Ben bu gün bir duygudan diğer duyguya geçmekten bıktım.Ne şimdi ben bu gün sadece adını bildiğim kişiye numaramı mı verecektim. Kerim hocaya 'tamam' diyebildim ,hem başka ne diyecektim hocaya güvenim sonsuzdu ama oğluna...
Eğer o çocuğa telefon numaramı verirsem Kerim hocanın hatrı olduğu için vericektim.Hocaların bazıları yemekten sonra dolaşmaya çıktı,bazıları da yavaş yavaş evlerine dağıldı.Eğer biz de hemen gittmezsek semaver keyfi yapacaktık yani bize Ayşe Sultan demişti.Ben normalde çayı severim ama az içerim fakat semaver çayının tadı bir başk oluyordu,içtikçe insanın içesi geliyordu..
Piknikte kimse kalmamış sadece Feride hocanın sorumlu olduğu odalarda kalan kızlar kalmıştı.Feride hoca bizden bir de Tuğbağilden sorumlu olan müdür yardımcısıydı.Yurtta her iki odadan bir tane müdür yardımcısı ve dadı sorumluydu.Yani bizden sorumlu Feride hoca ve Ayşe Sultan dı.Biz Feride hocayı ikna ederek biraz daha kaldık.Piknikte sadece kız kıza kalmamıza ,Kerim hoca 'böyle kız başınıza olmaz hem de bu saate, biz de sizinle kalalım sonra hep beraber gideriz'dedi. Feride hoca da 'ooo hocam iyi düşündünüz hem kızlar şimdi bir semaver yakar, diğer kızlar da çekirdek almaya gider güzel olur' dedi.Yine son dakikalarımı Deniz ile geçecekti buna sevinmeli miydim? sevinmemeli miydim?
Ayşe sultan 'Tuğba kızım siz benle gelin bir semaver yakalım, 'Mayısım sen de Ecrin ile çekirdek almaya gidin' dedi.Bunu duyan Kerim hoca biraz kızarcasına'bu saatte kız başınıza hiç olur mu ? oğlum kızlarla sende git' demişti, Allahım bu adam bilerek mi yapıyordu sürekli beni Deniz ile muhatap ediyordu. Deniz 'tamam baba' demişti sadece.Ayşe sultan cebinden para çıkartı ve bana uzatarak 'Kerim hocaya ve Feride hanıma sor bakalım çekirdeği kabak mı? diğerinden mi? alalım diye ,ha bide başka birşey alalım mı? diye de sor' dedi. Bende Ayşe Sultana 'Ayşe Sultan bende var para' diyerek elime tutuşturduğu parayı geri verdim.Ayşe Sultan normalde ısrar ederdi ama benim ne kadar inat olduğumu bildiği için üstelemeden uzattığı parayı tekrar cebine koydu.Kerim hoca ve Feride hocaya 'hocam çekirdeği kabak mı diğerinden mi alalım?' dedim onlar da 'kafana göre takıl 'dedi.
Ecrin seslendim ama sanırım beni duymamıştı,çünkü ortada yoktu acaba yine nereye gitmişti.Ben Ayşe Sultana sordum ama görmediğini söyledi sonra da Feride hocaya 'hocam Ecrin nerede?' dedi.O da tuvalete gittiğini söyledi.Ben onu bekleyim dedim ama Kerim hocarda 'hadi oğlum siz gidin çekirdek alın' dedi.Deniz oturduğu yerden kalktı 'hadi gidelim' dedi.
Ben biliyordum Ecrin kesin bilerek bizi başbaşa bırakmıştı. Ama ben ona yurtta soracaktım.Giderken Deniz:
-Bana bir borcun var,dedi.Bende:
-Ne borcuymuş,dedim ama hiç gözlerine bakmadan.Yanyana gidiyorduk zaten.Birden önüme geçerek:
-E okadar seni toptan kurtardım.O yüzden herşey karşılıklı olduğu için sende benim için birşey yapacaksın.Ben onu solayarak öneden gitmeye başlamışken:
-Tamam bir gün sana da top gelirse bende seni kurtarır ödedeşiriz.Gerçi bu son görüşmemizdi demiştim.O arkamdan geliyordu söylene söylene geliyordu.
-Ne demek bu son görüşmemiz hem sen bana telefon numaranı vermedin hala babama tamam demiştin.Bana telefonunu uzatı.'Şifresi Melek kendi numaranı kaydet' dedi.Allahım ya rabbim hem numaramı istiyor hemde şifresini söylüyor.Îçimden bir his al telefonu at diyordu ama içimdeki şeytana uymayacaktım.Uzattığı telefonu elime aldım,şifresini girdim telefonunun ekranındaki fotoğraf dikkatimiçekmişti, Deniz ve yanında bir kız vardı.Bilerek mi yapıyordu tamam sevgilin var neden gözümüze kadar sokuyorsun be adam.Telefonuna benim numaramı kaydetikten sonra 'ne diye kaydedeyim' diye sordum o da gülerek 'gamzelim' dedi.Bu çocuk iki kişiyi bir arada idare ediyordu.Ona değişik değişik baktığımda, elimden telefonu aldı ve 'tamam ben kaydederim' dedi.Yolda öylece giderken benim fotoğrafımı aniden çekti ben sinirlenerek 'neden çekiyorsun'diye yol ortasında hem bağırıyor hem onun telefonunu almaya çalışıyordum ,yani ona tırmanıyordu.Deniz bende baya uzundu aramızda tam tamına 15 santim vardı, onun boyu 1.70'ti benimkinide e bi zahmet siz hesaplayın.Ben Denizin telefonunu alıp resmimi silmeyi düşünüyordum ki koşmaya başlamıştı ben onu kovalıyordum.O hallerimiz çocuklar gibiydi.Önden hızlıca koştuğu için bende onu kovalarken yorulmuştum. Durarak kaldırıma oturdum o da benim onu kovalamadığımı fark edince geri döndü benim yanıma oturdu.
-Akşam akşam güzel oldu spor yapmış olduk,gerçi sporo ihtiyacımız yok ta olsun sağlık için,demişti nefes nefese.
-Hala spor diyo,pardon da sen manyak mısın bak o resmi sil yoksa...
-Yoksa ne olur babamamı şikayet edersin,diyerek hem sözümü kesti hemde ukalaca güldü.
-Korkma ben senin bildiğin kızlar gibi değilim,hemen gidip babana şikayet etmem.
-Peki ne yaparsın? dedi gözlerimin içine bakarak.Bende onun gözlerine bakınca bir an dünya durdu sonra kendimi toplayarak.
-Şey...polise şikayet ederim,bu adam beni şantaj ediyor derim dedim.Yolda o kadar konuşmuştuk ki zar zor büfeye varmıştık.Dondurma aldığımız büfeden çekirdek alacaktık.Büfede kuruyemiş reonunu bulmaya çalışıyorduk Denizle.Uzun arayışlar sonucunda Deniz bana 'gel gel buldum!'dedi.Reonda baya çekirdek çeşidi vardı.Kıbrıs çekirdeği,kabak çekirdeği, malatya kayısı çekirdeği,tuzlu-tuzsuz çekirdek...bütün çeşitlerinden vardı.Seçmek Deniz ile bana kalmıştı,bizde tabiki kararsız kalmıştık.
-Sen seç,demişti Deniz.Bende reona yaklaşarak önüme geçen tüm çekirdek çeşitlerinden aldım.Kasaya doğru gittiğimizde Deniz, cebinden cüzdanını çıkarmış,cüzdanından da para çıkarıyordu. Bende Denize bakarak 'ben vericem' demiştim.O çoktan kasiyerdeki amcaya parayı vemişti.Sonra da bana göz kırptı.Ben tabiki ona dışarıda parasını verecektim,çünkü Ayşe Sultan bana al demişti..Kasadaki amca ürünleri geçiriyor bizde poşete koyuyorduk. Büfeden dışarı çıkarken ona elli lira uzattım,o da kaşlarını çatarak 'sakına,koy o parayı cebine' dedi.Ben normalde ısrar ederdim ama o ciddi ciddi bakınca vazgeçtim.Büfeden çıktık oturduğumuz yere doğru giderken:
-Resmini silmemi istiyormusun? demişti.Benim resmimi silmesini istediğim halde boş yere neden soruyordu ki.Ona:
-Evet,dedim.O sorduğu saçma sorunun cevabını bildiği için ardından:
-Bir şartım var dedi.Bende o şartının olduğunu söyleyince ona ters ters baktım.
-Neymiş o şartınız beyfendi? dedim biraz sinirle.O da ona 'beyfendi' dediğim için güldü.
-Benimle şöyle güzel bir fotoğraf çekinirsen belki bu resmini silerim,dedi.Benle dalga geçiyordu herhalde.Onunla fotoğraf çekinmeyen bir aklım çekin olsun bitsin ne de olsa öncekinden daha iyi, bir aklım çekinme dursun diyordu, ama çektiği resim resim değil çünkü çektiği resim benim ifşağımdı.Sonra ona dönerek:
-Tamam dedim.Ağzımdan tamam kelime nasıl çıktı ben bile anlamadım.Olduğum yerde kala kaldım,o da bir adım öne geçti ve selfi çekti.Bana biraz gülümse dedi.Bende espiri niyetine 32 dişimi çıkartarak güldüm o da güldü tam o sırada fotoğraf çekmişti. Anlamadan bilmeden çok harika bir resim olmuştu.
-Ben sana akşam eve gidince bu resmi atayım,dedi.Bende ona kafa sakladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ADI DENÎZ OLAN HER ŞEY
Ficção Adolescente"Însan önüne gelen her denizi sevebilir mi."