Her zamanki gibi güzel,yumuşacık yatağında mışıl mışıl uyuyordum. Sabah alarmım çalması ile sıçrayarak uyandım. Neden bu kadar erken kalkacaktım ki bilemedim.Tekrar uykuya dalıyordum ki kapıdan içeri Ayşe Sultan girdi.Ayşe Sultan ,ben yurda geldiğimden beri ,yani ben doğumdan beri yurttaki tüm kızlara annelik yapan dadı idi.Yurta bir yaramazlık yapınca her zaman müdüre hanıma bizi şikayet etmez kendisinin hatası olduğun söylerdi. Ayşe Sultan en çok bizim odadaki kızları severdi çünkü Ayşe Sultan'ın bir dediğini iki etmezdik, küçüklükten beri.'Ayşe Sultan'diye sadece biz derdik diğer odadaki kızlar ya 'Ayşe teyze' yada 'Ayşe abla' derdi.Biz Ayşe Sultana bizim annemizin olduğu için ,başımızın tacı olduğu için diyorduk.Her zaman anneler gününde ona hediye alır onu duygulandırdı.Ben ilk defa orada anneler gününü bildim.Ayşe sultana ilk hediyem,bir çiçek buketiydi.Bu özel günlerde geç yatar ,sonra müdürümüz Hatice Hanımdan azar yerdik.Yurtta baba diyeceğim kimse yoktu, çünkü bizim yurdumuz sadece kızlar için olduğundan sadece bayanlar çalışıyordu.Okuldaki hocalarımız bazen bizim yanımızda kalma zorunluluğu olduğu için onlardan da sadece bayan hocalar bizimle kalıyordu.Yani sizin anlayacağınız bizim yurda insanı bırak erkek sinek bile giremezdi.
O gün hiç kalkmak istemiyordum çünkü normal okul saatinden daha erken kalmıştık.Ayşe Sultan odaya girdi ve bize:
-Aaa kızlarım bu saate kadar yatılır mı bu gün önemli bir gün ben size dün demedim mi geç yatmayalım diye ,yine tuturdunuz dün illede anı anlat diye bakın şimdi kalkamıyorsunuz.Ayşe Sultan bize uykumuzun olmadığı zamanlarda gençlik yıllarını anlatırdı.Gençliğinde bence çok can yakıcı imiş Ayşe Sultan.Odada altı kız kalıyorduk,ve hepimizde okulda aynı sınıftaydık.Yani orada da yanlız değildim.Yataklarımızı çift katlıydı.Ben alt katta yatıyorum,çünkü yatarken deli gibi yattığım için her zaman korkmuşumdur üst yataktan yatarken düşeceğime o yüzden üst yatakta yatamam.
Odadaki hemen hemen herkesin hayat hikayeleri aynı,hatta yutttakilerin hepsinin hikayeleri aynıdır.Ya annesi babası ayrılmıştır çocuğa ben bakmam bakamam diyerek yurda vermiştir,ya kızın bir sorunu vardır al sen bak diye diye yurda verilmiştir,ya da beni bıraktıkları gibi daha kumdakta iken verirler.Her biri ayrı ayrı sorun.
Odada en iyi anlaştığım arkadaşım Ecrin di.Ecrin de benim gibi doğduğunda bu yurtaimiş.Acaba hayat hikayelerimiz benzediği için mi ne onu daha çok seviyorum.Diğer arkadaşlarımı da seviyorum ama Ecrin'in yeri çok farklı bende.Ecrin ile birbirimize hep destek olduk.Onun ile aynı sınıfa düşmek için elimden geleni yaptım,çünkü Ecringilin sınıfı diğer sınıflara göre daha zekiydi.Sonuç itibarı ile anaokul,ilkokul,orta okul ve lisede aynı sınıfta olduk.Özelikle liseye geçerken o liseye geçiş sınavına o kadar çalıştım ki ,Ecrin de beni çalıştırdı tabiki onunla aynı liseye gidebildim.Yurttaki kızlar da bize ortak olup herzaman yaptığımız gibi birbirimize destek olduk ve hepimiz aynı liseyi kazandık.Aramızda en zeki Ecrindi.Ben o kadar tembel değildim,ama çalışkan da değildim ortadaki guruptaydim Ecrin'nin sayesinde.
Biz Ayşe Sultanın kapıyı açıp içeri girdiğini duyduk,hemen kafamızı yastığın altına koyduk o anda herkez aynı cümleyi tekereliyordu:
-Biraz daha Ayşe Sultan.Ayşe sultan bizim hem sözümüzü kesiyor hemde üzerimizdeki yorganları almaya çalışıyordu.Her sabah eğer geç kalkarsak aynı şey yaşıyordu ama bu durumdan hiçkimse rahatsız değildi.Zor da olsa gözlerimi açmaya başlamıştım.Ayşe Sultana bakıp"günaydın sultanların sultanı"dedim ve yatağından kalkıp yanağına öpücük kondurdu o ise :-Günaydın Mayısım dedi.O bana her zaman Mayısım derdi, diğer kızlar kıskansalar da.Her zaman olduğu gibi bizim katta ekmek kuyruğu gibi tuvalet kuyruğu vardı.Tekrar odaya gittim ve kızlar hala uyuyordu.Bende Ayşe Sultan gibi onların yorganlarını çektim aşağı attım. Beş dakika sonra hepsi beni kovaladı,ben amacıma ulaşmıştım onlar ise uykudan yine mahkumdur.Ecrin de alıp tuvalet kuyruğuna girdik.Yaklaşık onbeş dik sonra tuvalete girip çıkmıştım.Tekrar odaya gittiğimde yatağını topladım,sırada odadan içeri diğer odadaki Emel adındaki arkadaş geldi ve:
-Günaydın,pikniğe giderken ne giyeceksin dedi.Bende şaşırarak.
-Pikniğe mi gidecekmişiz bize söylenmedi ki ,dedim.Îçeri Ecrin ve Tuğba girdi.Tuğba,Emelin arkadaşıydı.Kızlara haberleri olup olmadığını sordum,onların da haberi yokmuş.Sonra Ecrin ile beraber Ayşe Sultanın odasına gittik.Ayşe sultanın kapısını tıklayıp içeri girdik ona da sorduk,o bize "ben sizi sabah neden bu kadar erken kaldırdım?bu yüzden ,hadi daha hazır değilsiniz hemen üstünüze rahat birşeyler giyin"dedi ve biz Ecrin ile beraber hızlı adımlarla odaya gittik odadaki kızlar üst değiştiriyordu tıktıklamadan girdiğimiz için hepsi bağırmıştı.Odaya girdik ve"kızlar çabuk hazırlanın pikniğe gideceğiz,Ayşe sultan o yüzden bizi erken kaldırmış" dedim. Kızlar üstlerine giydiği için bizde Ecrin ile çabucak üstlerimizi giyindik ben eşofman giyinmiş,saçımı da yukarıdan dağınık topuz yaptım.Rahat olalım dedik,ne de olsa piknik.Pikniğe her ayda iki üç kez giderdik.Aşağı hep beraber indiğimizde tüm yurt hazırlanmış kapıda bekliyordu,ay sanki bizi bekliyorlar diye kendi kendime söyledim ki müdüre hanım "alt tarafı bir pikniğe gidiyoruz ne lüzumu var bu kadar süslenmeye" diyordu.Îyide biz süslenmedik sadece eşofman giymiştik.Hemen gelen servislere bindik ve yola çıktık.Yolculuğumuz güzel geçiyordu hep watsapta durum paylaşıyordum. Durumu görecek arkadaşlarım ve öğretmenlerim vardı ,telefonumun rehberinde akrabalardan kimse yok.Boş yere paylaşıyordum ama olsun fotoğraf ve video çekmeyi seviyorum ileride youtube kanalı açmayı düşünüyordum.Pikniğin yapılacağı alana gelmiştik her kez arabalardan eline ne geçerse almış masalara doğru götürüyordu.
Îlk kahvaltı yapacaktık onun için hocalarımız ve yutta görevli olan hizmetlilere yardım ettik.Ben karpuz doğradim ama o kadar güzel kokuyordu ki karpuzu yememek için kendimi zor tutum bayılıyorum karpuzu kendine ve kokusuna,hemen yanımda Ecrin domates doğuyordu,ben ona karpuz verdim kendimde yedim tabiki o da bana domates verdi.Yavaş yavaş sofra kuruluyordu.Tüm yurt masaya sığmayacağı için bizim kızlarla biz çimenlere bir sofrabezi serdik orada kahvaltımızı yaptık.Herkesin kahvaltısını bitmiş herkez etrafı gezmeye başlamıştı.Biz kızlarla voleybol oynayacaktık.
Bizimle gelmeyen hocalar kahvaltıdan sonra gelmeye başlamıştı.Ayşe sultana voleybol oynamaya gittiğimizde haberdar edelim dedik ve tam o sırada bize doğru benim en sevdiğim hocam olan Kerim hocanın geldiğini fark ettim.Hocaya selam verdim,yanında muhtemelen bizim yaşlarımızda biri ile geldi.Büyük bir ihtimalle oğlu olması gerek çünkü bize hep bahsediyordu.Oğlu bizimle tanışmak için elini uzatarak "ben Deniz ya sen "diye sordu.Bende elimi ona uzatarak "bende Mayıs"dedim.