Gecenin bu saati kim gelmiş olabilirdi ki?Çağan hemen ayaklandı.
-Bekle fare ben bakarım.
-Hayır, beraber bakalım.Ben burda korkarım.
Birlikte kapıya ilerlerken, Argun'un huzur veren sesi kulaklarımı doldurdu ve bütün bedenimi etkisi altına aldı.Bi dakika bi dakika gelen Argun'du.Ne işi var bunun?
-Lalin, iyi misin?Orda mısın, ses ver?Korkutuyosun beni.Lalinnnn.Kızım aç şu kapıyı kıracam şimdi.
Telaşla hemen kapıya doğruldum.Kapının kolunu karanlıkta kavradıktan sonra sonunda açabilmiştim.
Karşımda telefonunun ışığını yüzüne tutmuş olan Argun'u görünce çığlığı basıverdim.
-Şşşşt korkma! Benim Argun.İyi misin sen?Bi ara çığlık sesini duyunca hemen koştum da niye açmıyosun iki saattir kızım?
-Kusura bakma karanlıkta anca açabildim.İyiyim ayrıca bişeyim yok.Gök gürültüsünden korktuğum için birazcık bağırmış olabilirim.Zaten arkadaşım burda sorun yok yani.
"-İyi, bişey olursa karşıdayım biliyorsun."
deyip evine doğru adım attı.Ve ben bakışlarında kıskançlığı gördüm.Ne yani Argun beni kıskanmış mıydı?
Argun'un arkasından yarı gülümser yarı şaşkın bakarken Çağan uyarırcasına öksürünce ona dönmek zorunda kaldım.Ve o kıskançlığı Çağan'ın gözlerinde de görmüştüm.Neydi bu şimdi, iki erkek arasında kalmak mıydı?
Ben bunları düşünürken aniden ışıklar açıldı.Sonunda elektrikler gelmişti.Mutluydum.
Mutluluğumun sebebi elektriklerin gelmiş olması mıydı yoksa Argun muydu bilememiştim doğrusu.Sonra aklıma takılan şeyle olduğum yerde durdum.Nee olamaz!Saçlarını kestirmişti.Niye mi bu kadar şaşırdım?Çünkü saçları uzundu, tokayla bağlıyordu ve bu benim hoşuma gidiyordu.Ne yazık ki saçlarını kestirmişti ve ben buna üzülmüştüm.Karnımın acıktığını hissedince bişeyler yemeye karar verdim.
-Çağan bişeyler yesek mi?
-Sen hazırlayacaksan olabilir.
Gülümsemiştim.Ayaklarımı sürüte sürüte çok büyük olmayan mutfağıma ilerledim.Mutfağımı hayalimdeki gibi tasarlamıştım.
Siyah kapıyı açınca sağ tarafımdaki bembeyaz mutfak dolabı ve tezgahı gözüme ilişti.Sonra sol tarafıma döndüm.
Bu sefer de gözüme ilişen küçük mutfak masam oldu.Mutfak masam siyah mermer desenli ve 4 tane sandalyem ise beyaz kadifemsiydi.Ortada ise yumuşak tüylü bembeyaz küçük bir halım vardı.Mutfağım benim için vazgeçilmez olan bir yer.Yemek yapmak favorilerim arasında.Ne yapsam diye düşünürken dolaptan bişeyler çıkarmayı düşündüm.En iyisi gece kahvaltısı.
Buzluktaki soğan halkasını ve patatesi çıkardım.Kızartma tenceresine yağı bırakıp ocağın altını açtım.Peynir, salatalık, domates gibi kahvaltılıkları masaya bıraktım.Aklıma gelen şeyle hemen yağın altını kapattım.
Madem kahvaltı yapıcaz o zaman çay da demlemem gerekir değil mi?Herşey hazırdı."-Yakışıkkklııı."
dediğim gibi yarı uykulu gözlerle mutfağa geldi.İçimdeki ses Argun'u da çağır diyordu.Ama çekiniyordum. Kararsız kalmıştım.Bu kararsızlığım Çağan'ın gözünden kaçmamıştı.
-Hayırdır fare, noldu?
-Immm, şeyyyy.Birini daha çağıralım mı?
Gözleri koyulaşmıştı.Ama benim evim olduğu için diye düşünüyorum, bişey diyememişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Okyanus Etkisi
ChickLitI know I haven't changed but I'm not the same. Büyük acının ardından gelen okyanus etkisi.