığı ve hala elinde olan çiçeği fortmantoya bırakıp kendisine geleni kokladı. Kokusu yoktu ama yine de bu koku, Harry'nin kokusundan sonra solduğu en güzel şey olma şerefine erişiyordu.
Çiçekteki notu minnetle okumak için açtığında bakışlarındaki masum, çocuksu sevinç okuduğu her bir cümleyle git gide solarken yutkundu.
Gemma çok hasta, onu acile götürdüm, iğne vurup serum taktılar. Ne olur ne olmaz bu gece onunla kalmam gerek. Randevumuzu ertelemek durumunda kaldığım için çok üzgünüm, ama telafi edeceğime söz veriyorum. Çiçekler umarım hoşuna gitmiştir.
Tekrardan çok özür dilerim, sevgilim. Seni çok seviyorum.
Louis derince bir nefes alıp aynı şiddette geri verdi. Pekala, dramaya gerek yoktu. Hem Harry'ye bunun için kızsa nasıl bir sevgili olurdu? Kız kardeşi hastaydı ve Louis onu anlıyor, bencil bir insan olmak istemiyordu.
Louis cebinden telefonunu çıkardı ve Hazzy yazan kişiye tıklayarak ahizeyi kulağına götürdü.
"Sevgilim?"
Louis, Harry'nin şefkat dolu sesini duyduğunda anında gülümsemiş, kalbine yayılan sıcaklığı hissetmiş ve midesinin kasılma hissiyle fark etmeden bu hissiyata bir dönüt olarak elini karnına koymuştu.
"Çiçeği aldım, Harry. Çok güzel. Teşekkür ederim."
"Umarım seni üzmemişimdir, bebeğim. Söz veriyorum, telafi edeceğiz."
"Önemli değil," Louis sesine katmaya çalıştığı inandırıcılıkta başarısız olduğunu hissettiğinde huzursuz oldu. Gerçekten de bencil bir insan olmak istemiyordu. "Gemma nasıl oldu?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
after the fall ➵ larry
Fanfiction"Bir gün çok ünlü olacağım, biliyorum." Demişti Harry. "O zaman gerçek bir sanatçı olacağım." Louis birkaç saat orada, Harry'yle kaldı. Şarapları da bittiğinde birazcık sarhoş hissediyordu, ama sadece birazcık. Kendisini tutamayarak "Kolların çok gü...
