Birkaç kurdun kuzeyden gelen acı dolu ulumaları diktiği kulaklarına ulaştığında, dişleri arasına aldığı geyiği bağışlayarak geri bıraktı; koyu kızıl rengi tüylere, yaşına rağmen son derece heybetli bir görüntüye ve simsiyah gözlere sahip kurt.
Rahatlamak ve sorunlardan kaçmak için her zaman sürünün yaşadığı bölgenin biraz dışındaki bu ormana atardı kendini, gerçi yerleşme yerleri de ormanın hemen içerisinde sayılırdı fakat özellikle hayvanların ve sık ağaçların bulunduğu bu kısım, genellikle avlanma için tercih edilirdi sürü sakinleri tarafından.
Özgürlüğüne kavuşan ve kafasını döndürüp son bir kez korku dolu gözleriyle siyah gözlerin içine bakan geyik hızlıca koşarak kaçtığında, derin bir nefes verdi.
Ulumalar artıyordu.
Bu demek oluyordu ki, acilen eve dönmesi gerekti, yoksa her şey için geç olabilirdi.
Öne atılarak olağanüstü bir hızla koşmaya başladığında, onlarca kilometrelik yolu kısa sürede bitirmişti.
Kendini yaşadığı kurt kasabasının merkezinde bulduğunda, çabucak dönüşerek kıyafetlerini ve karışmış kızıl rengi saçlarını düzeltti, sonrasında diğerlerine göre daha ihtişamlı olan eve yöneltti adımlarını.
Eve koşuşturmakta olan Şifacı Betalar ve sürünün yönetiminde söz sahibi olan Alfaların garip bakışlarını umursamadan girdi içeri. Sürünün Baş Alfası hasta yatağında can çekişiyorken, Veliaht Alfanın neden bunca zamandır ormanda olduğunu anlamlandıramıyor olmalılardı.
Küçük bir hastaneye çevrilmiş ve önünde bir insan seli oluşmuş odaya girdiğinde, geniş minderin üzerinde uzanmakta olan yaşlı bedeni görebilmişti.
Etrafı tıpkı kapının önündeki gibi insanla doluydu. Babası her ne kadar bir sürüye liderlik etse de ilgiden nefret eden biriydi, bu nedenle yanındakileri bile istemediği belliydi.
Birbirinin aynısı olan siyah gözler birleştiğinde, Baş Alfa'nın yüzünde rahatlamış bir gülümseme oluştu.
"Gel buraya, oğlum."
Zorlukla nefes almakta olan beden konuştuğunda, diğeri sol eliyle kırışmış eli tutarak babasının kürk rengini temsil eden siyah saçlarına ve artık ömrünün bitmek üzere olduğunu belirten kırmızı hareleri neredeyse solmuş siyah gözlerine baktı.
"Baba..."
Veliaht Alfa ne söyleyeceğini bilmiyordu, bu yüzden tek bir kelime çıkarabilmişti dudaklarının arasından.
Yatmakta olan Baş Alfa kafasını zorlukla döndürüp koluna çare etmeyeceğini bile bile merhem süren Betayı ve odada bulunan herkesi dışarı yolladığında, artık konuşabilirlerdi.
"Chanyeol, oğlum..."
Yaşlı Alfa hırıltılı sesiyle zorlukla konuşuyordu. Chanyeol, her ne kadar onun ne kadar güçlü bir kurt olduğunu bilse bile şu an çok fazla acı çektiğini tahmin edebiliyordu. Fakat babası olan Baş Alfa, bunu saklamada çok başarılıydı.
Acısını azaltmak istercesine elini daha da sıkıca tuttuğunda, Baş Alfa ona buruk bir gülümseme vermiş ve sözlerine devam etmişti.
"Artık çok yaşlandığımı biliyorsun..."
Evet, babasının son on yıl içerisinde aniden çöktüğünün ve eski gücünü kaybettiğinin farkındaydı. Ayrıca henüz elli yaşına yeni basmıştı ve herkes kurt-insan melezlerinin, özellikle de güçleri fazla olanlarının 120 yıla kadar yaşayabildiğini bilirdi.
Fakat ruh eşlerini kaybetmiş olanlar, buna dahil değildi.
Chanyeol, güzel bir Omega olan annesini kaybedeli yaklaşık 12 yıl olmuştu.
Her ne kadar Park Sürüsü'nün baş alfasının ruh eşi olsa da, güçlü bir kurt değildi ve soluduğu çok az miktardaki kurtboğan otuyla kısa süre içinde hayatını kaybetmişti.
Chanyeol, o zamanlar yeni kızışmaya girmiş ve Alfa olduğu belirlenmiş olan bir kurt olarak çok üzüldüğünü hatırlıyordu. Fakat annesine rağmen kendisi şu an yaşıtları arasında sürüsünün en güçlü Alfasıydı.
"Bu nedenle, sürümüzün baş alfası olma vaktin geldi..."
Chanyeol bu günün geleceğini tabii ki biliyordu, daha önce defalarca bunu düşlemişti. Ve çok heyecanlıydı da, çünkü bir veliaht alfanın hayatındaki en büyük hedefi sürüsünün başına geçmek ve liderliğini sürdürmekti.
"Görevimi en iyi şekilde yerine getireceğim, baba. Park Sürüsü'nü ve seni hayal kırıklığına uğratmayacağım."
Baş Alfa Park Chanhwa gülümsemesini sürdürdüğünde, öksürmüş ve sözlerine devam etmişti.
"Baş Alfalığı hakkıyla sürdüreceğine eminim, oğlum..."
Nefesleri daha da hırıltılı bir hal almıştı şimdi. Vakit geliyordu.
"Fakat tek bir şartım var..."
Chanyeol duyduklarıyla kaşlarını çattı, yine de dinlemeye devam etti.
"Ölümümden sonra Park Sürüsü'nün baş alfası olabilmen için sana tek bir şart sunuyorum, Chanyeol.
Byun Baekhyun'u bul ve onu sürümüze kat."
Chanyeol daha önce hiç duymadığı ve son derece yabancı olduğu bu isimle kaşlarını daha da çattı.
"Byun Baekhyun kim baba? Neler oluyor?"
Cümlesini bitirdiği anda, elini sıkan kırışıklık dolu elin baskısı kayboldu ve tüm sürü bölgesini sarsacak kadar şiddetli, soğuk bir rüzgar esmeye başladı.
Sonrasında ise yüzlerce dönüşmüş kurttan yükselen ulumalar duyuldu.
Baş Alfa, hayatını kaybetmişti.
×××××
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sylvan's Soul • Chanbaek
Fanfiction"Ölümümden sonra Park Sürüsü'nün baş alfası olabilmen için sana tek bir şart sunuyorum, Chanyeol. Byun Baekhyun'u bul ve onu sürümüze kat." #1 in Exo (01.01.20) #1 in Chanbaek (15.09.20)