Annemle o iç karartıcı konuşmamızdan sonra beni o hiç sevmediğim elbiseyi giymeye ikna etmiş ve sonrasında Kim ailesinin yanına gelmiştik.
Şuan ne mi yapıyorum?
Nedenini anlayamadığım bir şekilde Kim Taehyung'un yanına oturtturulmuştum. Onun burada ne işi var, hala bilmiyorum. Ve kurcalamayacağım. Şuan yapmam gereken tek şey bir süreliğine evli kalmam gereken kişinin Taehyung olmaması için dua etmek. Yeteri kadar dua ettikten sonra o cevabı alabilmek için harekete geçtim.
- Bay Kim, evleneceğim kişi nerede acaba?
Bay ve Bayan Kim bana değişik değişik bakarken "Ne dedim ki?" bakışlarımı anama attım. Annem de kaş göz işaretiyle yanımı gösterirken bunun bir rüya olmasını diledim.
Allah'ım sen de hiçbir duamı kabul etmiyorsun ya?!
Yok ya, o değildir. Kesin bir kardeşi var, hah evet kardeş!
- Niye onu yanınızda getirmediniz?- Kızım yanında ya işte.
Hayır, hayır. Kesinlikle o değil.
- Ne kadar da şakacısınız. Ehuehuehuehu- Şaka, değil mi?Kafamı yana çevirdiğimde bana sinirli sinirli bakan bir Kim Taehyung bulmak, akıl sağlığımı hiç de iyi etkilememişti.
- Tamam o zamaan.Annem durumu toparlamak için olaya el attı.
- Siz neden bir yerlere gidip kaynaşmıyorsunuz?Anne olayı düzeltecektin, daha çok boka sarmayacaktın.
- Hiç ge...
Lafımı bitiremeden kolumdan tutup beni evin kapısına sürükledi. Ciddi ciddi öküz bu ya! Ağzına sıçardım şimdi ama ailemiz burada. Kolumu kıpkırmızı etti şerefsiz.
Salondan çıkıp kapıya geldiğimizde ağzımı -tabii ki- tutamadım.- Ne yapıyorsun ulan?! Kolumu morarttın.
Bunu dememle çok sıktığını herhalde yeni fark etmiş ve kolumu serbest bırakmıştı. Ama bu sefer siniri sinirli bakmıştı. Parmağımla kaşlarını düzeltmeye çalışmış, başaramayınca da
- Öf, niye çatıyorsun hep o kaşlarını. Burada sinirli olması gereken benim hem.
Alayla gülümsemiş ve sert sözlerini söylemek için ağzını açmıştı.
- Sen bu durumdan rahatsız mı oluyorsun? Eminim şuan içten içe mutluluktan ölüyorsundur. Sonuçta herkes Kim Taehyung ile evlenemiyor.Heey ego, çekilsene Taehyung'u göremiyorum.
- Ben mi egoluyum?! Bu surata ve fiziğe baksana bir. Sen benim gibisini rüyanda bile göremezsin.
Neeee! Ben dışımdan mı düşündüm? Ayyy rezillik. Ama en azından doğruları söyledin Yuna. Doğru, evet.
- Onu bunu boşver de. Sen niye beni buraya getirdin?
- Dışarı gideceğiz de o yüzden.
Dışarıya mı? E niye gidiyoruz ki biz şim- Ha annem demişti , doğru.
- Peki nereye gideceğiz bu saate?
Bıkkın bir nefes verip konuşmaya başladı.
- Orası seni ilgilendirmez.
Kapıyı açıp ayakkabılarını giydiğinde ben de göz devirip askılıktan bir hırka almıştım. Hırkamı ve ayakkabılarımı giydikten sonra apartmandan dışarı çıkmış ve sabah az kalsın beni ezeceği arabaya binmiştik. Emniyet kemerini bağlamış ve kontağı çevirmişti.
Ben mi? Ben ise , anlayamadığım ve kurcalamak istemediğim nedenden dolayı onu izliyordum. Bir anda bana taraf dönmüş ve beni domatese döndürecek sözlerini büyük bir keyifle söylemişti.
- Neden beni izliyorsun? Çok mu yakışıklıyım?
Nasıl anladı bu çocuk, bana bakmıyordu bile!
- Hiçte bile.
Kafasını belli belirsiz sallamış ve yola çıkmıştık. Sahi nereye gidiyorduk ki biz?
- Nereye gidiyoruz söylesene.
Sorum birkaç saniye havada kalırken bana doğru dönmüş ve sorumu cevaplamıştı.
- Bara.
Selamunhello gençler!
Sizi bekletmek istemediğim için bölümü hemencecik attım.
Beni desteklemeyi ve sevmeyi unutmayın!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Manager £ Kim Taehyung
फैनफिक्शनÖğrenciye aşık olmak? Normal. Öğretmene aşık olmak? Neyse. Okul Müdürüne aşık olmak! Yuh Amk!! "Sen, Kim Taehyung! Kendini bana sevdirdiğin ve hayatımı hem güzelleştirip hem kararttığın için senden nefret ediyorum!" Ama hala seni seviyorum... Bu hi...