‹ 1 ›

3.8K 147 37
                                    

Öncelikle hi! Aslında cast olan bir part olacaktı başta ama Wattpad sağolsun kasılmaktan geberdi o yüzden unutun onu. Tabii ki Steve Rogers (Chris Evans) ve Tony Stark (RDJ) var. Onların yanında Carol Danvers (Brie Larson), Jessica Drew (Alicia Vikander), Natasha Romanoff (Scarlett Johansson), Bucky Barnes (Sebastian Stan) ve Thor (Chris Hemsworth) bulunmakta. Haydi bismillah diyip başlıyorum eheheh

"Teşekkürler, Jarvis."
"Rica ederim, efendim. İyi günler." Tony arabadan inip Carol'un kapısını açtı. Kız arabadan indiğinde derince bir nefes verdi. "Demek burası ha? Ailemden kaçıp size yerleşmek ne kadar doğruydu bilemiyorum."

Tony güldü ve arabanın kapısını kapadı. "Heyecanlı mısın?"
"Hayır, değilim. Neden olayım?"
"Tabii neden olasın ki. Herkes seni seviyor sonuçta." sarışın kız birkaç adım öne geçip arkasını döndü. Elleriyle kendini işaret etti "Nasıl sevmesinler?" gülerek okulun kapısından içeri girdiler.

"İlk derslerimiz aynı." elini Carol'a uzattı "Gidelim mi?" Carol adamın elini tuttu ve sınıfa yöneldiler. Buldukları sıraya oturdular.

"Hadi ama, Kaptan! Okulun ilk günü bugün. Ne antrenmanından bahsediyorsun?" Bucky söylendi ve arkadaşının omzuna vurdu "Şaka yapıyorum. Ne yaparsanız yapın." arkadaşının kulağına eğildi ve fısıldadı "Natasha ile yani." göz kırpıp uzaklaştı.

Yerini bulup oturdu ve diğerlerinin aksine kitaplarını çıkardı. Gözlerini sınıfta gezdirmeye başladı. Bir anda maviler onu izleyen ela gözlerle buluştu. Ela gözlü adam gülümsedi ve gözlerini kaçırdı.

"Garipleşmeden dur bence." Tony dünyaya tekrar dönmüşcesine "Ne? Ne oldu?" Carol gözleriyle Steve'i işaret etti "Çocuğu gözlerinle yedin."
"Ne?! Hayır! Be-"
"Tamam, Tony kimse senin gay olduğunu bilmiyor. Ama daha sonra o çocukla neler oluyor bana anlatacaksın." Tony gözlerini devirdi.

"Şu esmer olan." Carol gözleri ile işaret etti "Hangisi erkek mi kadın mı? Biseksüel olduğu söylediğinden beri senin kimden hoşlandığını çıkaramıyorum."
"Kadın. Erkek de tatlıymış ama onu beğendim."

Tony yandaki sıraya tekrar baktı ve sarışın adamın yanında oturan, Carol'un bahsettiği kızı gördü. Gerçekten de tatlıydı. Adamın onu fark etmemesini dua ederek önüne döndü "Gerçekten hoşmuş."
"Önce ben gördüm."
"Sana bir tehlike arz etmediğimin farkındasın değil mi?"
"Farkındayım ama yanındaki çocuk sinirlerimi bozdu." gözleriyle Steve'i işaret etti. Tony o tarafa döndüğünde kadının ona sarıldığını gördü. Yutkunup önüne döndü.

"Her şey yolunda mı, Steve?" Jessica sordu yanında oturan çocuğa. "E-evet. Yolunda. Neden sordun?" esmer kadın saçları ile oynamaya başladı "Bilmiyorum, belki de yarım saattir aynı yere baktığın içindir. O çocuğu tanıyor musun?"
"Hayır. Yeni mi geldiler?" Jess başını salladı "Sanırım. Eğer önceden burada olsalar bilirdim. Sarışın olan tatlıymış." Steve güldü ve önüne döndü.

James ve Natasha hiçbir şeyi umursamaz bir şekilde flört ediyordu. Thor ise tanrı olduğu için her derse girmeyi gerek duymuyordu. Steve üzerinde hissettiği gözlere bu sefer dönüp bakmadı ve derse odaklandı.

"İyi akşamlar, Bayan Stephanie." Steve kütüphanenin kapısından içeri girdi. "İyi akşamlar, Grant." yaşlı kadın Steve'in yanına gelip sarıldı "Okuldan sonra bir de buraya gelmek seni yormuyor mu?" yanağını sıktı "Benim çalışkan çocuğum." Steve gülümseyip kitapların arasına gitti.

Yarıda bıraktığı kitabı buldu ve yerinden aldı. Kitaplıkların arasına konulmuş kırmızı masadan bir sandalye çekip oturdu ve okumaya başladı.

"Büyünün gücü bir işe yaramaz efendim. İhtiyacınız olan tek şey size aşkla bakacak bir göz." Duyduğu sesle arkasına döndü. Ela gözlü adam ona bakıyordu. "Jane Eyre. Favorilerimdendir." Steve'in elindeki kitabı işaret etti.

Sarışın adam kafasını öne eğip güldü ve ayağa kalktı "Okumak için biraz geç kalmışım. Gerçekten harika." elini Tony'e uzattı "Steve Rogers."
"Tony. Sadece Tony." adamın elini sıktı ve karşısındaki sandalyeye oturdu.

"Okula alışabildin mi?" sarışın olan sessizliği bozup sordu "Sayılır. Pek kişi ile tanışmadım ama." Steve kafasını salladı ve aklına gelen bir şeyle güldü "Ne oldu?" gülmeyi kestiğinde Tony sorusunu tekrar etti "Ne oldu?"
"Jessica. Yanımda oturan kız. Senin sevgilinle tanışmak istiyor."
"Beni de tanıştırsa iyi olur." Tony arkasına yaslanıp kollarını göğsünde bağladı. "Nasıl yani? Yanındaki kız sevgilin değil mi? Jessica onunla tanışmak istiyor."

Tony güldü "O benim en iyi arkadaşım. Hatta kardeşim diyebilirim. Ve aramızda kalsın Carol da onunla tanışmak istiyor." Steve gülümsedi "Buradan bir şeyler çıkacak gibime geliyor." Tony başını sallayıp onayladı. "Bu bizim sırrımız olsun. Eğer Jess öğrenirse beni öldürür."
"Aynısı benim için de geçerli."

İkisi de fark etmeden sohbet uzayıp gitmişti. Tony akıl edip saatine baktı "Çok geç olmuş. Gitmem gerek." ayaklandı ve çantasını sırtına attı. Kapıya doğru ilerlerken Steve de peşinden geliyordu "Ben de gitsem iyi olacak. Bayan Stephanie, ben çıkıyorum."
"Tamam, Grant. Ailene selam söyle."

Kapıdan çıktıklarında Tony dayanamayıp sordu "Grant mi? Adının Steve olduğunu sanıyordum."
"Steven Grant Rogers. Senin göbek adım yok mu?"
"Anthony Edward. Nefret ediyorum." sarışın adam gülümsedi.

"Kütüphanede mi çalışıyorsun?" Steve başını olumlu anlamda salladı "Sayılır. Boş günlerimde Bayan Stephanie'ye yardım ediyorum. Hem eğlenceli." Tony adamın suratına baktı "Garip bir eğlence anlayışın varmış. Kimse gelmiyor anlaşılan."
"Maalesef evet. Ama kafa dinlemek için iyi oluyor."

Konuşmalarını Jarvis böldü "Efendim, babanız sizi merak etti." arabanın kapısını açtı ve içeri girdi. Steve anlamaz bir şekilde arabaya bakıyordu. Tony kafasını camdan çıkardı "İyi akşamlar, Steve." Steve de iyi akşamlar diledi ve evinin yolunu tuttu.

"Anthony Edward Stark! Odana gidiyorsun! Çabuk!" Howard büyük bir sinirle içeri yeni girmiş çocuğuna bağırıyordu "Merak etme, baba. Senin yüzünü görmeye meraklı değilim." koşarak merdivenleri çıktı. Maria'nın yapabileceği bir şey yoktu. Sevdiği adam ile oğlu arasında kalmak onu çok yıpratıyordu.

Tony odasına gidip çantasını fırlattı ve kendini yatağa bıraktı. Derin bir nefes alıp kafasını yastığına gömdü. Kapının sesiyle kafasını kaldırdı "Tatlım. Sana yiyecek bir şeyler getirdim." Maria elindeki tepsiyle içeri girdi "Aç değilim, anne." kafasını tekrar yastığa gömdü.

"Beni üzme ne olur." yalvaran bir ses tonuyla yanıtladı kadın. Yatağın köşesine oturdu ve Tony'nin tepsiyi almasını bekledi. Esmer olan pes edip yemeğe uzandı ve yemeye başladı. Maria gülümsedi ve oğlunun saçlarını düzeltti "Sana bir şeyler olmuş. Güzel bir şeyler."

Tony ağzı doluyken konuşmaya çalıştı "Ne gibi şeyler?"
"Ne olursa olsun kendini iyi hissediyorsun ve bu yüzüne yansıyor. Anneler anlar." Tony gülümsedi ve yemeğine döndü.


Bilinmeyen Numara:
selam

Steve:
siz kimsiniz?

Bilinmeyen Numara:
Tony

Steve:
oh
selam Tony
numaramı nasıl buldun?

Tony:
kendime özel yeteneklerim var diyelim

Steve:
peki öyle olsun

somewhere only we know | stonyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin