"Kalk bakalım, uykucu. Planın ne yetmiş sene uymak falan mı?"
Steve gözlerini açmaya çalıştı ama vuran gün ışığı bunu engelliyordu. Eliyle ışığı siper edip tepesindeki sevgilisine baktı "Ne oldu?"
"Bucky, Natasha'ya evlenme teklifi etmiş!"Steve'in gözleri yerinden çıkacak gibi açılmıştı "Çok erken değil mi?"
"Bence de öyle ama hemen evlenmeyeceklermiş zaten. Ve akşam bunu kutlamak için parti veriyorlar."Steve kafasını yastığa geri bıraktı ve gülümsedi "Buck evleniyor ha?"
"Hem de Natasha ile! Tanıdığım en harika insanlardan biri."Yatağın kendi tarafına geçip uzandı ve tavanı seyretmeye başladı. Steve yüzünü yanında uzanan sevgilisine çevirdi ve güldü.
"Ne var?"
"Hiç." Duraksadı ve devam etti "İkisinden daha heyecanlı olduğuna yemin edebilirim."Tony de gülüp ellerini Steve'in iki yanına koyup doğruldu. Yüzünü sevgilisine yaklaştırıp uzunca öptü.
Çekildiğinde maviler ona aşkla bakıyor, daha fazlası için yalvarıyor gibiydi. Tebessüm edip kalktı "Hadi, daha bir şeyler almamız gerek."
•
Kızıl saçlı kadın kapıyı açtığında ev çoktan diğerleriyle dolduğunu gören Tony gülümsedi ve Natasha'ya sarıldı.
Steve de kadına selam verip sarıldı ve sevgilisinin yanına gitti. Tony çoktan Sam ile konuşmaya başlamış ve yanlarındaki Bruce da onları dinliyordu.
"Bölmüyorum umarım." Tony omzuna değen elin üzerine kendininkini koydu "Bölmüyorsun, tatlım. Üniversite meselesini konuşuyorduk. Bruce'a da MIT'den teklif gelmiş."
Steve'in gözleri şaşkınlıkla açıldı "Bu harika. Hem Tony yalnız kalmaz. Tabii ben yine onunla gideceğim ama..."
Sam gözlerini Steve'e çevirip söze atıldı "Sen? Sen ne düşünüyorsun?" Sarışın, omuzlarını silkti "Bilemiyorum. Askeri bir okul güzel olurdu aslında." Tony şaşkınca sevgilisine döndü "Bana bundan hiç bahsetmemiştin."
"Hiç sormadın." Tony sevgilisinin yanağını öpüp "Özür dilerim, sevgilim.""Buck!" Steve kollarını ebedi dostuna sardı "Evleniyorsun demek."
"Evet." Bucky sevinç ve utançla karışık bir gülümsemeyle ayaklarına baktı "Onu gördüğüm anda bunu kafama koymuştum zaten."Steve, Tony'e veda edip Bucky ile üst kata yürüdü "Natasha'nın yurtta kaldığı zamanlarda camına tırmanışlarını hatırlıyorum." gülerek yanındaki adama vurdu.
"Senin de yapmadığın şey değil." Bucky, Steve'in açığını yakalarcasına güldü "Tony anlattı."
"Ah, hiç şaşırmadım."Yine eski günlerdeki gibi birlikte gülüp sohbet ediyorlardı. Şuan ki hâllerinden ne kadar memnun olsalar da kim çocukluğuna geri dönmek istemez ki?
Sohbetleri yanlarına gelen kızıl kadınla bölündü "Nasılsınız?"
"Asıl sana sormalı, Romanoff. Sonunda kaptın bizimkini ha?" Natasha gülerek kollarını birleştirdi "Asıl ödülü kapan sizinki oldu. Ne diyebilirim ki? Piyango gibiyim."Alaycı tonu içtiğini belli ediyordu. Bucky'nin dudaklarına öpücük kondurup çekildi "Size iyi eğlenceler!"
Aklına burada içki olduğu gelen Steve'in avuçları terlemeye başlıyordu. Bucky'nin sırtına vurarak "Benim gitmem gerek. Biliyorsun ilgilenmem gereken minik bir şey var." Uzun saçlı adam güldü ve başını salladı.
"Tony!" Kısa boylu olan koltuğa oturmuş sohbet ediyordu. Duyduğu bağırışla sevgilisinin yanına geldi "Steve? Her şey yolunda mı?"
"Yolunda. Sadece..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
somewhere only we know | stony
Fanfiction«oh, simple thing where have you gone? im getting old and i need something to rely on.»