Tony uyanır uyanmaz aynanın karşısına geçti. Yanağındaki morluk hâlâ acıyordu. Bu kadar gaza gelmemeliydim dedi kendi kendine. Parmağını yanağına götürdü. En ufak dokunuşuyla bile acıyı tüm vücudunda hissettiğine yemin edebilirdi.
Okula gidip gitmemek konusunda düşündü durdu. Gitmezse John ondan korktuğunu düşünecekti. Ama yüzünde koskoca bir morluk da vardı ve hiç iyi görünmüyordu. Gitmezse bugün Steve'i göremeyecekti. “Ne saçmalıyorum ben?” yüzündeki yarayı unutup kendine vurdu ve acıyla bağırdı.
Carol kapıyı çalmadan içeri girdi “Sela- Siktir! Yüzün çok fena olmuş.” elini arkadaşının yanağına koydu “Okula gelmek istediğinden emin misin?” esmer olan acıyla gözlerini sıkıca kapadı ve dudağını ısırdı.
“Geleceğim. O çocuk kazandığını düşünmemeli.” Carol, Tony'i yakalamışcasına gözlerini kıstı. “Evet çok haklısın. Hani şu dün Steve yanımızda iken adını unuttuğun çocuk.” ellerini beline koydu “Söylemek istediğin bir şey var mı?”
Esmer çocuk elini alnına kapadı “Yine ağzımdan kaçırdım değil mi?”
“Kesinlikle, benim aptal çocuğum.” Tony'nin yanına yaklaştı “Kimdi o? Ve sana ne dedi?” Carol kaşlarını çatmış Tony'e bakıyordu. “John. John'du.”“Onu ağzı-” Carol sinirle ellerini yumruk yaptı. O kadar sıkmıştı ki, Tony eklem yerlerinin beyazlaştığını fark etti. Ayağa kalkıp iki elini dur dercesine açtı “Sakin olmalısın. Söz ver bana! Kimseye bahsetmek yok!”
Sarışın kız biraz sakinleşip yumruklarını açtı. Derince içini çekti ve arkadaki masaya yaslandı “Bahsetmeyeceğim. Şimdi dökül.”
“Derste olanları hatırlıyorsun. Belli ki zoruna gitmiş. Ben sınıfa gittiğimde peşimden geldi ve bana ayağımı denk almamı söyledi. Biz Stark'lar hep kavga başlatırmışız.” cümle kurarken bile sinirlerine hâkim olamıyordu. Dizlerinin titrediğini hissetti ve yatağa geri oturdu.
Carol sakinleşmeye çalışarak arkadaşının yanına gitti ve elini omzuna koydu “Bu doğru değil. Belli ki beyinsiz oluşu ve senin onu düzeltmen çok zoruna gitmiş.” kafasını Tony'nin omzuna koydu “Bir daha böyle bir şey olursa haber vermeni istiyorum.”
Esmer çocuk güldü “Ne yapacaksın? Çocuğu komalık falan mı edeceksin?” Carol yalandan tebessüm etti onu o zaman görürsün.
•
“Jess! Bekle!” sarışın yapılı çocuk koşarak kızın peşine gitti. Jessica bıkkın bir tavırla “Yine notlarımı isteyeceksin? Üzgünüm Kap-” Steve kızın önüne geçti “Hayır! Yani en azından şimdilik.” yere bakıp güldü.
“Seninle tanıştırmam gereken birisi var. Aslında birileri.” Jessica'nın elini tutup dolapların yanında duran Carol'un yanına sürükledi.
Sarışın kız şaşkınlıkla Steve'e ve Jessica'ya bakıyordu. Yüzünde istemsizce oluşan gülümsemeye dur demedi. “Carol, bu Jessica. Jess, bu Carol.” gözleri dolaba yaslanmış duran esmer çocuğa kaydı “Bu da Tony.”
“Ta-tanıştığımıza memnun oldum.” Jess gözlerini Carol'dan çekmiyordu. Tokalaşmak için elini uzattı. “Ben de.”
“Seninle de Tony.” kız hâlâ gözlerini Carol'dan ayırmıyordu. İkisi de birbirine bakıyor ve durum gittikçe garipleşiyordu. “Peki, o zaman. Steve bence biz-”
“Kesinlikle.”“Çok garipler.” Steve gülerek Tony'e baktı. “Gerçekten. Aşk garip bir şey.” yanında gülümseyen çocuğa baktı. Dünya üzerindeki en güzel gülüş ona aitmiş gibi göründü gözüne. Mavi gözlerinin yanında oluşan kırışıklık ve pembe dudaklarının kenarındaki çizikler...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
somewhere only we know | stony
Fanfic«oh, simple thing where have you gone? im getting old and i need something to rely on.»