''BÖLÜM:8''

23 23 2
                                    

  Ecrin ile birlikte odaya sessizce girdik.Odadaki kızlardan daha geç yatıyor,daha erken kalacaktık.Sabah üzerimize değiştirirken yapacağımız o seslerden ve bu gece ses yaptığımız için kızacaklarından emindim.Ecrin ile birlikte yatınca her zaman olduğu gibi 'duvardan tarafa ben yatmam' diye kavga ederdik. Duvardan tarafa yatmak istemiyorum,çünkü malumunuz sonbahar ayında olduğumuz için duvar soğuk olucak onun için,ama yaz olursa da yine kavga ediyoruz 'ben yatıcam' diye.Yaz olduğu için insan bir ferahlık istiyor,o ferahlığı da duvardan alıyor.Ecrin ile her seferinde olduğu gibi taş-kağıt-makas oyunu oynadık ve bu sefer ben kazandım. Duvar tarafında Ecrin yattı,ama tabiki vicdanım rahat etmediği için duvara minder koydum öyle yattı.Alarmımı 07:00‘a kurdum,yatağımın hemen yanında iki çekmecesi olan dolabın üzerine koydum.Eğer uyanamaz isem diye de çalar saatimi de kurdum.

  Yataktan nasıl kalktığımı bilmiyorum 'neden mi?' ben yatmadan telefonumun ve çalar saatimin alarmın kurmuştum bir de Ecrin'nin telefonu çalınca kalkmamak mümkün değildi.Alarmlar çalınca zaten odadaki kızların uykuları da bölünmüştü.Îlk önce kendi alarmımı,sonra çalar saati sonra da Ecrinin telefonunun alarmını kapatım.Yatağımda Ecrin yoktu.O sırada kapı sessizce açıldı,ardından Ecrin geldi.
-Nerdesin ya,dün zaten ben alarm kurmuştum sen niye kurdun? dedim.
-He kızım,sana bırasaydım da dünkü gibi geç kalksaydık,demişti.Evet Ecrin haklıydı dün 'alarm ben kurdum' deyip kurmayı unutmuştum.
-Nerdeydin?
-Erkenden kalkıp tuvalet kuyruğuna gireyim dedim de fazla kişi yoktu,hadi daha fazla kişi gelmeden sende git ben yatağı toplarım.
-Tamam iyi o zaman ben ordan da kızları Tuğbagili kaldırayım, dedim ve yataktan kalkıp Tuğbagilin odasına girdim onu kaldırdım o da arkadaşların kaldırdı sonra da tuvalete gittim.

  Odaya gittiğimde Ecrin çantasını hazırlıyordu.
-Sen çanta alıyorsan ben almıyayım,demiştim.Boş yere kalabalık olucaktı benim sadece telefonum vardı onu da zaten pantolonun cebine koyardım.Kıyafetlerimi almak için dolabımı açtığımda bir felakete uğradım.Neden mi? Sizin de aşırı hatta 'aşırı' kelimesi yanında hafif kalan,yerden bir çöpü almaya erinen Ecrin gibi bir kardeşiniz var ise e bir de onun ile aynı dolabı kullanıyor iseniz düşünemiyorum.Dolabı açtığımda tüm kıyafetler birbirine karışmıştı.Ecrin ile kıyafet ayrımı yapmazdım, onun kıyafetleri benim benim kıyafetlerim onundu. Ecrini her seferinde uyarmaktan ben bıkmıştım,ama o bu lafları duymaktan bıkmamıştı.Ama olsun ilk başta kavga eder sonra sonunu tatlıya bağlardık.

  Bugün hava güneşli olduğu için tişört giyeyim dedim.Benim şansım yoktu gerçi.Ben tişört giydiğim zaman yağmur yağar, kalın şeyler giydiğimde aşırı sıcak olurdu.Ben ne olur olmaz yanıma kot ceketimi giydim.Altına da dar bir tane pantolon giydim.Saçlarımı nasıl yapsam diye çok kararsız kaldım,sonra yukardan bir tane bağladım.Bende artık hazırdım.Odadan içeri Feride hoca girdi:
-Hadi bakalım koridordaki kutuları alın Tuğbagil de alsın birer tane,aldığınız kutuları aşağı indirin sonra kahvaltı yaparız kahvaltıdan sonra da yavaştan yürüyerek yola çıkarız,demişti fısıltayarak gerçi ne kadar fısıltıyla konuşsakta kızlar sabahki alarm sesinden uyanmışlardı. Ben sevinmiştim çünkü yürümeyi seviyordum.Ellerimize birer tane kutu aldık aşağı yemekhanenin önüne koyduk.Ayşe Sultanı ocağın başında gördüm ve:
-Günaydın sultanların sultanı,ımmmm yine bakıyorum da döktürmüşsün,dedim.Ayşe Sultan patetesli yumurtaya bayılıyor dum.Yapılışı çok kolaydı öğrenci hayatım boyunca da sürekli yaptığım için bundan dolayı seviyordum.

  Hep beraber masaya oturduk,yemeğimizi afiyetle yedik,el birliği ile oraları çabucak toparladık.Feride hoca:
-Hadi bakalım kızlarım,Ayşe sen bizimle mi gel istersen?dedi. Ayşe Sultan bizimle gelecekti.Kızlarla beraber kutuları aldık,kutular fazla ağır değildi.Ecrin ile kutularımızı yerden aldık.Ecrin 'sence Kerim Hoca ile seninki gelir mi?' demişti,etrafıma bakmıştım zaten bizimkiler de önden gidiyorlardı.Ben bir durakladım sonra yürüyerek 'ay ne bileyim gelirse gelsin yani...hem bu arada ne ara benimki oldu?' demiştim.Yani haklıyım ne ara benimki olmuştu ortada birşey yoktu.Ama sen dur canım arkadaşım bende senin bir kozunu bulurum.Ecrin ile yurdun merdiveninden inerken 'oha bu kadar olamaz kızım Kerim Hoca gelmiş bak yanında kim var?' demişti gözlerini açarak.Ben Ecrinin ''oha'' diyerek karşıya bakması ile benim de bakmam ile dona kalmam bir olmuştu.Bende kendimce oha dedim.Kerim Hoca ile Feride hoca konuşuyordu. Kızlar önden gidiyordu bazıları zaten Feride Hocanın yanında idi.Kerim hoca oğluna bizi işaret ederek 'oğlum ne duruyorsun git Mayısgilden kutuları al.Deniz bize doğru yürüdü.Ben hala dona kalmıştım çünkü bugün düne göre daha yakışıklı olmuştu. Galiba üstündeki karamel rengindeki tişört yüzündendi, ona çok yakışmıştı.

  Ecrin yine yapmıştı yapacağını,bizi merdivenlerin başında yanlız bırakmıştı.Bana Deniz ellerini uzattı ve 'ver ben taşıyım' demişti.Tabi ben onun ağzından kelimeler çıkınca kendime geldim.Ben de ona 'gerek yok ya...hem zaten ağır değil' demiştim.Yine o inat ben inat,bu sefer onun dediği olmuştu. Kutuyu benim elimden alınca,elleri elime deyince,gözlerimiz yine birbirini bulmuştu.Îşte o his var ya yine o olmuştu.Ben tabiki hemen ellerini elimin üstünden çekerek Ecrinin arkasından gittim.Aslında buna kaçmak da denebilir,çünkü biri senin eline elini değdiriyor (bu biri dediğimiz kişi erkek) ve ayrıca karşındaki kişinin bir kız arkadaşı var.Bu nasıl olabilir ki sonunda yine sen suçlu olursun hem sevenler ayrılmamalı...

  Kerim hocaların yanına gidince Feride hoca bana:
-Mayıs sen Ayşeyle Kerim Hocanın arabası ile git,demişti.Aaa ama ben yürüyerek gitmek istiyordum,ne güzel yürüyecektik. Bende Feride hocaya:
-Neden hocam? Hani yürüyerek gidecektik?
-Kızım bende yürüyelim dedim ama Kerim hocanız illada  malzemeleri benim arabaya koyun deyince mecburen malzemeler bizden önce gideceği için onların başında birinin durması lazım e hadi ben gitsem bu kızlar var onların başında biri durmalı onun için sen gitsen olur değil mu? demişti.Feride hoca okadar iyi anlatmıştı ki anlamamak mümkün değildi. Bende mecburen onayladım.

  Kerim hocanın arabasına binince Kerim hoca
-Ayşe sen öne otur,Deniz sen de arkaya,demişti.Oha biz şimdi Deniz ile birlikte arkada mı oturacağız.Ben Kerim hocanın arabasını çok seviyorum modeli oldun,rengi olsun,e bide rahat daha ne olsun.Modeli fiat 500,rengi şu yeşili.Ben arabaya doğru yönelince Deniz kapımı açtı.Kırmızı olmuştum bunun farkındayım ya çocuk sen neden beni utandıracak hareketler yapıyorsun? demiştim içimden.Arka koltuğa oturduk ben şoför koltuğunun hizasindaki cam kenarına oturdum,Deniz de diğer cam tarafına yani orta kısım boştu.Ben şimdi orda rahat edemem Ecrin orda olmayacak sonra gelecekti ben hem bu boşluğu doldurması için hem de beni orda yanlız koymaması için Kerim hocaya:
-Hocam burda yer var da Ecrin de gelebilir mi?,diye sordum.O da 'aç camı bağır gelsin' dedi ben hemen camı açıp bağıracaktım ama camı açamadım tuş içine girmişti.Deniz bana yaklaştı ve tuşu çıkardı.Biraz öyle kaldığımızın farkındaydım.Hemen bağırdım 'Feride hocam! Burda yer var da Ecrin de gelebilir mi?
o da zaten Ecrine 'git!' işareti yapmıştı ve Ecrin koşarak kapıyı açtı hemen bindi.Oha ya ben Ecrini benim ile Denizin arasına otursun diye çağırdım kız beni Denize itikledi.Deniz ile kollarımız  ve bacaklarımız birbirine değiyordu ne yalan söyleyeyim bu benim biraz hoşuma gidiyordu,onun o parfümü burnumun ucuna gelince sanki yeni doğmuş gibi oluyordum ne alaka ise.Kerim hoca radyoyu açınca 'Buray'ın:Aşka Layık Olanda Kalmadı' şarkısı çalıyordu.

Meğer ne boş heveslere kapılmışım
Sen neymişsin ben kendimi ne sanmışım
Gözlerim açık gider sana doğruyu söylemezsem 
Ben seni artık hiç sevmiyorum 
Sen beni aşka layık görmedin, senin kadar 
Ben artık aşkı senden çok seviyorum
Sana göre aşk laftan ibaret
Bana göre hayatın anlamı 
Sen bu yolda böyle devam et
Aşk layık olanda kalmalı

  Şarkı çalınca tuhaf olmadım değil,çünkü sözleri çok güzeldi ve çok anlamlıydı,''meğer ne boş hayallere kapılmışım...'' bende boş yere hayallere kapılmıştım.Ben ona karşı birşeyler hissettiğim kesindi ama benimkisi bir hayal,''sen neymişsin ben kendimi ne sanmışım...''o kim ben kim...

ADI DENÎZ OLAN HER ŞEYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin